Yeni tartışma: 11. cumhurbaşkanını Meclis mi seçecek, halk mı?

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 07 Temmuz 2007 09:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Anayasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören Anayasa değişikliği paketine yönelik iptal başvurusunu reddetmesi, siyasetçiler ve hukukçular tarafından olumlu karşılandı.

Ancak karar yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Siyasiler ve hukukçular şimdi şu soruya cevap arıyor: "11. cumhurbaşkanını yeni Meclis mi seçecek, yoksa halk mı?" Kulislerde yeni süreçle ilgili 4 senaryo üzerinde duruluyor. İhtimallerden birini referandum süresini 45 güne indiren vetolu yasayı Meclis'ten aynen geçirmek oluşturuyor. Diğer üçü ise 22 Temmuz'da sandıktan çıkacak tabloya endeksli. Buna göre AK Parti, TBMM'ye 367 üzerinde milletvekili sokması durumunda cumhurbaşkanını tek başına seçebilir. Milletvekili sayısının 367'nin altında olması durumunda ise muhalefetle anlaşarak bir cumhurbaşkanı seçmek zorunda kalacak. Bir diğer seçenek de Meclis tarafından seçilecek 11'inci cumhurbaşkanının görev süresini kısa tutacak anayasal değişiklikler sonrasında seçimin yapılması. AK Parti, bu konudaki yol haritasını pazartesi toplanacak Merkez Yürütme Kurulu (MYK)'nda belirleyecek. Yeni süreçle ilgili ihtimalleri değerlendiren hukukçular ise sandıktan çıkacak aritmetik tabloya dikkat çekiyor.

AK Parti Mersin milletvekili adayı Prof. Dr. Zafer Üskül, yeni cumhurbaşkanının Meclis tarafından belirleneceğini düşünüyor. Üskül, gerekçelerini şöyle sıralıyor: "Referandum yapılması ve halk tarafından cumhurbaşkanının seçilmesi aralığın ortalarını buluyor. O tarihe kadar Meclis'te cumhurbaşkanlığı seçimini ertelemek çok kolay görünmüyor. Seçimler sonrası birçok olasılık ortaya çıkabilir; ancak kısa süre içinde halk tarafından seçilmesi mümkün olamıyor ise Meclis tarafından seçilmesi gerekecek."

Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de yeni cumhurbaşkanını Meclis'in seçmesini daha doğru buluyor. Türk, "Ancak uzlaşma olmazsa halkoylaması için en uygun tarih 21 Ekim görünüyor." ifadelerini kullanıyor.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ise 367'nin üzerinde milletvekiliyle Meclis'e girilmesi durumunda bile cumhurbaşkanını halkın seçebilmesi için referandum tarihinin öne çekilmesinden yana. 22 Temmuz'daki aritmetik tabloya göre bir yol haritası çizileceğini kaydeden Kuzu, şu görüşü dile getiriyor: "Bir siyasi parti tek başına cumhurbaşkanını seçecek durumda olursa seçer. Hukuken buna bir engel yok; ama aynı parti 21 Ekim'de yapılacak olan referandumu öne de çekebilir, yani cumhurbaşkanı seçme hakkından vazgeçerek halka seçtirmenin doğru olduğunu da düşünebilir. Ya da iktidar ile muhalefet beraber olarak Anayasa'ya geçici madde koyarak 11'inci cumhurbaşkanını halk seçsin diye bir yol çizebilirler. Ben, her zaman cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini savunduğum için bana göre doğru olan referandum süresinin öne çekilip halkın seçmesinin sağlanmasıdır."

Referandum sandığı 5'inci kez kurulacak

Cumhurbaşkanını halkın seçmesine ilişkin düzenlemenin de yer aldığı Anayasa değişikliği paketi için yapılacak referandum, Türkiye'nin 5'inci referandumu olacak. Referandum kavramı Türk hukuk sistemine 1961 Anayasası ile girdi. 27 Mayıs 1960 ihtilalinin ardından oluşturulan Kurucu Meclis tarafından hazırlanan 1961 Anayasası halkoyuna sunuldu. Cumhuriyet tarihinin ilk referandumunda halkın yüzde 38,3'ü hayır, yüzde 61,7'si de evet oyu kullandı. İkinci referandumun konusu yine Anayasa oldu. 1980 darbesinden sonra yeniden yapılan Anayasa 7 Kasım 1982'de halka götürüldü. Vatandaşın yüzde 91,37'si lehte oy kullandı. Türkiye'de 3'üncü referandum ise 1982 Anayasası'nın geçici 4'üncü maddesi ile getirilen 5 ve 10 yıllık siyasi yasakların kalkıp kalkmaması konusunda yapıldı. 6 Eylül 1987'de yapılan referanduma 24 milyon 436 bin 821 seçmen katıldı. Geçerli oyun 23 milyon 347 bin 856 oydan 11 milyon 711 bin 461'i 'evet', 11 milyon 636 bin 395'i 'hayır' oyu kullandı. Böylece, geçici 4. madde yürürlükten kalktı ve yasaklı siyasiler yeniden politikaya döndü. Dördüncü kez kurulan referandum sandığının konusu ise bu kez yerel seçimlerin 1 yıl erkene alınıp alınmaması oldu. 25 Eylül 1988'deki oylamada seçmenin yüzde 65'i hayır, yüzde 35'i evet oyu kullandı. Böylece yerel seçimlerin erkene alınması için Anayasa'nın 127'nci maddesinde yapılan değişiklik kabul edilmemiş oldu.

Anayasa Mahkemesi, yabancı basını bile şaşırttı

Anayasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanını halkın seçmesini içeren Anayasa değişikliğine yönelik yapılan iptal başvurusunu reddetmesi uluslararası basını şaşırttı. "Beklenmedik bir karar" değerlendirmesi yapan dünya basını, Anayasa Mahkemesi'nin Sezer-AKP mücadelesine nokta koyduğunu savundu.

LE MONDE (Fransa): Türkiye'de "fonda laikliğin bulunduğu bir siyasi mücadele, cereyan ediyor. Anayasa Mahkemesi'nin "beklenmeyen" kararı, "Nisan ayından bu yana Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan'ın AKP'sini karşı karşıya getiren siyasi mücadeleye nokta koydu.

EL PAİS (İspanya): Beklenmeyen karar seçim kampanyasının kızıştığı bir döneme denk geldi. Mahkeme'nin son kararı AKP'yi sevindirdi. Ancak Türklerin sandıkta sonraki cumhurbaşkanını seçip seçemeyeceği belli değil.

Financial Times (İngiltere): Karar hükümete destek verdi. Mahkemenin bu kararıyla referandumun önü açıldı. Ancak cumhurbaşkanını halkın ne zaman seçeceği konusunda belirsizlik var.

BBC (İngiltere): Karar, cumhurbaşkanı ve muhalefetteki CHP için felaket oldu. Gerek Sezer gerekse CHP Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusu yapmıştı. Ancak sonuç sürpriz oldu.

El Cezire (Katar): Anayasa Mahkemesi, beklenmedik bir şekilde, hükümetin cumhurbaşkanını Meclis'in değil halkın seçmesi için referanduma gidilmesi yönündeki planlarını destekleyen bir karar aldı. Karar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a destek anlamı taşıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber