TMSF Başkanı ertürk: Geniş vizyon, kamuda fazla bir anlam ifade etmiyor

Haber Giriş : 18 Haziran 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, özerkliğin kamu yönetiminin yasal ve idari kısıtlamalarından uzak olmayı sağlamadığını, herhangi bir kamu kurumunun tabi olduğu bütün sınırlama ve kısıtlamaların, hatta daha da fazlasının TMSF için de geçerli bulunduğunu bildirdi.

Ertürk, TMSF ve Dünya Bankası tarafından ortaklaşa düzenlenen ''Aktif Satışı ve Varlık Yönetim Şirketleri'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, TMSF'nin sahip olduğu alacak ve varlık stokunun tasfiye görevini ifa ederken hedefinin en yüksek tasfiye değerini yaratmak ve bu değeri olabildiğince kısa sürede üretmek olduğunu belirterek, ''bir başka deyişle hedef, en yüksek net bugünkü değere ulaşabilmektir'' diye konuştu.

Bu hedeflere ulaşabilmenin bazı şartların gerçekleşmesine bağlı olduğunu, öncelikle genel ekonomik ve finansal krizin ürünü olan bu sorunların çözümünün kriz şartlarının normalleşmesiyle çok yakından ilişkili olduğunu vurgulayan Ertürk, parasal değerleri erozyona uğratan mal ve hizmetlere olan talebi asgariye indiren kriz şartlarının normala dönmesinin talebin canlanmasına ve buna bağlı olarak mal ve hizmet değerlerinin yükselmesine yol açtığını söyledi.

Ahmet Ertürk, ancak bu yükseliş trendinin bütün fiyatların ve değerlerin otomatik olarak yükselmesi anlamına gelmeyeceğini ifade ederek, şunları kaydetti: ''Elinizdeki varlıkların değerini yükseltebilmeniz onları nasıl yönettiğinizle de yakından ilişkilidir. Varlık ve alacak portföyünüzün bugünkü değerini maksimum düzeye çıkarmanız öteki şartların sabit kaldığını varsayarsak bu portföyü en hızlı şekilde elinizden çıkarmanıza yani likit değerlere dönüştürmenize bağlıdır. Hızlı davranmak devlet işletmeciliği anlayışının baskın olduğu ortamlarda çok daha önemlidir. Geniş bir varlık ve alacak portföyünü devlet işletmeciliğinin karar almayı güçleştiren, sorumluluk üstlenmeyi cezalandıran anlayışına terketmek bu portföyün değerini azalmaya terketmek demektir.'' Ertürk, hızın ve değerin birlikte yükselmesinin aynı zamanda geleneksel yönetim anlayışının terkedilerek yeni modellerin uygulanması, uluslararası başarı örneklerinin izlenmesiyle mümkün hala gelebileceğini belirtti.

''GENİŞ VİZYON, KAMUDA FAZLA BİR ANLAM İFADE ETMİYOR''

Ertürk, bankacılık sisteminin neredeyse yüzde 20'sinin çökmesiyle oluşan ve Merkez Bankası'ndan sonra Türkiye'nin en büyük bilançosuna sahip bulunan TMSF'nin, elindeki varlık ve alacak portföyünün yönetimini bu vizyon eşliğinde yürütmeye çalıştığını söyledi.

Ertürk, ''Ancak realist olmak gerekirse geniş bir vizyona sahip olmanın kamu yönetim alanında fazla bir anlam ifade etmediğini söylemek durumundayız. Geniş anlamda kamu yönetimi sınırları içinde faaliyet göstermek bazen sahip olduğunuz vizyonun ve iş yapma iradesinin bile sorgulanmasına hazır olmanız anlamına gelir'' diye konuştu.

Ahmet Ertürk, TMSF'nin üstlendiği varlık va alacak portföyü yönetiminin kurumsal çerçevesi konusundan bahsederken TMSF'nin bu yılın başlarından itibaren özel bir kurum olarak faaliyetlerini sürdürmesinin hızlı ve etkili bir yönetim sergilemesinin altında yatan temel unsurlardan birisi olduğunu vurguladı.

Özerkliğin karar alma ve uygulama süreçlerinde bağımsız olma anlamına geldiğini, bunun da hızlı ve kararlı davranmayı sağladığını belirten Ertürk, ancak özerkliğin kamu yönetiminin yasal ve idari kısıtlamalarından uzak olmayı sağlamadığını, herhangi bir kamu kurumunun tabi olduğu bütün sınırlama ve kısıtlamaların, hatta daha da fazlasının TMSF için de geçerli bulunduğunu söyledi. Ertürk, şöyle devam etti: ''TMSF ve benzeri özerk kurumların etkinliğini tartışırken, kamuoyu çoğunlukla politik iradeden bağımsızlığın etkinlik için yeterli olduğu şeklinde bana göre yanlış bir alana çekildi. Oysa bu anlamda bağımsızlığı elde etseniz bile geniş anlamdaki bürokratik zihniyetin sınırlamalarından bağımsız olamıyorsanız fazla bir şey elde etmiş sayılmazsınız.

İş yapma iradesini felce uğratan, geniş vizyonlu olmayı cezalandıran hiçbir şey yapmamayı, statükoyu sürdürmeyi daha güvenli bir yol olarak gören bu zihniyetin bütün kamu yönetiminde her zaman daha baskın olduğunu kabul etmek zorundayız. Kısacası üst kurulların politik iradeden bağımsızlığını 'sihirli bir anahtar' olarak görmek şeklindeki yanlış ya da yetersiz konumlandırmayı tartışmaya açmak zorundayız.

Geniş imkanlara ve hareket kabiliyetine sahip kişi ve grupların yurtiçi ve yurtdışındaki icraatlarının topluma yüklediği maliyetlerin azaltılmasına yönelik çalışmaların sorumluluktan kaçan, inisiyatif almaktan korkan geleneksel devlet memuru anlayışı ile ve o kısıtlamalar içinde yürütülmesi ne kadar mümkün olabilir.''

''ALACAK STOKUNUN DONUKLUĞU TAHSİLİ ZAYIFLATIYOR''

Ahmet Ertürk, gerek bu kısıtlamalara gerekse bankalar kanununun ilgili maddelerinde bazı düzenleme eksikliklerine rağmen sorunlara hızlı ve sonuç alıcı biçimde yaklaşma azmini ve kararlılığını sürdürdüğünü kaydetti.

Ertürk, ''Ancak mevcut alacak portföyünün ve varlık stokunun biraz önce kısaca tanımlamaya çalıştığım sınırlamalar çerçevesinde kalınarak tasfiye edilmeye çalışılmasının yeterli olmadığını ifade etmek zorundayım. Fon'un yönetmekte olduğu alacak stokunun gerek Fon'a devredilen bankalar bünyesinde, gerekse Fon bünyesinde uzun süre donuk olarak kalmış olmasının bu alacakların tahsil kabiliyetinin oldukça zayıflamasına yol açtığı açık bir gerçektir'' şeklinde konuştu.

Diğer taraftan, özellikle büyük borçluların borçlarının yapılandırılmasının zorunlu olarak çok uzun vadelere yayılmış olmasının, TMSF'nin alacak yönetim fonksiyonunun da aynı sürelere bağımlı olarak devam etmesini gerektireceğini belirten Ertürk, ''Bu bağımlılık, geçici olması gereken bir kamusal fonksiyonun yani alacak tahsil işinin sürekli bir kamu kurumu biçiminde sürdürülmesine yol açacaktır. Bu da hiç kimsenin istemeyeceği bir sonuçtur'' dedi.

TMSF Başkanı Ertürk, Türkiye'de yeni piyasaların gelişmesine ve yeni finansal enstrümanların mali piyasalara girmesine ihtiyaç olduğunu dile getirirken, bu gerçeklerin alacak satış projesinin ve buna bağlı varlık yönetim şirketleri modelinin kamuoyunda tartışılmasının gerekliliğini ortaya koyduğunu söyledi.

Ertürk bu projenin mali piyasalara derinlik kazandırmak için önemli olduğunu kaydetti.

aa

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber