Akdağ: YÖK'ün yanlış politikaları nedeniyle hekim sayısı artmadı

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 19 Kasım 2007 14:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 1999'da 16 bin olan hekim sayısının bugün de 16 binlerde olduğunu belirterek, YÖK'ün yanlış politikaları nedeniyle hekim sayısının artmadığını söyledi.

TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda, Sağlık Bakanlığı'nın bütçesi görüşülüyor. Komisyonda bir sunum yapan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, geçmiş dönemde yapılanlar ve 2008 yılına yönelik hedefleri anlattı. Akdağ, sağlıkta dönüşüm programına eklenen yeni başlık çerçevesinde, vatandaşlara kendi sağlıklarına sahip çıkma bilinci aşılayacaklarını söyledi. Akdağ, obezite, yüksek tansiyonun kontrol altına alınması, kalp rahatsızlığı gibi konulara önem vereceklerini aktardı.

Yeni doğan bebeklerin hayata sağlıklı başlayabilmelerini sağlamak amacıyla ülke düzeyinde yeni doğan tarama programı yürüttüklerini belirten Akdağ, bunlardan birinin de Fenilketonüri Tarama Programı olduğunu hatırlattı. Bu program ile önlenebilir zeka geriliği probleminin çözümlenebildiğini belirten Akdağ, "2009 yılında Fenilektonüri ve Konjenital hipotroidi için tarama oranını yüzde 95'in üzerine çıkaracağız. 2008 yılında yenidoğan görme taramasına başlıyoruz" dedi. Akdağ, 2012 yılana kadar bebeklerin yüzde 95'inde görme ve işitme taraması yapılmış olacağını sözlerine ekledi.

BEBEKLERE ÜCRETSİZ DEMİR DAMLASI DAĞITILIYOR

Bebeklerin sağlığını ve zeka gelişimini olumsuz etkileyen kansızlığı önlemek için 2004 yılı Mayıs ayından itibaren bebeklere ücretsiz demir damlası dağıtmaya başladıklarını hatırlatan Akdağ, "Her yıl hedef kitlemizin yüzde 91'ine bu imkanı sağlıyoruz. Amacımız bu rakamı yüzde 95'lerin üzerinde tutmaktır" dedi.

Anne bebek ölümlerini azaltmak maksadıyla üreme sağlığı hizmetlerinde önemli ilerlemeler sağladıklarını kaydeden Akdağ, üreme sağlığı hizmeti alan kişi sayısının 2002 yılında 3 bin 260 iken; 2007 yılında 5 bin 330'a yükseldiğini söyledi. Göreve geldikleri 2002 yılında 112 acil istasyon sayısının 481 olduğunu hatırlatan Akdağ, bu sayının 2007 yılında bin 221'e çıktığını aktardı. Akdağ, 2008 yıl sonu hedeflerinin ise bin 350 istasyon olduğunu belirtti. 2007 yılında 34 kar paletli ambulans, 6 hasta kabinli kar aracı ve 4 deniz ambulansının hizmete başladığını anımsatan Akdağ, ihale süreçleri tamamlanamadığı için hizmete sokulamayan hava ambulans sisteminin 2008 yılı içinde start alacağını ifade etti. Akdağ, ihalenin tamamlanmasının ardından 16 helikopter , 2 uçak ambulans olmak üzere 18 hava aracına sahip olacaklarını dile getirdi.

ÇAĞRILARA ULAŞMA ORANINDA HEDEF YÜZDE 95'E ÇIKIYOR

Acil sağlık hizmetlerinde, vakaların yüzde 92'sine 10 dakikadan daha kısa sürede ulaşıldığını söyleyen Akdağ, 2008 yılında gelen tüm çağrılara merkezlerde ilk 10, kırsalda ise ilk 30 dakikada ulaşma oranını yüzde 95'e çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Akdağ, 2002 yılında kırsalda yaşayan vatandaşların sedece yüzde 20'sinin 112 acil hizmetlerinden yararlandığını belirterek, "Bugün bu oranı yüzde 97'e çıkardık" diye konuştu. Akdağ, amaçlarının 2008 yılında bu oranı yüzde 100'lere çıkarmak olduğunu ifade etti.

Bazı çevrelerce Türkiye'de 11 bin sağlık evi olduğu görüşünün dile getirildiğini hatırlatan Akdağ, bu rakamın doğru olmadığını vurguladı. Akdağ, "Bu teoride, kağıt üzerinde ortaya konmuş bir husus." ifadesini kullandı. 2002 yılında sağlık ocağı sayısının 5 bin 55 olduğunu kaydeden Akdağ, bu sayının 2007 yılında aile sağlığı merkezleri ile birlikte 6 bin 489'a ulaştığını söyledi.

Akdağ, son 5 yılda birinci basamak sağlık hizmet kuruluşlarında faal durumdaki muayene odası sayısını yüzde 120 artırdıklarını belirtti. Atıl kapasiteyi harekete geçirdiklerini ifade eden Akdağ, bu sayede 2002 yılında 6 bin 300 olan mauyene odası sayısını 2007 yılında 15 bine çıkardıklarını aktardı. Sağlık ocaklarının alt yapısını ve insan kaynaklarını güçlendirdiklerini ifade eden Akdağ, bu sayede hastanelere sevk talebini de yüzde 85 azalttıklarını açıkladı.

Akdağ, konuşmasında MR sayısının 4.5 katına, bilgisayarlı tomografi sayısının ise 2 katına çıkardıklarını söyledi. "Türkiye MR çöplüğüne dönüyor" eleştirilerine de cevap veren Akdağ, mevcut artışlara rağmen bu oranlarla Türkiye'nin OECD ülkelerinin gerisinde olduğunu söyledi.

2002 yılında uzman hekimlerin full time çalışma oranlarının yüzde 11 olduğunu anımsatan Akdağ, 2007'de bu oranın yüzde 64'e çıktığını aktardı. Akdağ, performansa dayalı ek ödeme uygulamasının sonucunda 15 bin 500 uzman hekimin kamuda tam zamanlı çalışmaya başladığını söyledi.

İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU 2009'DA KURULUYOR

Tüketilen ilaç miktarındaki ve kamu ilaç harcamasındaki artışa değinen Akdağ, "1999-2002 yılları arasında tüketilen ilaç miktarındaki artış yüzde -1 iken, kamu ilaç harcamasındaki artış yüzde 81 arttı. 2003-2006 arasında ise tüketilen ilaç miktarındaki artış yüzde 82, kamu ilaç harcamasındaki artış ise yüzde 11 arttı" şeklinde konuştu.

Akdağ, İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun kurulması amacıyla dünyadaki örnekleri incelediklerini söyleyerek, "Kanunu 2008 yılında TBMM'ye sevk ediyor, kurumu 2009 yılında kuruyoruz" diye konuştu.

Akdağ, konuşmasında hekim açığına da değindi. YÖK'ün yanlış politikaları nedeniyle hekim sıkıntısı yaşandığını vurgulayan Akdağ, 1999 yılında 16 binlerde olan pratisyen hekim sayısının 2007 yılında da aynı olduğunu dikkat çekti. Akdağ, muayene sayısının ise aynı dönemlerde 64 milyondan 140 miyona yükseldiğini vurguladı. "Buna rağmen hekim başına düşen günlük muayene sayısı değişmemiştir." diyen Akdağ, bu durumu artırılan muayene odası sayısı ve performans ek ödemeleri ile açıkladı.

Mezun olan hekim adaylarının üniversiteler tarafından araştırma görevlisi olarak alındığını söyleyen Akdağ, 2007 yılında mezun olan tıp öğrencisi sayısının 4 bin 500 olduğunu, göreve başlayan asistan sayısının ise 6 bin 800 olduğunu vurguladı. Akdağ, "Uzman sayısında göreceli artış oluyor ama pratisyen sayısı artmıyor" ifadesini kullandı.

Akdağ, öğretim üyesinin yetersiz olduğu yönündeki görüşleri de anımsattı. Bunun doğru olmadığını da söyleyen Akdağ, "Öğretim üyesi sayısı itibariyle büyük şehirlerde yeni tıp fakülteleri kuracak durumdayız" dedi. 19996 yılında öğretim üyesi sayısının 3 bin 975 iken, 2006 yılında 9 bin 20'ye çıktığını ifade eden Akdağ, yeni öğrenci sayısının ise 4 bin 763'ten 4 bin 697'ye düştüğünü açıkladı. Asistan sayısının ise 1996 yılında 5bin 304 iken 2006 yılında 10 bin 185'e yükseldiğini vurgulayan Akdağ, şöyle dedi: "Önümüzdeki 5 yılı yönetebilecek durumdayız. Ama sonraki 5'li, 10'lu yılları kurtarmak için doktor sayısını artırmalıyız."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber