Cumhuriyet gazetesi davasının gerekçeli kararı açıklandı

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 sanıkla ilgili daha önce verdiği 3 yıl ile 8 yıl 1,5 ay arasında değişen hapis cezalarında direnirken, yüksek mahkemenin bozma kararına uyarak Kadri Gürsel'in beraatine hükmetmesine ilişkin gerekçeli kararının yazımını tamamladı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Aralık 2019 15:22, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Cumhuriyet gazetesi davasının gerekçeli kararı açıklandı

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerine yönelik davaya ilişkin hazırladığı gerekçeli kararda, sanıkların suca bilerek ve isteyerek kasten istirak ettikleri, "muhalif" goruntusu ile PKK/KCK, FETO/PDY ve DHKP/C silahlı teror orgutlerinin lehlerine yıllara yayılır sekilde haberler yaptıkları konusunda tam bir vicdani kanaat hasıl olduğuna vurgu yapıldı.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan ve taraflara gönderilen gerekçeli kararda, sanık savunmaları, mütalaa, Yargıtay'ın bozma ilamı, delilerin değerlendirilmesi ve verilen kısa hükme yer verildi.

Kararda, Yargıtay tarafından 12 Eylül 2019'da haklarında bozma kararı verilen, sanıklar Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç, Bulent Utku, Mehmet Murat Sabuncu, Ahmet Kadri Gürsel, Guray Tekinöz, Onder Çelik, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Aydın Engin, Hikmet Aslan Çetinkaya ve Ahmet Şık hakkında "orgut icindeki hiyerarsik yapıya dahil olmamakla birlikte orgute bilerek ve isteyerek yardım etmek" suclarından ilk yapılan yargılamada ayrı ayrı mahkumiyetlerine ilişkin karar verildiği anımsatıldı.

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin ilamında, ''Cumhuriyet Gazetesindeki vakıf yonetiminin degisiminde secim hukukuna aykırılıklar bulundugunu, gazetenin yayın politikasında bazı degisiklikler oldugunu kabul etmekle birlikte, eser sahibi veya genel yayın yonetmeni olmayan sanıkların, silahlı teror orgutune yardım etmek amacıyla dogrudan kastla hareket ettiklerine dair, dosya icerisinde haklarında her turlu supheden uzak mahkumiyetlerine yeterli somut delil bulunmadıgının'' belirtildiği anlatılan gerekçeli kararda, ilama karşı şu ifadelere ver verildi:

''Oncelikle sunu ifade etmek istiyoruz ki; bir cok delile ragmen Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, 'sanıkların sucta istiraklerinin olmadıgı, eylemlerinin basın hurriyeti kapsamında degerlendirilmesi gerektigi, dosya icerisinde mahkumiyetlerine yeterli delil olmadıgı, haklarında beraat kararı verilmesi gerektigi' seklindeki tespitine katılmak mumkun degildir. Soyle ki; Yargıtay 16. Ceza Dairesi, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin, gazeteciler Ahmet Altan, Ayse Nazlı Ilıcak ve diger sanıklarla ilgili yaptıgı yargılama ile ilgili vermis oldugu bozma ilamında, '....orgutun anayasal duzene karsı icra edecegi kalkısma oncesindeki surece mutat siyasi muhalefet goruntusu vermeye calısarak ve orgutun sempatizan sınıfını olusturan genis halk kitleleri nazarında sozde mesruiyetini korumak amacına hizmet eder mahiyetteki gazetecilik faaliyeti kapsamında degerlendirilmesi mumkun olmayan eylemlerin hiyerarsik yapısına dahil olmamakla birlikte FETÖ silahlı teror orgutune yardım etme sucunu olusturacagı kanaatine erisilmistir' şeklinde bir tespitte bulunmuştur.''

- Örgüte yardım suçu

Bu tespitinin haricinde yargılama konusuna da değinilen gerekçeli kararda, Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasının degismesi ile birlikte FETÖ silahlı teror orgutunun amaclarına hizmet eder sekilde yayınlara yer verildiği belirtilerek, ''17-25 yargı sureci de dahil olmak uzere MIT tırlarının durdurulması, FETO orgutunun elebaşısı lehine yapılan kose yazıları, sanık Aydın Engin'in FETÖ'nun hizmetlerine amaclar sekilde kose yazıları, gazetenin mansetleri acıkca gostermektedir ki Cumhuriyet gazetesinin 'dusmanımın dusmanı dostumdur' kuralını kendisine esas edinerek muhalif goruntusu altında FETÖ silahlı teror orgutunun lehine gazetecilik adı altında örgütün amaclarını mesru gosterir ve sempatizan toplamaya donuk haberler yapılmasında aracılık yaptıgı, Abant toplantılarına bir kısım sanıkların katıldıgı, DHKP/C ve PKK lehine de haberlere imza atıldıgı anlasılmıstır.'' ifadelerine yer verildi.

Eser sahibi sanıklar dısında Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç, Bulent Utku, Mehmet Murat Sabuncu, Guray Tekinöz, Onder Çelik, Hacı Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Aslan Çetinkaya'nın kanundan kaynaklı hukuki sorumluluklarının olması, aynı zamanda Ahmet Sık'ın beyanları ve sanıkların yargılama sırasında halen Ahmet Sık'ın ve Can Dündar'ın haberlerine sahip cıktıkları anlatılan gerekçeli kararda, ozellikle tanıklardan Ibrahim Yıldız'ın ''Cumhuriyet'te bir cok seyin vakfa sorarak karar verildigi", Rıza Zelyut'un "Yazarları da, interneti de yonlendiren tepe yonetimidir" seklindeki beyanları dikkate alınarak, sanıkların yardım sucuna kasten istirak ettikleri kaydedildi.

Gerekçeli kararda, bir kısım sanıkların aynı zamanda kose yazılarının olması, attıgı tweet'ler, Abant toplantılarına katılmıs olmaları, dosyada bulunan FETO orgutunun amaclarına hizmet eden sirketlerden reklam ucreti almaları ve ByLock kullanan FETO mensubu oldugu degerlendirilen sahıslarla bir cok baglantılarının olduğu hususları birlikte değerlendirilerek, ''Sanıkların suca bilerek ve isteyerek kasten istirak ettikleri, muhalif goruntusu ile PKK/KCK, FETO/PDY ve DHKP/C silahlı teror orgutlerinin lehlerine yıllara yayılır sekilde haberler yaptıkları konusunda tam bir vicdani kanaat hasıl olmustur.'' ifadesine yer verildi.

Turkiye devleti ve hukümetini yapılan manipülasyonla calısmaz hale getirmek amacı ile bir kısım haberlerin teror orgutlerinin yayın organları ile neredeyse ortak haberler yapıldığı, aynı algıya donuk haberler icra edildiği belirtilen kararda, yayın yasagına ragmen ozellikle MIT tırları haberlerinin yapılması, PKK yonetim kadrosu ile yapılan ve onların agızlarından yapılan, ulkenin bolunmez butunlugune yonelik haber icerikleri, orgut mensuplarını sempatik gosteren yorumlar ve haber iceriklerinin tesadufe yer bırakmayacak sekilde kasten icra edildiginin delili olduğu vurgulandı.

- Altan ve Ilıcak'ın terör örgütüne yardım suçu örnek verildi

Kararda, teror orgutune yardım sucu ve yardım fiilinin, orgutun bizzat kendisine veya mensupları lehine gerceklestirilebilecegi, yardım eden failin silahlı teror orgutu uyesi olmaması, ancak orgutun faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaclarını bilerek bu orgute yardım mahiyetinde olabilecek silah temini, para, degerli esya, maddi yardım, barındırma, istihbari bilgi saglama ve bunun gibi teror orgutlerinin amaclarına donuk imkan saglamaya olanak saglayan her turlu yardımın suc olduguna vurgu yapıldı.

Örgüte yardımın sadece maddi destekten ibaret olmadığı, medya gucunün de kullanılarak orgutun tabanından desteklenmesini saglamak ve toplumda meşruiyetini arttırmak sartlarının da yardım olarak degerlendirilmesi gerektiği vurgulanan gerekçeli kararda, FETÖ'nün medya yapılanması olarak bahsedilen ve Ahmet Altan ile Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu sanıkların yargılandığı davada, Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından sanıkların gazetecilik faaliyeti altında FETO silahlı teror orgutune yardım edildigini kabul ettiğine vurgu yapıldı.

Gerekçeli kararda, Cumhuriyet gazetesinin, yıllara yayılan haber iceriklerinde suc olusturan haber icerikleri orgut uyeleri ile irtibatları usulsuz secim sureci, teror orgutleriyle baglantılarını gosterir ByLock yazısması, destek mahiyetindeki roportaj ve tweetler, aleyhteki tanıklar, acık kaynak bilgilerinde haberlerin verilme sekli, yayın yasaklarına ragmen ve erisimin yasaklanması kararlarına ragmen aynı haberleri ısrarla sürdürdüğü belirtildi.

Yonetim kurulunda olan sanıkların ve yazar, haberci olan bir kısım sanıkların teror orgutlerine, "muhalefet" goruntusu altında ortak amac olan Turkiye Cumhuriyeti devleti ve hukumetini zafiyete ugratmak ve uluslararası arenada suclu gostermek amacına matuf ortak bir kaygıda birlesmeleri neticesinde bu haberlerin yapıldıgı anlatılan gerekçeli kararda, teror orgutlerinin amaclarını mesru gosterir sekilde haber iceriklerinin yapıldığı kaydedildi.

Kararda, bu nedenle sanıkların suc kastı ile hareket ettiklerinin anlasıldığı vurgulandı.

- Davanın geçmişi

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 21 Kasım 2019'daki karar duruşmasında, 12 sanıkla daha önce ilgili verdiği mahkumiyet kararında direnmişti.

Mahkeme ilk kararında, "terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan Akın Atalay'ı 7 yıl 13 ay 15 gün, Mehmet Orhan Erinç'i 6 yıl 3 ay, Mehmet Murat Sabuncu ve Ahmet Şık'ı 7 yıl altışar ay, Bülent Utku'yu 4 yıl 6 ay, Aydın Engin'i 7 yıl 6 ay, Hikmet Aslan Çetinkaya'yı 6 yıl 3 ay, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik'i 3 yıl dokuzar ay ve Yusuf Emre İper'i 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına mahkum etmişti.

Mahkeme, "terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılan Kadri Gürsel'in hükmünün ise Yargıtay'ın bozma ilamı doğrultusunda kaldırılmasına ve beraatine hükmetmişti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber