Bakan Çelik'ten iddialara cevap

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 24 Mayıs 2007 05:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yazdığı bir makale sebebiyle kendisine yöneltilen iddialara cevap veren Bakan Hüseyin Çelik ?Makalede Atatürk'ün alayhine tek satır yoktur? dedi

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bir kitabında yer alan makalesi ile ilgili kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdi. Makalede Atatürk'ün aleyhinde olabilecek tek bir kelime bile bulunmadığını belirten Çelik, makalede Atatürk'ün insanları ayırıcı şekilde değil, birleştirici şekilde ele alınması gerektiğinin vurgulandığını bildirdi. Çelik, gazetelerde yer alan haberin ?yalan ve iftira mahiyetinde olduğunu? ifade etti. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 22 Mayıs tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde kendisini atfedilen makale ile ilgili dün yazılı bir açıklama yaptı. Çelik, kitabına alınan bir makaleden yola çıkılarak, ?çarpık, hatta zorlama yorumlarda bulunulduğunu? belirterek, şunları ifade etti:

MİRASI AKIL VE BİLİM

?Adı geçen makalede Atatürk'ün aleyhinde olabilecek tek bir cümle değil, tek bir kelime bile mevcut değildir. Makalede, Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli lideri olduğu, Atatürk'ü her türlü beşerüstü vasıftan arındırarak anlamak ve anlatmak zorunda olduğumuzu, onun kendi kurtarmış bir lider olduğu, Atatürkçülüğün Türkiye'nin itilmek istendiği laik - antilaik kamplaşmada itici güç olarak kullanılmaması gerektiği, Atatürkçülüğün fikri ve kültürel zeminden uzaklaştırılıp dogmatik ve ideolojik bir mecraya sürüklenmemesi gerektiği çok net cümlelerle vurgulanmıştır. Makaledeki esas eleştirel yaklaşım sözüm ona Atatürkçülük adına sergilenen bazı tutum ve davranışlara yöneliktir. Yazıda, ?Size akıl ve bilimden başka bir miras bırakamadım' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün dar ideolojik kalıplara hapsedilmesi, Atatürk'ün ruh ve içerik boyutunda ve derinlikli olarak değil, şekilcilik ve sathilik boyutunda ele alınması eleştirilmektedir.

?ATATÜRK BİRLEŞTİRİCİ?

Yazının son paragrafında Atatürk ve Atatürkçülüğü insanlarımızı ayıracak şekilde değil, birleştirici şekilde, duygusal şekilde değil akılcı şekilde ele almamız gerektiği özellikle vurgulanmıştır. Makalede, ?Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür' nesillerin yetiştirilmesini isteyen Atatürk'ün Humeyni'ye benzetilmesi bir yana Humeyni'nin İran'ında olup bitenlerin Türkiye'de olmaması gerektiği vurgulanmıştır. Yazının ana temalarından biri Atatürk'ün üçüncü dünya ülkelerindeki bazı liderler gibi değil, batılı liderler gibi ele alınıp değerlendirilmesi gerekliliğidir. Bunu yazıyı okuyan her vicdan sahibi tespit edebilir. Ayrıca, yazıda şeffaf, demokratik toplumlarda takiyyeciliğin olmadığı, ancak baskının olduğu ülkelerde baskı ne adına yapılırsa yapılsın insanların samimiyetlerini yitirdiği örneklerle dile getirilmektedir.

?YALAN VE İFTİRA?

Cumhuriyet Gazetesi'ndeki ?Çelik'e göre hortumcular Atatürkçü? başlıklı haber de yalan ve iftira mahiyetindedir. Adı geçen kitaptan alınan bir bölüm çarpıtılmıştır. Kitaptaki ?Bu insanlara sorarsanız hepsi çağdaş, ilerici, laik hatta Atatürkçü geçinir' cümlesini yukarıdaki şekle sokmak hangi etikle bağdaşır? 4 yıldan fazla bir süredir şerefle yüklendiğim Milli Eğitim Bakanlığım esnasında gerek müfredatların hazırlanmasında gerekse uygulanmasında başta Atatürk olmak üzere bu ülkenin ortak paydalarına ve değerlerine nasıl yaklaştığımız çok iyi ortaya konmuştur. Söze gerek yok, her şey ortadadır.

?ATATÜRK'Ü ANLAMAK?

Şüphesiz ki 1994 yılında yazdığım bir yazıda Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü bazıları gibi anlamak ve değerlendirmek zorunda değildim, bugün de değilim. Bazılarınca Atatürkçü geçinmenin, hatta Atatürk'ten geçinmenin ne yazık ki bir gerçeklik olduğu ülkemizde farklı yaklaşım ve yorumlara tahammül etmeyen bir zihniyetin varlığı, bizim onlara yönelik eleştirel yaklaşımımızın da ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Bazı basın yayın organları ve şahısların ortak değer ve kavramlarımız üzerinden karşı oldukları siyasi kadro ve şahıslara muhalefet etmesinin ülke yararına olmadığı çok açıktır.

?SEVGİ VE HOŞGÖRİ MESAJI VAR?

Adı geçen kitapta baştan sona kadar birlik, beraberlik, sevgi, hoşgörü mesajları vardır. Fikir hareketleri üzerine uzman bir akademisyen olarak Marx'tan Gazali'ye kadar çok geniş bir halkadaki düşünürlere atıflar vardır. Yaptığım atıflardan hareketle kitaptaki yazılarımı bir bütünlük ve mantık silsilesi içinde değil, aleyhte kullanabilecekleri şekilde cımbızlamalar yapan zihniyeti kamu vicdanına havale ediyorum. Benim yaklaşım, yorum ve tespitlerim adı geçen gazete ve yazarın hoşuna gitmeyebilir. Bunlarda isabet de olmayabilir. Ancak, hür düşünce ve bu düşüncelerin ifade edilebilmesi demokratik, laik cumhuriyetin özünü oluşturmak durumunda değil midir??

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber