Hukuk fakültesi, baroları mahkemelik etti
Çukurova Üniversitesi'ne (ÇÜ) bağlı hukuk fakültesinin kurulması kararı Ankara ve Adana barolarını karşı karşıya getirdi.
İbrahim Gazioğlu - Kemal Vuraldoğan
Bakanlar Kurulu kararının Resmî Gazete'de yayınlanmasının ardından Ankara Barosu, 'siyasi çıkar elde ediliyor' iddiasıyla yürütmenin durdurulması yönünde Danıştay'da dava açtı. Adana Barosu da Başbakanlık, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurumu ile birlikte davaya müdahil oldu.
Adana Barosu Başkanı İbrahim Gazioğlu, 16 Mayıs'ta Danıştay'a sunduğu dilekçede hukuk fakültesinin kendileri için büyük önem taşıdığını söyledi. Gazioğlu, ÇÜ Senatosu'nun 10 yıl önce bu yönde sunduğu teklifin YÖK tarafından da uygun görüldüğünü hatırlattı. 20 bin dekarlık alan üzerinde kurulan ÇÜ'nün fiziksel yapı ve insan gücü yönünden Türkiye'nin en güçlü üniversiteleri arasında yer aldığını ifade eden Gazioğlu, şunları söyledi: "ÇÜ akademik kadrosuyla her türlü imkana sahiptir. Hukuk devleti ilkelerinin öğretilmesi ve korunmasında önemli görevler üstlenecek, kalkınma çabalarında mantıklı bir başlangıç noktası olan hukuk eğitimini verebilecek düzeye gelmiştir. Aksi yönde iddialarla mahkemeye açılan dava yerinde olmayıp, haklı ve geçerli nedenlere dayanmamaktadır."
Türkiye'nin sayılı üniversiteleri arasındaki ÇÜ'de bugüne kadar hukuk fakültesinin açılmamasını önemli bir kayıp olarak değerlendiren Gazioğlu, ülke genelindeki 32 üniversitede bulunun bu bölümün Adana'da faaliyete geçmesinde fazlasıyla kamu yararı bulunduğunu aktardı. İdari işlemler hakkındaki iptal davalarının menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceğine dikkat çeken Gazioğlu, bu şart gerçekleşmeden açılan davaların ehliyet yönünden reddedileceğini savundu. Gazioğlu, davaya konu işlemle, kişisel menfaati ihlal edilmeyen Ankara Barosu'nun bu davayı açma ehliyetinin olmadığını bildirdi. Gazioğlu, şöyle konuştu: "Davacının bu davayı açmada hiçbir hukuki yararı yoktur. Dava konusu işlem ile kişisel meşru ve aktüel bir menfaat ilişkisi de bulunmuyor. Ankara Barosu Başkanlığı'nın dava açma ehliyetinden söz edilemez. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekir."
Ankara Barosu'nun avukatı Kemal Vuraldoğan ise 'Yürütmenin durdurulması' istemiyle Danıştay'a verdiği dava dilekçesinde Türkiye'de hukuk fakültesi sayısı ve fakültelerin kontenjanlarının ihtiyacın üzerinde olduğunu savundu. Vuraldoğan, Türkiye'deki mevcut hukukçu öğretim üyeleriyle 32 üniversitede hukuk eğitimi verilmesinin mümkün olmadığını dile getirdi. Türkiye'deki hukuk fakültelerinin şoför adayı yetiştirdiğini anlatan Vuraldoğan, dava dilekçesinde özetle şu görüşlere yer verdi: "www.adalet.gov.tr adresinde yayımlanan ilanla Ankara Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu'nca yapılacak sözlü sınavla 20 adet şoför kadrosuna açıktan atama yapılacağı, hukuk fakültesi mezunu olanlara öncelik verileceği belirtilmiştir. Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanan bu ilan Türkiye'deki hukuk eğitiminin vardığı noktayı açıkça gözler önüne sermektedir. Hukuk fakültelerimiz hukukçu değil, şoför adayı yetiştirmektedir." Davaya konu kararın kamu yararı amacıyla değil, yerel siyasi dengeler gözetilerek alındığını ileri süren Vuraldoğan, konunun Bakanlar Kurulu'nda alındığını hatırlattı. Vuraldoğan, hukuk fakültesi kararının yerel siyasetçilerin lobisiyle alındığını öne sürdü.
Ankara ve Adana baroları Danıştay'da hesaplaşacak
Ankara Barosu'nun Çukurova Üniversitesi bünyesinde hukuk fakültesi açılması yönnüdeki Bakanlar Kurulu kararını Danıştay'a götürmesine Adana Barosu Başkanı İbrahim Gazioğlu tepki gösterdi. Gazioğlu, ÇÜ'ünün akademik yapısı ve altyapısıyla hukuk fakültesi kurulmasını hak ettiğini belirterek, Ankara Barosu'nun tavrının isyasi olduğunu savundu. Ankara Barosu'nun avukatı Kemal Vuraldoğan ise hukuk fakültesi mezunlarının artık şoför olarak işe alınmak istendiğini ifade ederek, fakülte açılması kararının yerel siyasilerin talepleri doğrultusunda gerçekleştiğini iddia etti.