OKS'de 3. kayıt dönemi açılacak mı?
Abbas Güçlü'nün yazısı
Anadolu liselerinde 2. kayıt dönemi yarın sona eriyor. Ama okulların tümünde önemli kontenjan açıkları var. Geçen yıl 5 bin açık vardı. Bu yıl daha fazla olabilir. Ve 3. kayıt dönemi açılacağına yönelik en ufak bir açıklama yok.
Milli Eğitim Bakanı'nın değişmesi en çok bu yüzden isteniyordu. Çünkü Çelik inatçı. Üstelik hatada ısrar ediyor. Öyle olmazsa, kapı önünde yüz binlerce öğrenci beklerken, anadolu liselerindeki kontenjanları boş bırakmazdı. Hem de aynı statüdeki kolejlerde kayıtlar devam ederken.
Sayın Bakan'a artık birileri hatadan dönmenin bir fazilet olduğunu anlatmalıdır. Yoksa bu yıl da yüz binlerce ailenin ahını alacak, on binlerce öğrenciyi daha küskünler ordusuna katacaktır.
Bakan Bey, değiştiğini kanıtlamak istiyorsa, bundan daha iyi bir fırsat bulamaz!..
Hükümet programı açıklandı. Görüşmeler de devam ediyor. Programla ilgili genel ayrıntılar yerine, eğitime yönelik hedeflere göz atmak istiyoruz. Ama önce neler var, onlara bir bakalım. İşte 60. hükümetin eğitime ve üniversitelere yönelik yapmak istedikleri:
Milli Eğitim
Kamu harcamalarında en büyük pay yine eğitime ayrılacak.
Okulöncesi eğitimdeki okullaşma oranı yüzde 50'ye çıkarılacak. İlköğretimde yüzde 100, mesleki ve teknik eğitim dahil olmak üzere ortaöğretimde yüzde 90 okullaşma gerçekleştirilecek.
İlk ve ortaöğretimde tekli öğretime geçmek kaydıyla, sınıflarda azami 30 öğrenci eğitim görecek.
Her okula internet bağlanacak, bilişim okuryazarı olmayan öğrenci kalmayacak.
Üniversiteler
Üniversitelerin, yönetişim ve öğretimdeki farklılaşmaları ile temayüz etmeleri desteklenecek.
Farklı insani, fiziki ve mali kaynaklara sahip olan üniversitelerin tek tip ve tek merkezli yönetim anlayışı yerine küresel rekabete katılabilen, dünyaya açık ve Türk toplumunun beklentilerini karşılayan dinamik kurumlar haline gelmesi sağlanacak.
Üniversite öğrencilerinin yurtların kalitesi daha da iyileştirilecek, burs miktarları artırılacak.
Hedefler Özal'ın gerisinde
Eğitime yönelik hedeflerin, tıpkı bakan seçiminde olduğu gibi hayal kırıklığı yarattığını peşinen söylemeliyiz. Güçlü bir iktidar deneyimi olan ve rekor bir oy yüzdesiyle yeniden iktidar olan bir hükümetin çıtası çok daha yüksek olmalıydı. Tek tek irdeleyelim:
Kamu harcamalarında en büyük pay zaten eğitime ayrılıyordu. Yeni bir şey değil. Önemli olan öğrenci başına düşen harcama katlanabiliyor mu?
Okulöncesi eğitimde şişirme rakamlarla yüzde 50 hedef koyma yerine 6 yaş zorunlu hale getirilseydi, hedefe çok daha hızlı ve güvenli ulaşılabilirdi.
Tekli eğitime istenirse 5 yılda rahatlıkla geçilir. Ama sınıf mevcutlarının 30'a indirilmesi bu kafayla biraz zor. IMF izin vermeden öğretmen alamayan bir iktidar, "sözleşmeli köleler"le mi yola devam edecek?
İnterneti olmayan yer mi kaldı! Her eve denilse belki. Bu söylemi 20 yıl önce Özal söylediğinde heyecan veriyordu. Ama şimdi cep telefonsu ne kadar genç kaldı ki!
Özal'ın reformist tarafı Erdoğan'ı katlar. Ama o bile "Özgün Üniversite" modelini hayata geçirmedi. Karşı çıkan mı vardı? Hayır. 4 üniversiteyle yola çıkılacaktı. İşin içine siyasiler girince 14 oldu. Sonra da proje ortada kaldı. Şimdi yine farklı bir sonuç ortaya çıkmaz.
Üniversitelerimizin toplam bütçesi, bir Amerikan bütçesinden daha az. Kaynakları artırmadan, torba bütçe vermeden, idari kadroları yüzde 5'e indirmeden, YÖK'ten kurtarmadan dünya üniversitesi yaratamazsınız. Ama bu konularda tek kelime yok!
İşte üniversiteler açıldı. Yine on binlerce öğrenci yurt bulamayıp kapıda kalacak. 4.5 yılda yüz binlerce konut üreten bir iktidar, yurt sorununu çoktan çözmeliydi. Ama tarikatlardan baskı var. 150 YTL'lik burs da asgari ücrete yükselmeli ama nerdeee! İlk icraat harçlara zam oldu.
Özetin özeti: Eğitimin ciddiye alınmasını beklerdik. Ama belli ki hedef, çağdaş eğitim değil!..