Yaşayarak öğrenin ve öğretin

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 20 Eylül 2007 11:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Eğer yaşama gayenizi kaybetmişseniz hayattan zevk alamamaya başlarsınız. Bu da insanı yanlış yollarda tatmin aramaya itebilir.

Halbuki Ramazan'ın getirdiği manevi iklim, güzel yaşamanın yolunu gösterir. Bize ise, sadece bu imkânı kullanmak düşüyor.

Kişiye en büyük iç tatmini sağlayan durum, bir yaşama gayesi olmasıdır. İnsan yaşama gayesine sahip değilse veya bu gayeye ulaşma gücünü kaybetmişse hayattan zevk alamamaya başlar. Bunun sonucu kendisine iç tatmini verecek arayışlar içine girebilir. Lükse düşkünlük, çok para kazanma hırsı, alışveriş çılgınlığı, karşı cinsle geçici beraberlikler hep bu arayışın sonucudur. Kişi bir amacı olmayınca yaşama gayesini zevk alma olarak belirler. Bu, kimisi için de kendini, acılarını unutma demektir.

Güzel yaşamanın yolu Ramazan ayı çocuk ve gençlere yaşama gayelerini fark ettirmek için en güzel fırsattır. Çocuk ve gençler nasihat edilmekten ve doğrudan dini eğitimden zaman zaman hoşlanmayabilirler. Eğitimin en etkili şekli fırsat eğitimi, bir diğer deyişle yaşayarak öğrenmedir. Bu öğrenmenin sağlanması için önce huzur verici bir ortam hazırlamak gerekir. İbadet şekilde kalmamalıdır. İftar ve sahurda ne kadar stresten uzak güzel sohbetlerin yapıldığı bir ortam sağlanırsa çocuk oruç tutmaktan o kadar zevk alacaktır.

Gençlere oruç tutmanın aç kalmak demek olmadığı belki açların halini anlamaya bir vesile olacağı da anlatılmalıdır. Günümüz gençliğinin en önemli psikolojik sorunlarından biri dürtü veya heyecan kontrol problemidir. Eğitimde disiplinin dengede tutulamaması ve stresli ortamlar gençlerin yersiz isteklerini engelleyebilmelerini zorlaştırmaktadır.

İbadetler kişilerin kendilerini kontrol edebilmesini esas alır. Oruçta ve Ramazan boyunca yapılan bütün ibadetlerde kontrolü kazanmanın esas alındığını görüyoruz. Hiçbir ibadet özdenetim olmadan yapılamaz.

Allah sevgisi olmadan yapılan bir ibadet ise kişiye iç huzuru değil gerginlik verir. Bu sebepten dini eğitim korkuya değil sevgiye dayalı olmalıdır. Kişinin yaşama gayesi kendisini ?Yaradan'a kul olmak olursa bu, kişiyi ruhsal hastalıkların en önemli nedenlerinden biri olan yalnızlık duygusundan da kurtarır. Yaradan'ının kendisine çok yakın olduğunu, ondan hiçbir şeyi sebepsiz istemediğini, kendisine yardım ettiğini bilmek kişinin zorluklar karşısındaki mücadele gücünü artırır.

Çocuk ve gençlere yaptığı her ibadetin ona ve diğer insanlara neler kazandıracağını güzel bir üslupla anlatmak da çok önemlidir. Aslında anlatmaktan çok anlamasına, düşünmesine, sorular sormasına zemin hazırlamak gerekir.

Gençlerimizi sosyal ve fikri meselelere duyarlı olarak yetiştirmek aile içinde onların da katılmasına imkan veren sohbet ortamlarının sağlanmasıyla mümkün olabilir. Bu sohbet ortamlarında sevgi, Allah sevgisi, insan sevgisi, peygamber sevgisi hep ön plana çıkartılmalıdır. Yine Ramazan ayı boyunca yapılan mali ibadetlerden fitre ve zekatın verilişi sırasında çocuğun gelişimine göre çocukla sohbet etmek önemlidir. Her anne baba maddi olarak kendinden daha düşük durumda olan kişilere yardımcı olmaya çalışırsa kardeşinin menfaatini kendi menfaati önüne geçirirse bu fedakarlık ruhu fertler arasında yayılır.

Bu şekilde bir eğitim, kişinin yaşama gayesinin olmasını da sağlar. Bu eğitimden mahrum olan kişiler yaşları ilerlese de ahlâki gelişim bakımından birer yetişkin çocuk olabilmekte, hep kendi görünen menfaatlerini düşünebilmektedirler. Halbuki bu durum kişinin gerçekte yararına değil zararınadır.

Kişi ne kadar çok maddi haz almayı esas alırsa o kadar çok doyumsuz olmakta, dürtülerin arkası kesilmemektedir. Bunu önlemenin tek yolu manevi haz duygusunu maddi haz almanın önüne geçirebilmektir. Bir anne-baba, markalı giyeceklere fahiş fiyatlar ödemek ya da birkaç çeşit yemek yemek yerine tasarruf edip ilaç parası bulamayan hastalara, yiyecek parası bulamayan muhtaçlara yardımcı olmaktan haz alabiliyorsa çocuklarına örnek olabilirler. Bir baba, arkadaşlarıyla eğlenmek veya şans oyunları oynamak yerine ailesiyle zaman geçiriyorsa çocuklarına güzel örnek olabilir. Yine bir anne uykusuz kalmayı göz önüne alarak bir hasta yanında refakatçi kalabiliyorsa çocuklarına güzel örnek olabilir. Bu örnekler elbette sadece Ramazan'da verilmemeli; bir yaşama şekli olmalıdır. Fakat Ramazan'ın hoş iklimi bu örneklerin yoğun olarak verilebilmesine zemin hazırlayabilir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber