Bakan Akdağ: Torpil bitti
Akdağ, ilaçta 500 milyon dolarlık tasarruf sağlanacağını müjdeledi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, atama ve nakilde torpil döneminin artık bittiğini belirterek, vatandaşları ameliyat öncesi "bıçak parası", tedavi öncesi "muayene ücreti" adı altında alınan paraları ödememeye çağırdı ve "Asla ödeme yapmayın, sonuna kadar arkanızdayım" dedi. Akdağ, muayene sahibi uzman hekimleri devlet hastanelerinde çalışmaya davet ederken "Devlete gelin daha fazla kazanın" önerisinde bulundu. Ayakta tedavi gören yeşil kart sahiplerinin 1 Ocak 2005'den itibaren ilaçlarını artık eczanelerden alabileceğini belirten Akdağ, bu yıl sonuna kadar 5-7 bin arasında yeni sözleşmeli personel alınacağını, hekimlerin kamudaki ilk görev yerlerinin Doğu olacağını açıkladı.
"SSK hastaları yükümüzü arttırmadı"
Bakan Akdağ, tahmini olarak bu yıl devlet hastanelerinde 150 milyon, SSK hastanelerinde ise 55 milyon hasta kabulunun olacağını belirterek, "Artık SSK hastaları da devlet hastanelerindeki hizmetlerden yararlanabiliyor. Gelen SSK'lı hasta kabul sayısı 35 milyona ulaştı. Bu ilave yüke rağmen hastanelerimizde sıkışma yaşanmadı. Bilakis yükümüz azaldı" dedi.
Hayata geçirdikleri "dönüşüm projeleri" sayesinde SSK'lı hasta yükünü sorunsuz olarak taşıyabildiklerini anlatan Akdağ, bu amaçla ilk olarak sağlık ocaklarını rehabilite ettiklerini, buralarda her hekime birer oda tahsisi yaptıklarını, hekimlerin halka temasını arttırdıklarını, atıl duran bin 152 sağlık projesinden 350'sini hayata geçirdiklerini, hastanelerdeki poliklinik sayısını ve sağlık personelinin döner sermayeden aldıkları katkı paylarını arttırdıklarını anlattı.
Devlete gelin daha fazla kazanın
Bu yapılanları "devrim" olarak nitelendiren Akdağ, özellikle sağlık personelinin döner sermayeden aldıkları katkı paylarınının arttırılmasının sağlık hizmetlerini tırmandırdığını belirtti. Akdağ şöyle devam etti: "Sağlık personeline dedik ki, 'ne kadar hizmet ederseniz o kadar döner sermayeden katkı payı alırsınız' Çalışmayan ameliyathaneler, saat 14.00'de anestezi verilmeyen birimler çalışmaya başladı."
Akdağ, uzman hekimlerin döner sermayeden aldıkları katkı payındaki 600 milyon liralık üst sınırın 5 milyar liraya, diğer sağlık personelinin aldıkları katkı payındaki 250 milyon liralık sınırın ise 700 milyon liraya kadar çıkarıldığını belirterek, "Bugün bir uzman hekimin veya sağlık personelinin döner sermayeden aldığı pay, maaşının 2-3 katına çıkabiliyor. Ortalamasına bakıldığında maaş dışında ortalama 1.5-2 milyar katkı payı alıyorlar. Bu rakamı üst sınır olan 5 milyar liraya kadar çıkaranlar var. Böylece hizmet artarken israf da önlenmiş oldu" dedi. Akdağ, hastanelerdeki bu başarının döner sermaye girdileri düşük olduğu için sağlık ocaklarında tam olarak sağlanamadığını itiraf etti.
Bıçak parası ve muayene ücretine son
Cerrahların ameliyat öncesi "bıçak parası", dahiliyecilerin de tedavi öncesi "muayene ücreti" adı altında aldıkları paraların doğru olmadığını belirten Akdağ, bu sorunun asırlık bir kültür sorunu olduğunu anlattı. Akdağ, kesin başarı için vatandaşa da büyük görev düştüğünü anlattı: "Şimdi biz hekimlere 'gelin kamuda çalışın, daha fazla kazanın' diyoruz. Hekimlerin ekonomik durumları hayli düzeldi. Vatandaştan 'bıçak parası' veya 'muayene ücreti' adı altında ilave bir para alınması durumunda biz bakanlık olarak gereğini yaparız. Vatandaş hakkını aramalı, il sağlık müdürlüğü, valilik veya doğrudan bakanlığa şikayetini iletebilir. Bunun için 184 sağlık hattını kurduk. Vatandaşlarımız emin olsunlar, sonuna kadar yanlarındayız."
MUAYENEHANELER KAPANIYOR
Akdağ, muayenehanesi olmayan uzman hekimlerin döner sermayeden aldıkları katkı paylarını arttırınca, bazı hekimlerin kârlı bulmadıkları muayenehanelerini kapattıklarını söyledi. Bazı hekimlerin "Eğer bu uygulama sürekli olacaksa biz de muayenehanelerimizi kapatarak devlette çalışabiliriz" diyen hekim sayısının oldukça fazla olduğunu belirten Akdağ, "Buradan hekimlere sesleniyorum, hiç merak etmeyin, sistem sonuna kadar devam edecek, bu konuda kararlıyız" diye konuştu.
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJESİ
Akdağ, Sağlıkta Dönüşüm Projesi'ni genel sağlık sigortası, aile hekimliği ve hastanelerin tek çatı altında toplanması gibi üç esas üzerine kurduklarını anlatırken, Sağlık Bakanlığı'nı sadece "sağlık standartlarını belirleyici ve denetleyici" bir unsur olarak yapılandırmak istediklerini, bu kapsamda hastaneleri özerk kuruluşlar haline getirerek il özel idareleri ve belediyelere devretmeyi planladıklarını anlattı. Akdağ, "Sağlık Bakanlığı merkezde ebe tayini yapan bir müessese olmayacak" dedi.
İlaçta 500 milyon dolarlık tasarruf
Akdağ, nisan ayında döviz kurundaki düşüşü dikkate alarak bine yakın ilaç fiyatlarında yüzde 75'e kadar indirime gittiklerini hatırlatırken, 1 Ağustos'tan geçerli yeni ilaç fiyatlarının döviz kurundaki artıştan kaynaklandığını belirti. Akdağ, kamu kurumlarının bu yıl sonuna kadar yapacakları ilaç alımlarında yaklaşık 500 milyon dolar (yaklaşık 730 trilyon lira) tasarruf sağlanacağını açıkladı. Akdağ, "İleride döviz kuru düşerse ilaç fiyatları da yine düşecektir" açıklamasını yaptı. Akdağ, ilaç ruhsatlarıyla ilgili yeni arşiv sistemi kurduklarını, yönetmelikleri AB'ye uyumlu hale getirdiklerini anlattı. Akdağ, sayıları 13 milyonu bulan yeşil kart sahiplerinin ayakta tedavi gördüklerinde de ilaçlarını 1 Ocak 2005'den itibaren eczanelerden alabileceğini açıkladı.
Hastanede rehin kalma olayı bitti
Hastanelerde hastayı rehin alma olayının artık bittiğini belirten Akdağ, Başbakan Erdoğan'ın "Hasta rehin alanı ben rehin alırım" sözünü hatırlatarak, "Eğer hasta borcunu ödememişse, devlet alacaklarını tahsil emek için hangi yolları kullanıyorsa burada da o geçerli olur. Devlet başkalarından alacağını tahsil etmek için kişiyi rehin alıyor mu? Hayır. Hastanelerde de olmaz" dedi. Akdağ, sözleşmeli personel uygulamasıyla ihtiyaç duyulan yörelerde 15 bin sağlık personelinin istihdam edildiğini, bu yıl sonuna kadar da 5-7 bin yeni sözleşmeli personel daha alınacağını bildirdi. Tüm atama ve nakillerin objektif esaslara göre yapıldığını söyleyen Akdağ, hekimlere çalıştıkları bölgelere göre "puan" verileceğini söyledi.
Yenişafak