'Batıya sırtımızı dönmeyiz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'nin yeni dönem açılışında Avrupa ve ABD'yle 'normalleşme' mesajları verdi. "Avrupa'ya sırtımızı dönemeyiz, yeni süreç başladı" diyen Erdoğan ABD ile de yeniden stratejki ortaklığın gerektirdiği ilişkiyi yakalamayı hedeflediklerini kaydettib Suriye ve Irak'ta terörle mücadelenin süreceğini vurgulayan Erdoğan "Sincar ve Kandil'i PKK'dan temizleyeceğiz. menbiç ve Fırat'ın doğusunu da en kısa sürede güvenli hale getireceğiz" diyerek net mesajlar verdi

Kaynak : Karar
Haber Giriş : 02 Ekim 2018 08:15, Son Güncelleme : 02 Ekim 2018 08:31
'Batıya sırtımızı dönmeyiz'

24 Haziran seçimlerinin ardından yenilenen TBMM yeni döneme merhabe dedi. Meclis'in açılış konuşmasını da Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı. Erdoğan, Avrupa ile yaşanan sıkıntıların geride kaldığını belirterek "Avrupa'ya sırtımızı dönmemiz söz konusu olamaz" dedi. ABD'yle de yeniden startejik ortaklık seviyesine ilişkilerin gelmesini arzuladıklarını söyleyen Erdoğan'ın gündeminde ki diğer başlıklara da ekonomi, Suriye'deki gelişmeler ve Rusya ile ilişkiler oldu. Erdoğan'ın konuşmasında başlıklar şöyle;

DEĞİŞİMİ SUHULETLE BAŞARDIK

16 Nisan'da tarihi bir halk oylaması, 24 Haziran'da da tarihi bir Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimine şahit olduk. 16 Nisan halk oylaması, yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz bir büyük reformun, bir büyük devrimin adıdır. Bu değişimi demokrasi ve hukuk kuralları içerisinde suhuletle başardık.

İLK HEDEF KANDİL VE SİNCAR

Irak'ta ve Suriye'de ciddi etkinlik kazanan terör örgütleri, her geçen gün mevzi kaybetmektedir. Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin kaotik bağımsızlık çıkışı, Türkiye'nin de net tavır koymasıyla, boşa çıkartılmıştır. Türkiye olarak, PKK'nın Irak'ta faaliyet gösterdiği yerlerin önemli bir bölümünü kontrol altına aldık. Hedefimiz, çıban başı olarak gördüğümüz Kandil'i ve yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar'ı tamamen temizlemektir.

MENBİÇ VE FIRAT'IN DOĞUSU DA TEMİZLENECEK

Suriye'deki durumun çok daha acı, çok daha vahim. Rusya ile imzaladığımız soçi mutabakatıyla Türkiye, en büyük yükünü kendisinin çektiği Suriye krizinde, doğrudan sahada inisiyatif alan ve söz söyleyen bir ülke durumuna gelmiştir. Suriye'de güvenli hale getirdiğimiz bölgeleri genişlettikçe ve huzuru sürekli hale getirdikçe, ülkemizdeki misafirlerimizin kendi topraklarına dönüşlerinin hızlanacağına inanıyoruz. Bundan sonraki hedefimiz, Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki bölgelerin, buraları işgal eden terör örgütünden temizlenerek güvenli hale getirilmesidir. İnşallah en yakın zamanda bunu da sağlayacağız.

AVRUPA İLE DİYALOG YENİDEN BAŞLADI

Her devlet gibi Türkiye'nin de kimi ülkeler ve uluslararası kurumlarla ilişkilerinde inişler çıkışlar yaşayabilir. Son yıllarda, Türkiye'ye verdiği çeşitli sözleri yerine getirmemesi ve haksız ithamlarla ülkenin üstüne gelmesi sebebiyle Avrupa Birliği ve bazı Avrupa devletleriyle gerilimler yaşandı. Avrupa ile yaşadığımız bu sıkıntılı süreci yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Türkiye'nin, düzensiz göçün önlenmesi başta olmak üzere Avrupa Birliğine tüm taahhütlerini, uğradığı haksızlıklara rağmen yerine getirmeye devam etmesi elimizi güçlendirdi. Ülkemize yönelik ithamların ve tutumların mesnedi kalmayınca, aklıselim galip gelmeye ve diyalog yolları yeniden açılmaya başladı. Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı olan, 5 milyon civarında Türk kökenli insanın yaşadığı böyle bir coğrafyaya sırt dönmenin kesinlikle söz konusu olamaz.

YENİ BİR SÜREÇ BAŞLIYOR

Almanya'ya yaptığımız devlet ziyareti, ilişkileri yeni ve olumlu bir yöne sevk etme iradesinin karşılıklı teyidine vesile oldu. Geçtiğimiz aylarda İngiltere'ye de muhataplarımızla iş birliği zeminimizi güçlendirme konusunda mutabık kaldığımız bir ziyaretimiz olmuştu. Çeşitli Avrupa ülkelerinden Türkiye ile ilişkiler konusunda yükselen olumlu sesler, önümüzdeki aydınlık günlerin müjdecisidir. Yeni dönemde Avrupa ile siyasi, ekonomik ve insani alanlarda gerçekten mesafe kat ettiğimiz bir sürece gireceğiz.

ABD BAKIŞINI DÜZELTECEKTİR

Bir başka önemli sorun alanı da ABD ile ilişkilerimiz. Stratejik ortak olarak uzun bir geçmişe sahip olunan ABD'deki mevcut yönetimin, hiçbir mantıki, siyasi ve stratejik tutarlılığı olmayan bir şekilde Türkiye'yi hedef almasının bizi derinden üzdü. Ülkemizde darbe girişiminde bulunan terör örgütünün elebaşı ve pek çok mensubu, bu ülke tarafından korunup kollanmaktadır. Suriye'de hassasiyetlerimizi ve ikazlarımızı hiçe sayarak bölücü terör örgütü ile iş birliğine giden Amerika, bu olumsuz tavrını ekonomik alana da taşımıştır. Terör örgütleriyle karanlık ilişkileri sebebiyle yargılanan bir rahibi bahane ederek, ülkemize yaptırımlar uygulamaya kalkan bu çarpık anlayışla, diplomasinin ve hukukun sınırları içinde mücadele etmekte kararlıyız. Amerikan yönetiminin eninde sonunda ülkemize yönelik yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum. ABD ve Türkiye'nin karşılıklı menfaati, iki ülke arasındaki ilişkinin, sözde değil özde stratejik ortaklık çerçevesinde güçlenerek devam etmesini gerektiriyor. Geçen hafta katıldığımız New York'taki Birleşmiş Milletler toplantısı öncesinde ve toplantı günlerinde, Amerikan şirketlerinin temsilcileriyle görüşerek, bu konudaki kanaatlerimizi paylaştık. Henüz arzu ettiğimiz seviyeye gelmemiş olsa da, ortak bir anlayışa ulaşma yolunda ilerleme kaydetmeye başladığımızı söyleyebiliriz. İnşallah, en kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp, Amerika ile yeniden siyasi ve ekonomik alanlarda stratejik ortalık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi ümit ediyoruz.

KİMSEDEN PARA İSTEMEDİK

Türkiye kimseden para talep etmiyor, bizim tüm çabamız uluslararası sermayenin ülkemizde yatırım yapmasını sağlamaktır. Bunun için gereken her türlü desteği ve her türlü güvenceyi veriyoruz.

EN BÜYÜK ZARARI ABD GÖRECEK

Amerikan yönetimi, aramızdaki siyasi ve hukuki sorunları, diyalog yerine tehdit ve şantaj diliyle çözmeye çalışmak suretiyle bu yanlış yola girmiştir. Güya bize bedel ödetmeyi amaçlayan bu yöntem, aslında en büyük zararı, orta ve uzun vadede Amerika'ya vermektedir. Bizim yaşadıklarımızdan sonra, dünyada hiçbir ülkenin Amerika'yla ilişkilerinin geleceğine güvenle bakması artık mümkün değildir."

EN ZORUNU ATLATTIK

Hiçbir sanayicimizi, hiçbir tüccarımızı, hiçbir çalışanımızı, hiçbir vatandaşımızı vicdan ve ahlak yoksunu tefecilerin, iyi günde ortaya çıkıp kötü günde kaybolan fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz. Serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden, gereken her türlü tedbiri alıp uygulayacağız. Türkiye'yi yeniden yükselişe geçirmekte kararlıyız. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını, ülkesine ve yönetimine güvenmesini istiyorum. En zorunu geride bıraktık, inşallah bundan sonra her şey daha kolay olacak.

İttifak konusunu başbaşa görüşeceğiz

Meclis'in açılış töreninde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan,konuşmanın ardında başkanlık makamında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bir araya geldi. Davetin TBMM Başkanı Binali Yıldırım'dan geldiği belirtilirken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine yapılan daveti kabul etmediği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Binali Yıldırım ve MHP lideri Bahçeli'nin katıldığı görüşme yaklaşık 30 dakika sürdü. Görüşmenin ardından gazetecilere açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önümüzdeki günlerde itttifak konusunu baş başa görüşeceğiz" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber