SİHA'lar İdlib harekatını tarihe geçirdi

İdlib'de askerlerimize yönelik saldırıların ardından Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgede SİHA fırtınası estirdi. Halep'ten Lazkiye kırsalına kadar SİHA'lar ile yüzlerce rejim askerini etkisiz hale getirildi. Çok sayıda zırhlı araç, her türlü mühimmat tesis ve deposu nokta atışlarla imha edildi. SİHA'ların özellikle Rus yapımı Pantsir S1 hava savunma sistemini bloke edip vurduğu görüntüler dünya basınında büyük ilgi gördü. Savunma analistleri sosyal medyada "İsrail'den sonra bunu yapabilen ikinci ülke Türkiye" yorumları yaptı. Peki, SİHA'lar nasıl bu kadar etkin ve başarılı operasyonlar yürütebildi? Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz'a göre de bu kabiliyet dünyada 4-5 ülkede var. Harekatı insansız hava araçlarının faaliyetleri üzerinden değerlendiren Oğuz "Hem SİHA'larımız hem hassas güdümlü mühimmatlarımız hem de elektronik harp kabiliyetimiz bir araya gelerek bu başarıyı getirdi" değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 01 Mart 2020 02:07, Son Güncelleme : 01 Mart 2020 10:55

Suriye'nin İdlib bölgesinde Esed rejimi güçlerinin saldırılarının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri, Esed rejimi güçlerine büyük bir askeri harekat başlattı.

Milli Savunma Bakanlığı, 200'den fazla rejim hedefinin vurulduğu görüntüleri kamuoyu ile paylaştı. 200'den fazla hedefin ağır şekilde vurulduğu SİHA operasyonunda en dikkat çeken görüntü, Rus yapımı Pantsir S-1 (Sa-22) hava savunma sistemlerinin imha edildiği anlara ilişkindi.

Uluslararası savunma sanayi alanındaki sosyal medya hesapları söz konusu operasyondan övgüyle bahsederek, 'İsrail'den sonra bunu yapabilen ikinci ülkenin Türkiye olduğuna' dikkat çekti.

Yeni Şafak, herkesin merak ettiği, "İdlib'de SİHA'lar nasıl bu kadar başarılı bir operasyon yürütebildi?" sorusunu Savunma Politikaları Analisti Turan Oğuz'a sordu.

Risk alıp SİHA'ları soktu harekatın yıldızı oldular
Türkiye'nin ilk kez SİHA'ları konvansiyonel bir güce karşı bu yoğunlukta kullandığına dikkat çeken Oğuz, "Eskiden hükümet olmuş bu konvansiyonel gücün büyük bir envanteri var. Yüzlerce zırhlı araç ve hedef vardı. Rusya ile bir anlaşmazlık neticesinde savaş uçaklarımızı Suriye hava sahasına sokmadık ama gerekli önlemleri aldıktan sonra hesaplı bir risk alıp İHA ve SİHA'larımızı sokmakta sakınca görmedik. Bu nedenle harekatın bu zamana kadarki kısmının yıldızı S/İHA'lar oldu" diye konuştu.

Bu inanılır değil, tanksavarla yapmak aylar sürer

SİHA'ların vuruş hassasiyeti konusunda da bir üst noktaya ulaştığını belirten Oğuz, şöyle devam etti:

"Vuruş hassasiyeti çok gelişmiş ve çok farklı harp başlıkları taşıyabilen lazer arayıcı başlıklı mini akıllı mühimmat, Roketsan MAM-L'yi yaptık. 22 kilogramlık motoru bile olmayan süzülen bir mühimmatla rahatlıkla tank imha ediyoruz. Bu inanılır gibi değil. Bu görevi tanksavar kullanarak icra etmeye kalksanız aylar alacak bir süreç gerekir ve nihayetinde her tanka da bu kadar yaklaşamazsınız. 70'in üzerinde tank, onlarca obüs, zırhlı taşıyıcı araçlar vb. her şeyi vurabiliyoruz. Farkındaysanız, ebat olarak vurulması zor olan küçük araçlar bile rahatlıkla vurabiliyor. Videolarda neredeyse 1 metrenin altında sapmalara şahit olduk. Aslında SİHA'lar taşıyıcı platform, ana oyuncu ise mühimmat. MAM-L'lerde en yeni reaktif zırhlı tankları imha edebilecek tandem başlık da var. Termobarik başlık da var. Yüksek infilaklı parçacık etkili başlık da var. Böylece MAM-L'yi ağır zırhlı tank için de 5-10 düşmanın toplandığı yer için de kullanabiliyoruz."

"SİHA'LAR RAHATLIKLA GÖREV YAPABİLİYOR"

Düşman hava savunma sistemlerinin yer aldığı alanlarda SİHA'ların görev yapmasının kolay olmadığını vurgulayan Oğuz, "TSK, muhtemelen İdlib sahasında elektronik karıştırma ve köreltme yöntemleri de uyguluyor. Ayrıca Pantsir S-1 ve BUK-M2 hava savunma sistemlerinin vurulmasıyla harekat bölgesinde var olan tüm sistemler elimine edilip ondan sonra hava savunma tehdidi kalmadığı için bu SİHA'lar rahatlıkla görev yapıyor da olabilirler" ifadelerini kullandı.

"Bu kabiliyet 4-5 ülkede var"
"Hem SİHA'larımız hem hassas güdümlü mühimmatlarımız hem de elektronik harp kabiliyetimiz bir araya gelerek bu başarıyı getirdi" diyen Oğuz şu ifadelere yer verdi:

"Bu seviyede bir elektronik harp kabiliyeti dünyada sadece 4-5 ülkede var. Pantsir S-1 hava savunma sistemlerini elektronik harp kullanarak vurabildiğini servis eden bir tek İsrail'di. İsrail ordusu, bunu gururla paylaşmıştı zira bu ileri elektronik harp kabiliyeti varlığını gösteriyordu. İsrail o örneklerde uzun menzilli mühimmatla vurdu ama bizim örneğimizde çok yakınına kadar giderek vurduk. Çekim açısının dike yakın olduğu görülüyor. Bu da çok yakınına girildiğini gösteriyor."

TÜRKİYE AKTİF ŞEKİLDE KULLANIYOR
Türkiye'nin elektronik harp sistemlerini son bir yıldır yoğun şekilde kullandığına dikkat çeken Oğuz, "Elektronik harp sistemlerinin bomba gibi bir izi olmaz. Görülmez ve kanıtı yok. Bunun düşman güçlerin yaptıkları telsiz konuşmaları sosyal medyaya ve açık kaynaklara düşünce anlıyoruz. Mesela telsiz konuşmalarında kendi aralarında 'burada hiçbir elektronik şey çalışmıyor' diyorlar. Türkiye demek ki bu hattı çok aktif şekilde kullanıyor. Son 1.5 senedir yoğun şekilde kullanıldığına dair emareleri görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye bunları yapabiliyor."

"SİHA'LARIN SATIŞLARINI ARTTIRIR"
"Başarılı operasyon görüntüleri, SİHA'ların satışına yönelik talebi nasıl etki eder?" sorusuna yanıt veren Oğuz, şu ifadelere yer verdi:

"Savunma sanayisinde bir ürünün satılması için en önemli faktör 'muharebe onaylı' olmasıdır. Bu yayınlanan videolar da ürünlerin uluslararası pazarlama araçlarıdır. Bu şekilde başarılı devam ederse ve Türkiye'nin başarısında önemli bir yer edinirse tüm dünyada satışları daha da artar. Mesela S-400 gerçek bir çatışmada bir füze bile atmadan bu pazarlama yöntemiyle satıldı dünyaya. Demek ki bu tür videolar ve yayınlar çok önemli."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber