Öğretmenlik atamasını kaçırınca böbreğine kavuştu

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 02 Temmuz 2007 11:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Beş yaşından beri böbrek hastası olan Özlem Öğretmen, yıllar sonra hep bir umutla beklediği organa kavuştu. KPSS'ye girdi, yarım puanla atanmayı kaçırdı ve ?Her işte bir hayır vardır' dedi. Dediği de oldu, Özlem şimdi ?büyüyünce öğretmen olmak isteyen' Seren'in böbreğiyle yaşıyor

ÇİÇEĞİ burnunda bir fen bilgisi öğretmeni Özlem Arabacı... Doğuştan ?reflü nefropatisi' hastası olan Özlem, beş yaşında acile kaldırılmış, tansiyonu 20'ye çıkmış, şuuru kapanmış. Sonra teşhisi konmuş, idrar kanallarının düzeltildiği bir ameliyat geçirmişti. Ancak ilk beş yıl içinde böbreklerde oluşan hasar, onu 17 yaşına kadar idare etmiş. Lise sondayken doktorları ?Diyalize girmek zorundasın, böbrekler iflas etmiş' dedi.

HASTALIĞIMLA BARIŞIKTIM

ÖZLEM Arabacı ?Yine de hiçbir zaman kötü düşünmedim. Hastalığımla barışıktım ben. Süper lisede okudum. Okulu dördüncülükle bitirdim. Tek isteğim vardı; doktor olabilmek... Ama diyaliz hastası olduğum için dershaneye gidemedim' diyor. Üniversite sınavında başarılı bir ortalamayla Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği'ni kazandı. Öğretmen olacağı günü iple çeken Özlem, okulu bitirip 2005'te memuriyet hakkı kazanabilmek için KPSS'ye girdi. Ertesi yıl şubatta yarım puanla öğretmenlik hakkını kaçırdığını öğrendi. Önceleri çok fazla üzülse de ?Her işte bir hayır vardır' diyerek özel kurslara müracaat etti. Tam da o günlerde hastaneden bir haber geldi. Yıllardır beklediği şey telefonun ucundaydı; bağış olmuştu ve böbreklerden biri Özlem'e uygundu.

Geçen yıl Katırancı Ailesi'nin yaşadığı evlat acısı, Özlem Arabacı için ?hayat' demekti. Duyarlı aile, Seren (10) ve Furkan'ı (7) doğalgaz zehirlenmesinden kaybetti ama organlarını bağışlayarak sekiz kişiye hayat verdi. Onlardan biri de Özlem'di.

SEREN ?BEN' DEMEK

ÖZLEM o günü şu cümlelerle şöyle anlatıyor: ?Atanmış olsaydım, belki de bana ulaşılamayacaktı veya yetişemeyecektim nakile. İlk yaptığım şey de annemle alışverişe çıkıp perhiz yaparken yiyemediklerimi almak oldu. ?Ben sizden daha sağlıklıyım artık, çünkü üç böbreğim var' diye takılıyorum bizimkilere. Seren'in böbreğini taşıyor olmak, benim için ayrı bir anlam ifade ediyor. Ara sıra ailesini ziyarete gidiyorum. Onları teselli etmeye çalışıyorum. Çünkü yaptıkları şey inanılmaz kutsal. Seren de büyüyünce öğretmen olmak istiyormuş. Keşke herkes organ bağışı konusunda böyle duyarlı olabilse.'

HOŞGÖRÜDEN BAŞKA ŞANS YOK

ÖZLEM Arabacı, ?Küçüklükten beri çok hırslıydım ama diyaliz hastası olduktan sonra şunu anladım: Hayatta bazı engeller var ve bizim dışımızdaki koşullar yüzünden, daha hoşgörülü olmaktan başka şansımız yok' diye konuşuyor.

Şimdi Keçiören'deki Efsane Etüd Merkezi'nde fen bilgisi öğretmenliği yapıyor. Öğrencileri onun her şeyi. Kursun tatil olmasına gözyaşı dökecek kadar seviyor öğretmenliği. Kendisi gibi böbrek hastalarına da şunu söylüyor: ?Umutsuzluğa asla kapılmayın. Diyaliz hayatın sonu değil.'

Hayatını hep diyalize göre programladı

ÖSS'DEN önceki hafta, artık iki seansın yeterli olmayacağı, üç kez diyalize gelmesi gerektiğini söyledi doktorlar. Özlem, haftanın üç günü ve günde 4 saati diyalizde geçse de; elinde test kitaplarıyla uzanıyordu yatağa. 2001'de Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği'ni kazandı. Bu branşı da doktorluğa en yakın alan olduğu için seçmişti. Bir de ?Doktorları da öğretmenler yetiştiriyor nasılsa' diyordu. Üniversite hayatı boyunca da diyalize girdi. Hayatını hep diyalize göre programladı. Hatta organ nakli ve bağışının önemine yönelik ödevler hazırladı.

Umudumu yitirmedim annemi teselli ettim

YILLARCA akranları gibi istediğini yiyip içemeyen Özlem şunları anlatıyor: ?Lise ikinci sınıftayken böbreklerim iflas etti. ?Diyalize gireceksin' dediler. Annem yıkıldı, onu teselli ettim. Geri dönüşü olmayan bir hastalıktı benimkisi. Anneme bunu izah etmeye çalıştım. İlk yıl haftada iki gün, sonra üç gün diyalize gittim.'

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber