Yoğun bakımlar, 'son durak' olmaktan çıktı

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 25 Temmuz 2007 11:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- YOĞUN BAKIMLAR, SON DURAK OLMAKTAN ÇIKTI

- YOĞUN BAKIM KOORDİNATÖRÜ PROF. DR. NAHİT ÇAKAR:

- "GELİŞTİRİLEN YENİ SİSTEMLER VE EKİP ÇALIŞMALARIYLA YOĞUN BAKIMDAKİ HASTALARIN SAĞ KALMALARI SON 10 YILDA ÖNEMLİ DERECEDE ARTTI"

- "YOĞUN BAKIMLAR HALK TARAFINDAN ÖLÜMCÜL VE KORKUNÇ YERLER OLARAK GÖRÜLÜYOR, ASIL KORKUNÇ OLAN HASTALIKLAR"

ERSİN YAŞAR

BURSA (İHA) - Yoğun Bakım Koordinatörü Prof. Dr. Nahit Çakar, suni solunum teknolojisindeki gelişmeler, organ destek sistemleri, yeni ilaçlar ve ekip çalışması sayesinde yoğun bakımdaki hastaların kurtarılmasında son 10 yılda artış olduğunu söyledi.

Yoğun bakım servisleri, halk tarafından ölümden önceki son durak olarak değerlendiriliyor. Oysa son 10 yılda yoğun bakım hizmetindeki gelişmeler, bu soğuk ve sert tabloyu yumuşattı. Ağır solunum yetmezliklerinde 10 yıl önce yüzde 50 olan sağ kalım oranının yüzde 70'lere, septik şok denilen kan zehirlenmesi vakalarında yüzde 30'lardan yüzde 50-60'lara çıktığını belirten Prof. Dr. Nahit Çakar, "Bu da yoğun bakımların soğuk yüzünü, ölümü çağrıştıran yanını yumuşattı. Artık hasta yakınları, hizmet

kalitesinin artması, teknolojinin gelişmesi sayesinde yoğun bakımın insanların ömrünü uzatan yönünü görmeye başladı. Yoğun bakım tedavisiyle sağ kalmayı duvar örmeye benzetebiliriz. Tuğlaların arasına harç koyarak duvar yapabilirsiniz. Ama aralarda boşluklar olursa duvar yıkılır. Yoğun bakımda taşların doğru konulmasıyla hayat kurtarmanın arttığını görüyoruz. Yoğun bakım tedavisinin çoklu elemanı vardır ve hepsi bir arada yapılmalıdır. Son yıllarda kullanıma giren daha etkili antibiyotiklerin ve bakterileri

öldüren ilaçların rolü de büyüktür" dedi.

Çakar, yoğun bakımda kalp ve böbrek destek sistemlerinin yanı sıra karaciğer destek sistemlerinin gelişmesinin de yoğun bakım hastalarının ömrünü uzattığını belirtti. Tıpkı diyaliz makineleri gibi karaciğere, yeni bir organ bulunana kadar destek verilmesinin kurtarmayı etkilediğini ve bu sistemlerle hastalara zaman kazandırdıklarını anlatan Prof. Dr. Çakar, "Ciddi karaciğer hastalıklarında, karaciğer bulunana kadar bu sistemlerle destek veriyoruz. Yoğun bakımda kaybedilmesi yüzde 100 olan bir grup hasta,

şimdi sağ kalma şansını elde edebiliyor" şeklinde konuştu.

Yoğun bakımın halk tarafından hep ölümcül, korkunç bir yer olarak düşünüldüğünü, bu ünitenin olmaması halinde ağır hastaların yaşamalarının mümkün olmayacağını ifade eden Çakar, korkunç olanın yoğun bakım değil, tedavisiyle uğraşılan hastalıklar olduğunu sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber