Kaymakamlığa AKP için veda etti

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 21 Mayıs 2007 06:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

ARKA PLAN...İlk sinyaller verildi. Türkiye'de yeni bir dönem başlıyor. Kadınların siyasette yer alacağı bir dönem. Hep susmuş ?ikinci cins?in kendini anlatacağı bir dönem.

Kadınların siyasete girmesi pop kültürün yarattığı bir moda akımı mı, yoksa siyasetçiler büyük bir oy potansiyeli mi gördüler; şu noktada bilmiyoruz ama zaten önemli olan altındaki motiften ziyade bu motifin tetiklediği gelişme. Yani kadınların yönetimde söz sahibi olmaları.

Biz de bu hafta siyasette yeni kadınlardan bahsetmek istedik. Cuma günü İstanbul'da Özlem Türköne ile bir araya geldik. Türköne AKP'nin vitrininde kullanmak istediği isimlerden. Türkiye'deki 22 kadın kaymakamdan biriyken partiden adaylık teklifi alan ve işinden istifa eden Türköne henüz 31 yaşında. ?22 yaşından beri Anadolu'da dolaşıyorum. Halkın meselelerinin gazetelerde yazılanlardan farklı olduğunu biliyorum ve siyasette bu gerçek meselelere yer vermek istiyorum? diyor. Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve Zaman gazetesi yazarı Prof. Mümtaz'er Türköne'nin eşi olan Özlem Türköne, AKP'yi Türkiye'deki ?tek gerçek merkez sağ parti? olarak tanımlıyor ve ?DP demokrasi konusunda hassasiyet gösteremedi, demokrat sıfatını hak etmiyor. Adnan Menderes görse kemikleri sızlardı? diyor.

Laiklik dinamit gibi

AKP'nin vitrinindeki Özlem Türköne: Merkezdeki tek sağ parti AKP. Menderes'in kemikleri sızlıyordur. Siyasette kadın, büyük kelimelerin altında eziliyor. Başı açıkların kapalılarla bir sorunu yok. Siyasilerin onlarla sorunları var. İçki içmeyi ve mayo afişleri asmayı laiklik olarak niteleyerek laikliğe zarar veriyorlar. Laikliği topluma dinamit gibi sunuyorlar. Bu da kutuplaşma yaratıyor

AKP'den siyasete girmek için kaymakamlıktan istifa ettiniz. Parti size teklif mi getirdi?

- Evet. Zaten her mülkiye amiri gibi siyasetle içli dışlıydım.

Daha önce AKP ile bir diyaloğunuz var mıydı?

- Hayır, yoktu.

Peki sizi nasıl buldular?

- İyi gözlemciler. Zaten kamunun içindeyim, Türkiye'deki 22 kadın kaymakamdan biriydim. Beni bulmaları zor olmasa gerek.

AKP değil de başka bir merkez sağ partiden teklif gelse nasıl yaklaşırdınız?

- Kabul etmezdim, çünkü bu ülkede tek bir merkez sağ parti olduğunu düşünüyorum, o da AKP.

Ama merkez sağ denince akla ilk olarak DP geliyor...

- Ben Demokrat Parti'nin merkez sağ olduğunu düşünmüyorum. Özellikle cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşananlar bu partinin demokrasi konusunda hassasiyet göstermediğini kanıtladı. Adnan Menderes'in kemikleri sızlıyordur herhalde. Bence onlar için talihsiz bir süreç.

VİTRİNDEYİM DİYEBİLİRİM

AKP'nin vitrinde kullanacağı 20 isimden bahsediliyor. Siz o isimlerin içerisinde misiniz?

- Vitrindeyim diyebilirim ama parti beni nerede konumlandırır, bu 20 kişinin içinde miyim, bu sorulara şimdi cevap vermeyi doğru bulmuyorum.

Partiden teklif gelmese siz yine de adaylık başvurusu yapacak mıydınız?

- Hayır. Ama ileride bir gün olabilirdi. Şimdi o gün bugünmüş, diyorum. Bugün Türkiye'nin önemli bir dönemeçten geçtiği bir süreçte ben de kendimce tarihe bir not düşmek istiyorum. Bu, benim demokrat duruşum açısından anlamlı.

Türkiye neden şimdi önemli bir dönemeçten geçiyor?

- Birçok şey öyle saçma bir boyutta tezahür ediyor ki. Ben bundan iki hafta öncesine kadar Kırşehir'de yaşıyordum. Oradaki halkı çok iyi tanıyorum. Onların dertleri bugün bizim konuştuklarımız değil. Toplumsal ve siyasi kutuplaşma onların özünde yok.

KUTUPLAŞMALAR YAPAY

Onların dertleri ne?

- İstihdam, kendini ifade etme, uygun sosyal ortamı yakalayamama, fırsat eşitliğinden faydalanamama... O yüzden ben bu kutuplaşmaları yapay buluyorum.

Kutuplaşma kendilerini laikler ve İslamcılar olarak tanımlayan iki grup arasında. Aslında kutuplaşmanın temelinde kadın var. Kadının türbanı, kadının mayosu vs. Sizce türbandan kaynaklanan bu kutuplaşma dalgası da mı yapay?

- Hayır, uzun zamandan beri ülkede başörtüsüyle ilgili bir sıkıntı var. Zaten esas sorun başörtüsü değil onun yarattığı kutuplaşma. Bence bu sorunu merkeze almak yerine toplumdaki uyumu, birlikte yaşama arzusunu merkeze almak lazım.

Bu nasıl olacak?

- Toplumu doğru okuyarak. Halkı tanıyarak. Ben o halkın içinde başı açık ve kapalıları yan yana görüyorum. Onların birbirleriyle sorunları yok. Siyasilerin onlarla teker teker sorunları var. Kadın siyaset sahnesinde büyük kelimelerin altında eziliyor. Ben bunu anlamsız buluyorum.

Cumhuriyet mitinglerinde kadınların öne çıkmasını nasıl yorumluyorsunuz?

- Cumhuriyet hepimizin. Bu mitinglerde bir kesiminmiş gibi gösteriliyor. Buna karşıyım. Zaten kutuplaşma böyle yaratılıyor. İçki içmeyi ve mayo afişleri asmayı laiklik olarak niteleyerek laikliğe zarar veriyorlar. Laiklikle bunlar arasında bir sebep sonuç ilişkisi kurmak imkansız. Bu yaklaşım insanları laiklikten soğutuyor. ?Bu laiklikse ben böyle bir laiklik istemiyorum' diyorlar. Laikliği topluma dinamit gibi sunuyorlar. Bu da kutuplaşma yaratıyor...

ÇİÇEKDAĞI KAYMAKAMI

ÖZLEM (Piltanoğlu) Türköne, Türkiye'deki 22 kadın kaymakamdan biri. Son görev yeri Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesi. Polis memuru bir baba ve ev hanımı bir annenin ikinci kızı olan Türköne, 1976 doğumlu. İlkokulu babasının görevi nedeniyle ABD'de okumuş. (Baba o dönem ABD'de Coşkun Kırca'nın yakın korumasıymış.) Sonra aile İstanbul'a yerleşmiş. Türköne Gazi Üniversitesi'nde kamu yönetimi eğitim almış. Ardından kaymakamlık sınavlarını kazanmış ve göreve başlamış. İçişleri Bakanlığı genç kaymakamı Londra'daki Middle Sex Üniversitesi'ne göndermiş. Orada AB üzerine yüksek lisans yapan Türköne daha sonra Tokat Arçova ve Çankırı Bayramören'de görev yapmış. Prof. Mümtaz'er Türköne ile evli, 1 oğlu var. Eşi siyasete girme aşamasında en büyük destekçisi. Röportajda da bizi yalnız bırakmadı, manevi desteğini hissettirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber