Yıldırım: CHP, oylarınızın bir kısmını HDP'ye verin diyor

Başbakan, CHP, HDP'ye barajı açtırmak için el altından çalışıyor. Bana seçmenlerden geliyor, CHP'li yöneticiler, teşkilat mensuplarına oylarınızın bir kısmını HDP'ye verin diyorlarmış. HDP'nin barajı aşması lazım diyorlarmış dedi.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 04 Haziran 2018 06:00, Son Güncelleme : 03 Haziran 2018 23:49
Yıldırım: CHP, oylarınızın bir kısmını HDP'ye verin diyor

Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'da medya temsilcilerinin önce gelen isimleriyle bir araya geldi. Memurlar.net olarak Başbakan'ın iftar davetine katıldık.

İftarda Başbakan, Medya temsilcilerinin sorularını yanıtladı. İşte Başbakan Binali Yıldırım'a sorulan sorular ve cevapları

Sayın Devlet Bahçeli'nin afla ilgili bir çıkışı oldu. Ramazan Bayramı öncesinde af çıkmasının yararlı olduğunu düşündüğünü söyledi, sizin bu konudaki görüşlerinizi merak ediyoruz.

Bizim gündemimizde af yok. Ben Sayın Bahçeli'yle bu ilk açıklamasından sonra konuştum. Kendisi hassasiyetlerini dile getirdi. Karar sizin tarzında bir ifadede bulundu. Biz de onun üzerine zaten görüşümüzü açıkladık ve gündemimizde af olmadığını ifade ettik.

Sayın Mehmet Şimşek'in Londra temasları var, ardından Fitch, Moody's'in açıklamaları üzerine Sayın Zeybekçi'nin açıklamaları, döviz ve faizle ilgili gelişmeler. Nedir bu son durum? Hükümetin aldığı son tedbirler nedir?

Arkadaşlar, 2018 yılının başından itibaren gelişmekte olan ülkelerin paraları Amerikan doları karşısında değer kaybetmeye başladı. Yani ekonomide yaşanan olayları bir dış kaynaklı sebepler, bir de iç kaynaklı sebepler diye ikiye ayırmak lazım. Dolayısıyla bu değer kaybı bütün paralarda var, hatta avroda da var. Amerikan yönetiminin aldığı kararlar doğrultusunda ciddi anlamda dolarda bir değer artışı söz konusu. İkinci konu da, Amerika faiz artırıyor. Belki yakın zamanda tekrar faiz artışına gidecek. Bunun tercümesi ne? Dünyadaki dolar yatırımcılarına evine dön diyor. Bu da, özellikle gelişmiş ülkelere kaynak sağlayan fonların çıkışı anlamına geliyor. Bir başka konu, petrol fiyatlarındaki artış, son 1 yılda yüzde 100 arttı. 80 dolara varili neredeyse dayanmış vaziyette.

Bunlar dış faktörler, yani bizde de böyle, Arjantin'de de böyle, Brezilya'da da böyle, Rusya'da da böyle, efendim İran'da vesaire sayıları çoğaltabilirsiniz, hatta Avrupa ülkelerinde. Bir de tabii bizim içten kaynaklı bazı konularımız var. O da nedir? Petrol fiyatındaki artışla beraber enflasyonun aynı şekilde etkilenmesi kısmen artış eğilimine girmesi. Ayrıca, petrol ithalatı nedeniyle cari açığın doğal olarak artması. Biz petrolümüz olan, doğalgazımız olan bir ülke değiliz. O bakımdan bunlar da bir anlamda cari açığı etkileyen faktörler. Bunların da katkısıyla işte değerlendirme kuruluşları falan, Türkiye'nin çifte açığını ve açıktaki büyümeyi ilerisi için bir olumsuz gelişme olarak öngörüyorlar ve sık sık toplanıyorlar, dağılıyorlar, açıklama yapıyorlar, not indiriyorlar, izlemeye aldık diyorlar, tabii bunlar masum şeyler değil. Bunlar olmakla beraber, seçim sürecini, seçim sonucunu etkilemeye yönelik ayrı bir gayretin olduğunu da göz ardı etmememiz lazım, bunu da görüyoruz. Çünkü programlarında, takvimlerinde olmayan, mutat zamanlarda yapmaları gereken değerlendirmeleri öne çekiyorlar, seçim takvimine göre program değiştiriyorlar, bunlar manidar, zamanlama açısından manidar...

'Piyasalara olumsuz algı yerleştirmeye çalışıyorlar'

Size göre mana nedir efendim?

Mana şu: Piyasalara olumsuz algı yerleştirmeye çalışıyorlar. Türkiye'de işte ekonomi kur hareketleriyle beraber bu olumsuz algı seçimde olumsuz bir sonuç doğursun. Çok açık değil mi, bunu yapmaya çalışıyorlar, bu yeni bir şey değil. 15 Temmuz darbesi başarısızlıkla sonuçlandı, mutsuz oldular bazı şeyler de. Hemen bu değerlendirme kuruluşları hızlı bir şekilde hareket etti. Darbede yapamadıklarını ekonomi üzerinden yapma gayretine girdiler, ama o zaman da yine sonuç alamadılar, çünkü biz daha hızlı hareket ettik, tedbirlerimizi çok seri şekilde aldık. Hatırlayın 2017 senesi için büyük bir felaket senaryosu yazılmıştı. Ama 2017'yi Türkiye belki dünyada OECD içinde İzlanda'dan sonra ikinci, ama dünyanın bütün ekonomilerinin üzerinde bir büyümeyi başardı.

Şöyle bir analiz yapmakta fayda var, Türkiye açısından şunu söyleyebilirim: Bütün bu olan biten, anlattıklarımın hepsi geçicidir. Bunların bir kısmı seçime yönelik manipülasyonlardır, bir kısmı da küresel ölçekteki gelişmelerden kaynaklıdır Şunu bilmenizi istiyorum: Enflasyon konusundaki hassasiyetimiz, enflasyonun aşağıya çekilmesi, tek haneye indirilmesi konusundaki kararlılığımız devam edecek. Tabii ağırlıklı olarak seçimden sonra bu daha hız kazanacak. Bir cari açık konusunda dengeleme yoluna mutlaka gidilmesi gerekiyor. Bunun çalışmalarını yapacağız, tedbirlerini aldık.

Tabii bunlar olurken iyi şeyler de var, mesela turizmde ciddi bir sıçrama var, 40 milyonu aşacağımızı öngörüyoruz, bu önemli bir şey.

Biz bugün Rusya'yla daha çok ticaret yapıyoruz, yüzde 40'ı aştı bu sene, geçen seneye göre yüzde 40 fazla ticaret yapıyoruz yılın ilk beş ayında. Aynı şekilde İran'la, Ortadoğu ülkeleriyle, bunlar petrol üreticisi ülkeler, bunlarla ticaret gelişiyor. Niye? Nakitleri, dövizleri olmaya başladı. Bize olumsuz yansımasına rağmen, diğer taraftan ihracatımıza olumlu katkısı var, o yüzden de ihracat her ay rekor kırıyor, iyi gidiyor. Turist daha çok geliyor, biraz kurdaki gevşemeden dolayı daha çok turist geliyor.
Seçim dönemi olduğu için ekonomide herkes bekle gör moduna giriyor, bu doğal bir şey, bunu ayıplamak mümkün değil. İnsanlar, dur bakalım, bir seçimleri görelim düşüncesine her seçim döneminde giriyor. Bunu seçimden sonra artık ekonomi tekrar normal hızına dönmüş olacak.

2002'de 7 bin traktör satılıyor 1 yılda, 2017'de satılan traktör sayısı 72.900. Büyüme olmasa traktörü ne yapacak adam, turistik gezi için mi alacak?

Otomobil satışı 2002'de 91 bin, geçen sene 723 bin. Motorlu araç sayısı 8,5 milyondan 22 milyona çıktı Türkiye'de, 2,5 kat artış.

Beyaz eşya 2002'de toplam satılan 1 yılda beyaz eşya sayısı 2,5 milyon. 2017'de 8,5 milyon.

Turistik amaçlı yurt dışına çıkış Türkiye'den, 3 milyon vatandaşımız yurt dışına gidiyordu 2002'de, geçen sene 8.9 milyon Türk yurt dışına tatile gitti. 3 kat.

Yeni kurulan şirket sayısı, hani ekonomi büyümüyor diyorlar ya; 2002'de 30.800 şirket kurulmuş, geçen sene kurulan şirket sayısı 73.800. Büyümeyen ülkede bu kadar şirket nasıl kuruluyor? Yabancı turist, 2002'de 12.9 milyon, 2017'de 40 milyon.
Yıllık konut satışı 1.4 milyon olmuş geçen sene. Böyle gidiyor rakamlar. Şimdi bu rakamlar ortadayken büyümenin sanal olduğunu söylemek ne kadar insaflı, ne kadar doğru? Türkiye büyüyor, bunun ötesi-berisi yok, 3,5 kat büyüdük kardeşim. Nereden bakarsan bak, hangi hesabı yaparsan yap aynı yere çıkıyor.


Sayın İnce; Demirel'in yaptığı köprü bayramda ücretsiz, ancak işte AK Parti'nin yaptığı, Erdoğan'ın yaptığı köprü bayramda ücretli diyor.

Tabii Muharrem İnce fizik öğretmeni, ama konuşmalarıyla merkezkaç kuvvetin formülünden uzaklaşıyor yavaş yavaş. Kritik hızın üzerine çıkınca savrulma olur biliyorsunuz, şu anda savrulma fazına geçmiş durumda.

Şimdi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olsun, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olsun, milli bütçeyle yapılan köprüler, genel bütçeyle. Yani Devletin kendi parasıyla vatandaşın vergisiyle yaptığı köprü bunlar. Yaparken de borç aldılar. Bu borcu öderken herkes katkı sağladı; yani geçen de katkı sağlıyor, geçmeyen de katkı sağlıyor, evet. Borç, vergiyle ödeniyor.

Ama Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü farklı. Bu yap-işlet-devret modeliyle yapılmış bir köprüdür. Maliyeti belli. Adama diyoruz ki, biz size şu kadar trafik garantisi veriyoruz. Bu köprüyü yapacaksın, ne kadar sürede işletip bize teslim edeceksin.

Formül çok basit, rekabet, yarışma oldu, Şimdi bu adam bu parayı harcadı, işte birim geçiş ücreti şu kadar, çarpı şu kadar trafik. Eğer bizim garanti ettiğimiz sayıyı aşıyorsa problem yok, aşmıyorsa farkını biz veriyoruz; olay bu. Ama ne var? İşte geçen süreyi de düşünürsek, birisi 7-8 sene sonra, birisi de 16-17 sene sonra bize geri dönecek. Ondan sonra ister bedava yaparız, ister paralı yaparız.

Yani şimdi bizim 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü o köprüye harcanan maliyeti karşılayacak ücretler mi uygulanıyor? Yok, sembolik ücretler uygulanıyor. Farkını nereden veriyoruz? Farkını aldığımız vergilerden veriyoruz. Öbüründe de kullanıcı ödüyor. Tamam, bayramlarda da bedava yapar, yapılabilir. Ama ne olacak bedava yapsan, biz vereceğiz.

15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsünü kullanan da kullanmayan da, gören de görmeyen de ödemesini yapıyordu. Burada durum farklı. Hizmet alan ödeme yapıyor. O yüzden bu tamamen bir kafa karıştırmaya yönelik bir değerlendirme. Mugalata.

'Metin Temel Paşa bir kahramandır'

İnce, bir Paşayla ilgili apoletlerini sökeceğini söyledi.

Bunun neresini düzeltelim?

Apolet meselesi çok önemli bir mesele. Bir yandan ben cumhurbaşkanı olursam hakimler ayağa kalkmasın diyeceksin, sonra beğenmediğin durum olursa apoletlerini sökerim diyeceksin, Hitler'e özeniyor. Buradan anlaşılan odur. Hukuk devletinde herkes hukuka saygı göstermek mecburiyetinde. İster cumhurbaşkanı olun, isterseniz başka bir sorumluluk sahibi olun, peşinen öyle herkesi asıp kesemezsiniz. 15 Temmuz'u yapanlar oldu, mahkeme söküyor apoletleri, biz sökmüyoruz. Millete silah doğrultan, insanları acımasızca katledenlerin apoletlerini millet adına bağımsız Türk yargısı söküyor. Cumhurbaşkanının talimatıyla sökülmüyor. Belli ki hukuk devletiyle ilgili kafasında bir karışıklık var Sayın İnce'nin. Metin Temel Paşa 15 Temmuz gecesi büyük bir kahramanlık yapmıştır, ben buna bizzat şahidim. Bu darbeye karşı çok büyük iş görmüştür. Kendisi bu darbenin bastırılmasının önemli aktörlerinden biridir, onu ifade etmekte yarar var. Afrin Operasyonunda da tartışılmaz bir başarısı var, Cerablus'ta da öyle, değerli bir komutandır. Değerli komutanlar kolay yetişmiyor. Onun için böyle sorumsuz beyanatlardan adayların kaçınmasında yarar görüyorum.


FETÖ'nün iadesi hususunda Amerika neyi bekliyor?

FETÖ konusundaki bizim duruşumuz çok açık ve nettir. Amerika Birleşik Devletleri'nde bu 15 Temmuz darbesinin baş faili FETÖ'yü istiyoruz. Bununla ilgili her türlü resmi girişimimizi yaptık. Beklentimiz; Amerika'nın, Türkiye için hayati öneme haiz bu konuyu ele alması ve bu konuda bir adım atılması. Ne adım atılabilir?

Mesela resmen soruşturma başlatılabilir, yargı süreci başlatılabilir, bazı hakları kısıtlanabilir veya mağdurların dava açmasının önü açılabilir; birçok atılacak adım var, bunların her biri bir iyi niyet göstergesidir.

Yani bugün Türk kamuoyunda Amerika'ya karşı destek dibe vurmuşsa, bunun arkasında bu darbe vardır, bunu Amerika görmek zorundadır. Yani Amerika üzerindeki bu şüpheden öyle veya böyle kurtulmak mecburiyetinde. Biz bu darbeyi Amerika yaptırdı demiyoruz, ama FETÖ'yü iade konusundaki isteksizliği Türk kamuoyunda farklı yorumlanıyor.


'UBER yasal değil'

UBER'le ilgili taksicilerden yana tavır aldınız. Taksicilere ayrıca uyarılarınız olmayacak mı? Bir de Kuzey Irak'la ilgili. Sessiz sedasız Türk Silahlı Kuvvetleri bence muazzam bir operasyon gerçekleştirdi ve dağların öbür tarafına indik ve yerleştik. Bu bize acaba Kandil'i getirir mi?

Türkiye serbest bir ülke, her türlü teşebbüsün, her türlü faaliyetin yapılabileceği bir ülke. Ama bu yasalar çerçevesinde olması lazım. Bizim derdimiz UBER değil. UBER ile diğer dış kaynaklı sosyal medya gruplarının durumu aynı. Yani burada herhangi bir resmi faaliyet göstermeden Türkiye'den kaynak transferi yapıyorlar, olayı böyle görelim; bu bir.

İkincisi; seçtikleri yöntem yasal değil. Bilişimin imkanlarını kullanarak bir kanal oluşturmuşlar buradan iş yapıyorlar. Yani aldıkları belgeler yaptıkları işe uygun değil. D-2 ve A1 belgelerinin amacı farklı. Buradaki denetim yetersizliğini kullanarak bunu bir şehir içi taşıma ağına dönüştürmüşler; işin ikinci boyutu da bu.

Hem vergi mükellefi değiller, haksız para kazanıyorlar, hem de yasalara uymayan yöntemler kullanıyorlar. Bu iki nedenle biz karşıyız ve üzerine de gideceğiz, yoksa onların iş yapmasına itirazımız yok. Önce gelsinler vergi mükellefi olsunlar. Bu ülkeye sizden aldıkları paraların bir kısmını da ülkemize bıraksınlar. Taksici vergi veriyor.

Taksicilerin hiç mi eksiği yok? Mutlaka var. Onlar da kendilerine çekidüzen verecekler. Niye UBER'i insanlar tercih ediyor, bunun cevabını arayacaklar. Kaldı ki yani UBER'in iş yapamadığı ülkeler var; Almanya, İtalya, Japonya resmen yasakladı, hiçbir şekilde faaliyet gösteremiyorlar. Londra'da da kısmen yasaklanmış.

UBER'in iki tane temel yanlışı var. Bir, yasa dışı çalışıyorlar, kendilerine tahsis edilen ruhsatı amacına uygun kullanmıyorlar. İkincisi de; Türkiye'de vergi mükellefi değiller, vergi ödemiyorlar. Biz başka ülkeye kaynak transfer edecek kadar zengin bir ülke değiliz.

Kandil meselesine gelince,

Kuzey Irak'ta, biliyorsunuz Afrin'de, Fırat Kalkanı bölgesinde, yani Fırat'ın batısında 250 kilometrelik bir alanı terörden temizledik. Ama Fırat'ın doğusunda henüz sorunumuz devam ediyor. Irak-İran sınırına kadar devam ediyor. Yani orada 1000 kilometrelik bir sınır boyunda hala sorunumuz var. Irak'ın kuzeyinde varlığımızı iki katına çıkardık. Tam olarak 11 tane üs bölgemiz oldu. Amacımız; o bölgede topraklarımıza sızmadan terörü bertaraf etmek ve sınır güvenliğimizi sağlamak. Esasında Hatay'dan başlayarak Iğdır'a kadar biz fiziki sınır güvenliği tedbirimizi de alıyoruz. Duvarlar örülüyor, elektronik takip mekanizması kuruluyor, aşağı yukarı yüzde 70 oranında tamamladık. Geriye kalan bir yüzde 30 var, Bundan amacımız, geçişleri kontrol altına almak, sadece resmi kapılarda bunu yapmak. Onun için bu tedbirleri alıyoruz, amacımız; içeriden ve dışarıdan gelecek tehditlere karşı ülkemizi vatandaşımızın can, mal emniyetini korumak, bölgenin kalkınmasının önündeki engeli kaldırmak.


Seçimlerle ilgili yapılan araştırmalar var mı? Nasıl, sonuçlar hakkında söyleyeceğiniz bir şeyler olabilir mi?

Seçime yönelik oran vermek, tahmin yapmanın seçmenin iradesine saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Gerçek anket sandıktaki sonuçtur. AK Parti olarak, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ve genel seçimde biz gayet iyi görünüyoruz.

'Ey Muharrem İnce!'

İkinci tura kalma ihtimali var mı efendim seçimlerin?

İlk turda bu iş bitecek inşallah.

Parlamenter sisteme dönüş vaatlerine nasıl bakıyorsunuz?

Bizde tornistan olmaz, o kararı verdik. 16 Nisan'da verilen kararlar arkadaş, çok açık ve net. 94 yıllık Türkiye'deki yönetim sisteminin değişikliğidir. Bu seçimlerin en önemli özelliği, birçok yenilikler var, en önemli yenilik, sistem değişikliğidir. Parlamenter sistemden başkanlık sistemine gidiyoruz. Çift başlılığı ortadan kaldırıyoruz, yönetimde sadeleştirme yapıyoruz.

Bazıları diyor ki; Recep Tayyip Erdoğan tamam da, gerisi önemli değil. Bu da bir tuzaktır, böyle bir şey yok. Yani iktidara gelen hükümetin partisinin mecliste de güçlü olması lazım. Ama şunu söylemekte yarar var:

Yeni dönemde Meclis ve hükümet arasında uzlaşma kültürü çok daha etkin hale gelecek. Bu sistemin getirdiği en önemli şey; bir güçlü iktidar, sürekli istikrar hükümet bakımından. Meclis bakımından da yasamanın güçlenmesi, artı yürütmeyle yasamanın uzlaşma kültürünü geliştirme mecburiyeti olması.

Ancak vatandaş ayarı çok iyi yapıyor. Altın terazisi bile vatandaşın terazisini tutmuyor. Bu seçimde de inşallah istikrarın ve güvenin devamı yönünde vatandaşlarımız tercihini yapacaktır.
Görüyorum ki muhalefet partileri 16 Nisan'ı hala zihinlerinde kabul etmemişler, içlerine sindirememişlerdir. Dolayısıyla bütün rakipler, parlamenter sisteme geçeceğiz diyorlar. İyi, güzel de parlamenter sistemde cumhurbaşkanlığı makamı sembolik, icracı bir makam değil.
Ey Muharrem İnce!

Dağlar gibi vaatler veriyorsun, nasıl yapacaksın parlamenter sistemde, böyle bir yetkin yok ki.


'Atatürk'ün partisinin düştüğü hallere bakın'


Efendim, HDP barajı geçiyor mu?

Bilemem.

Çıkıp şunu diyemediler:

'PKK'yla bizim alakamız yok, kınıyoruz, lanetliyoruz, PKK bir terör örgütüdür' Bu olmadığı sürece de benim Kürt kardeşimin temsil edemezler. Bu terör örgütü hem Kürtlerin, hem Türklerin, bütün bir milletin başının belası. Hiçbir zaman HDP, bölgedeki Kürt kardeşlerimizin yegane temsilcisi olamaz. Kürt, Türk, Çerkez, Laz... Milletin temsilcisi Ak Partidir. Er ya da geç Kürt vatandaşlarımız HDP'nin, PKK'nın esiri olduğunu görecektir, buna yürekten inanıyorum.

Tabii bugünlerde HDP sevenler çoğaldı. CHP başta olmak üzere HDP'yi barajı açtırmak için el altından çalışıyorlar. Bana seçmenlerden geliyor, CHP'li yöneticiler, teşkilat mensuplarına oylarınızın bir kısmını HDP'ye verin diyorlarmış. HDP'nin barajı aşması lazım diyorlarmış. Zaten Genel Başkanları Sayın Kılıçdaroğlu büyük iştiyakla HDP barajı aşmalıdır diyor. Dolayısıyla onun gereğini alttan alta yapıyorlar. Atatürk'ün partisinin düştüğü hallere bakın kardeşim. Terör örgütünün destekçisi bir partiye örtülü bir şekilde destek vermek için seçmeni ne kadar zor duruma düşürüyorlar, yazıktır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber