Söz bugün öğretmenlerde

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 01 Haziran 2007 07:12, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

abbas güçlü

Bakan Çelik, her ne kadar kendisini hükümetin icraat şampiyonu bakanı ilan etse de, belli ki öğretmenlere yaranamamış. Nankörler diyebilir. Ya da daha çok çalışmamız gerekir diye onları haklı görebilir. O onun sorunu...

Yurdun dört bir yanını geziyoruz. Gördüğümüz Türkiye tablosu ne Ankara'nın gördüğü gibi ne de medyanın göstermeye çalıştığı gibi. Farklı bir Türkiye var. 22 Temmuz başta hükümet olmak üzere pek çok kesime sürpriz getirebilir.

Önceki gün Karadeniz'de gördüklerim ile onlardan beklentiler öylesine farklı ki şaştım kaldım. Yöreyle ilgili siyasi değerlendirmeleri bir başka yazıya erteleyerek öğretmenlerden gelen mektup bombardımanından birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ücretsiz ders kitapları

"Ben bir Anadolu Lisesi'nde müdür yardımcılığı yapmaktayım.

MEB, bu yıl lise öğrencilerine de ücretsiz ders kitabı dağıtımı yaptı (yapamadı diyebiliriz, çünkü kitapların bir kısmı hâlâ eksik!). Bir öğrencinin ortalama 10 kitabı olduğunu ve kitapların değerinin yaklaşık 30 YTL olduğunu düşünürsek, sadece 500 öğrencilik bir okula bakanlığın ödediği kitap ücreti 15.000 YTL eder. Türkiye genelini düşünün. Buna, kitapların bastırılmasını, nakliyesini, dağıtımını vs. giderlerini saymıyorum.

Şimdi Bakanımıza ve ilgililere seslenmek istiyorum. Bu uygulamanın amacı nedir? Mademki MEB'in ücretsiz kitap dağıtacak kadar parası çok, neden okullar ödeneksizlikten, personel eksikliğinden kıvranmak zorunda bırakılıyor? Okullarda hizmetli-memur yok iken, yeterli araç gereç donatım malzemesi yokken, yakacak yokken bu işler için neden idareci ve öğretmenler dilenci durumuna düşürülerek velilerden para toplamak zorunda bırakılıyor?

Sadece 5-6 bin YTL yakacak parasıyla koca okul idare edilir mi? Kitaplara ödenen bunca para, okullara ödenek olarak gönderilse, okullar bunu daha acil ve öncelikli ihtiyaçları için kullansa daha uygun olmaz mı? Üstelik dağıtılan bu kitaplar bedava olduğu için değeri bilinmeyecek ve sene sonunda kaldırılıp bir kenara atılacaktır. Bu ayrıca bir milli israftır. Önceden, öğrenci- veli kullanılmış bile olsa birilerinden ya da bir yerlerden bir şekilde kitaplarını temin edebiliyordu. Öğrenci kitabını temiz kullanıp bir sonraki sene başkasına devredebiliyordu.

Şimdi yazık değil mi, bunca israfa? Ücretsiz Ders Kitabı Uygulaması bu açıdan bakıldığında çok yanlış ve zamansız bir uygulama değil midir? İhtiyacı olana tamam. Ama herkese niye? Bu nasıl bir zihniyet, nasıl bir anlayıştır?

Yönetici atamaları

"Okullara müdür ve müdür yardımcısı atamaları yapılırken www.meb.gov.tr duyuru yapılmadı. Oysa en doğal olan değil mi bu sayfada eğitimcilere gerekli duyuruyu yapmak? İllerdeki MEB sayfalarında da böyle bir duyuru yapılmadı. Okullara bu alımlarla ilgili herhangi bir resmi yazı da gelmedi.

Müdür ve müdür yardımcılığı sınavını kazananlar, gayri resmi başvurular yapılırken, MEB sayfasındaki sınav sonuçları bilgilerine de ulaşamadılar. Bilinçli bir şekilde bu sayfa kapatılmıştı. Ancak gayri resmi başvurular (kadrolaşma) bittikten sonra sınav sonuç bilgilerine ulaşabildik.

Bu zincirleme kadrolaşma hareketinden H. Çelik'in haberi yok muydu? Hadi diyelim ki H. Çelik'in kadrolaşmadan yanaydı, peki Başbakan'ın ve diğer adaletten, eşitlikten, hakkaniyetten bahseden yöneticilerin de mi haberi yoktu?

Avrupa Birliği, demokratikleşme derken yurdum insanı ve yöneticileri bir arpa boyu yol kat etmemişler anlaşılan. Türkiye koşullarında altı ayda alınamayacak kadrolar iki günde dolduruldu."

Sözleşmeli öğretmenler

Bir ülkede eğitimci güvencesiz, mutsuz ve sözleşmeli olamaz. 20.000 öğretmen, 2 milyon öğrencinin her gün dersine giriyoruz. Lütfen bu sesi duyun Ülkenin geleceğini önemseyin.

Yüzde 7 aydın nüfusa sahip Ülkemizde öğretmenler bu dilimin yüzde 4'ünü oluşturuyor. Ne yazık ki AKP iktidarı toplumun bu denli önemli ve nadide bir çiçek gibi bakılması gereken kesimini adeta kürekle toprak savurur gibi bir kenara fırlatmıştır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber