'Balyoz' sanığı emekli albaya FETÖ'den hapis istemi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün TSK'daki yapılanmasına yönelik ''ankesör-sabit kontörlü'' hatlara ilişkin yürütülen soruşturmada tutuklanan ve kapatılan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince "Balyoz planı" davası kapsamında beraat eden emekli Jandarma Albay Mustafa Aydın hakkında, ''FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Temmuz 2019 11:58, Son Güncelleme : 28 Temmuz 2019 11:58
'Balyoz' sanığı emekli albaya FETÖ'den hapis istemi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) TSK'daki yapılanmasına yönelik ''ankesör-sabit kontörlü'' hatlara ilişkin soruşturmada tutuklanan ve kapatılan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince "Balyoz planı" davası kapsamında beraat eden emekli Jandarma Albay Mustafa Aydın hakkında, ''FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün TSK'daki yapılanmasına yönelik ''ankesör-sabit kontörlü'' hatlara ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan, sanıkları arasında yer aldığı "Balyoz planı" davasında beraat eden emekli Jandarma Albay Mustafa Aydın hakkındaki soruşturma tamamlandı.

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen 150 sayfalık iddianamede, FETÖ'nün yapılanması ve örgütün askeri mahrem oluşumunda iletişim amacıyla kullandığı ''ankesör-sabit kontörlü hatlara'' ilişkin detaylı bilgilere yer verildi.

Aydın'ın ankesör-sabit kontörlü hattan arandığına ilişkin 2012 ile 2014 yılları arasındaki kayıtlara yer verilen iddianamede, şüphelinin kapatılan Istanbul 10. Agır Ceza Mahkemesince, kamuoyunca "Balyoz Davası'' olarak bilinen davada sanık olarak yargılandığı anlatıldı. İddianamede, Aydın'ın, söz konusu davada, FETO/PDY mensubiyeti nedeniyle ihraclarına karar verilen hakimlerden kurulu adı gecen ve ilk derece olarak gorev yapan mahkemenin berat eden sanıklarından olduğu kaydedildi.

- Kardeşi ''FETÖ imamı''

İddianamede şüpheli Aydın'ın eşinin KHK ile kapatılan iş yerinde SGK kaydının bulunduğu, babası hakkında ise FETÖ üyesi olduğuna ilişkin BİMER'e ihbar yapıldığı, annesinin ise Bank Asya'da hesabının tespit edildiği 2014 yılından sonra hesabında artış yaşandığı, kardeşi M.N.Y'nin ise Bylock kullanıcısı olduğu, KHK ile kapatılan iş yerinde SGK kaydının bulunduğu, ''Ürdün imamı'' olduğuna dair istihbari bilgilere ulaşıldığı aktarıldı.

İddianamede, yine şüphelinin ablası ve eniştesi hakkında, FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla ihbarda bulunulduğu ve ablasının 2016 yılında FETÖ'den tutuklandığı belirtildi.

İddianamede şüpheli Aydın'ın ifadeleri de yer aldı.

Mustafa Aydın, 1983 yılında Bursa'da FETÖ'ye bağlı Özel Nilüfer Ortaokulu'nda okuduğunu, 1984-85 yıllarında FETÖ'nün öğrencilere ders veren ve "belletmen" adı verilen Enes isimli Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi 4'üncü sınıf öğrencisinin oluşturduğu gruba dahil olduğunu anlattı.

Aydın, örgüt ''abisinin'' askeri okula yönlendirdiğini, 1986 yılında Bursa Işıklar Askeri Lisesi'ne girdiğini, lisede okurken "Recep" isimli kişinin kendisiyle ilgilendiğini ifade etti. Şüpheli Aydın, 1990 yılında Kara Harp Okulu'na başladığını bu tarihlerden sonra örgütle bir irtibatının olmadığını iddia ederek, 2010 yılında Balyoz davasına dahil ediliğini ve dava sonucunda beraat ettiğini, bu kararın da 13 Eylül 2013 yılında onandığını söyledi.

Şüpheli ifadesinde, ''2011 yıllarında Kumkapı'da devre yemeginde yaklasık 40-50 devrem ile yemek yedigimiz esnada devrem olan Pilot Kurmay Albay C.H.C yanıma gelerek 'senin her seyini biliyoruz, sen kardesine dua et, onun sayesinde kurtuldun biz senin maillerin dahil her seyini biliyoruz' dedi ben de bu laftan sonra kufrederek bogazına sarıldım bu esnada cevremizde olan devrelerimiz olayın ne oldugunu anlamadan bizi ayırdılar ve ondan sonra yemegi terk etti.'' dedi.

Kızını, daha sonradan örgütle bağlantısı olduğunu öğrendiği Boğaziçi Ufuk Kolejine kayıt ettirdiğini, eşinin de bu okulda çalışmaya başladığını anlatan Mustafa Aydın, 2012 yılından sonra örgütle temasını da şöyle anlattı:

"2012 yılında amcamın damadı M.H, dini bilgimin zayıf olması ve dindar bir yasantımın olmamasından dolayı bana bazı telkinlerde bulundu ve beni Kur'an ogrenebilmem icin bir arkadasıyla tanıstırabilecegini soyledi. Bir süre sonra beni, ismini Kemal olarak bildigim sahıs aradı ve numaramı Musa Hoca'dan aldıgını, gorusmek istedigini soyledi. Sonrasında Gultepe'de Hamurabi Pastanesi'nde kendisi ile 10-15 dakikalık bir tanısma gorusmesi gerceklestirdik. Bu gorusmede Kur'an ogrenmem hususunda yardımcı olabilecegini soyledi. Bende onun numarası yoktu, beni bir defa aradıgı numaradan bir daha aramıyordu. Bu duruma birkac aramadan sonra tepki gosterdim ve yuz yuze konusurken normal telefonun varken neden ankesorluden arıyorsun diye sordum o da cevaben; benimle gorusmesinin gizli kalması gerektigini, kendisinin Fetullah Gulen cemaatinde ust rutbeli askerlerden sorumlularından oldugunu bu nedenle gizlilik icerisinde gorusebilecegini tedbirli olmamız gerektigini soyledi.

2013-2014 yıllarındaki gorusmelerimizde genelde Fetullah Gulen'e ait kitabı okuyup bana anlatıyordu. Sohbetlerde Fetullah Gulen'i oven ve kutsallastıran seyler anlatıyordu. Bu ilginc hikayeleri anlattıgı zaman benim aklıma Adnan Oktar cemaati geliyordu cunku o da kendisini mehdi gibi gosteriyordu aynı sekilde anlattıkları hikayelerde de Fetullah Gulen mehdilestiriliyordu. Mart 2014 yılında yapılan yerel secimlerde ve Ağustos 2014 yılında yapılan Cumhurbaskanı seciminde AKP haricinde her turlu partiye hatta HDP'ye bile oy verilmesini telkin ediyordu. Ben internetten takip ettigim kadarıyla bir cemaatin siyaset ile bu kadar ilgili olması bende tereddutler olusturdu ve yavas yavas sogumaya basladım. Benim sadece Kemal isimli sahısla irtibatım vardı. 17-25 Aralık 2013 olaylarından sonra Kemal bana kızım Betul'ü, adı degiserek Bogazici Fatih Koleji olan fakat yonetim kadrosu aynı olan sonradan da FETO/PDY baglantısı oldugunu ogrendigim okuldan almamı, orada calısan esim Fatma'yı da okuldan cıkarmamı soyledi. Bende okulun egitimi iyi olması ve esimin de maasının duzenli olmasından dolayı cıkartmadım. Kemal siyaseti arttırdıgı icin birkac kez tartısma tarzı diyaloğumuz oldu. Bu nedenlerle aramız acıldı ve 2014 yılının sonlarına dogru beni bir daha arama diyerek gorusmeyi sonlandırdım.''

- ''Etkin pişmanlık için yetersiz ifade''

İddianamede, şüphelinin ifadesinde gecen, orgutsel hiyerarside kendisinden sorumlu sivil unsur olan Kemal (K) isimli teror orgutu mensubunun, kendisinin teshisi dogrultusunda Ramazan Yılmaz oldugu belirtilerek, teror orgutunun sozde jandarma yapılanmasında orgutsel tabirle "mudur" konumunda yonetici oldugundan bahisle Mersin Cumhuriyet Bassavcılıgınca hakkında yurutulen sorusturma sonucunda kamu davası acıldıgı kaydedildi.

Aydın'ın etkin pismanlık hukumlerinden yararlanma talebiyle acıklamalarda bulundugu ancak mevcut gorev ve teror orgutu icerisindeki bulunma suresi, her farklı gorev ve askeri okul yerinde, farklı bir sivil unsura devredilme olgusuna gore kendisinden sorumlu tek bir sivil unsur bulunmasının olanaksız oldugu vurgulanan iddianamede, ''Bu yonuyle eksik ve yetersiz beyanda bulundugunun anlasıldıgı, kendisi ve birinci derece yakınlarının yukarıda acıklanan teror orgutuyle acık irtibatı, kendisinin kamuoyunda 'Balyoz' ismiyle bilinen kamu davası surecinden sonra da teror orgutuyle irtibatını devam ettirmesi nazara alındıgında beyanının bu yonuyle de aleyhindeki tespitlere aykırı oldugu ve gercegi yansıtmadıgı, etkin pismanlık hukumlerinden yararlanamayacagı, ayrıca teror orgutunun faaliyeti kapsamında soz konusu kamu davasına orgutsel amaclarla dahil edildigi degerlendirilmistir.'' denildi.

Başsavcılıkça onaylanan iddianamede, şüpheli emekli albay Mustafa Aydın hakkında, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber