Teziç 'Alemdaroğlu bana kimse dokunamaz' diyor.

Haber Giriş : 09 Eylül 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

-Benim, Prof. Dr. Alemdaroğlu'na hiçbir husumetim yok. Ama defalarca resmi yazı gönderip mahkeme kararlarını uygulamasını istedim. Bana haber gönderiliyor, ?Ben hiçbir kararı kimseye bağlı olarak değerlendirmem, kimse de bana bir şey yapamaz' diye. Ya ben kendimi inkar edecektim, ya da bu düğmeye basacaktım.

HÜRRİYET-İSTANBUL Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'yla ilgili iddiaları Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e ileten YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, bu konuda sessizliğini Gözcü Gazetesi Yazarı Saygı Öztürk'e bozdu. Prof. Teziç, Saygı Öztürk'e şunları söyledi:

İHRAÇ YOK

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu hakkında biz ihraç kararı almadık. Biz, uygulanmayan mahkeme kararlarının, Üniversite Denetleme Kurulu'nun incelemesiyle tespit ettirip, bu tespitleri bir hukuki çerçevede hiçbir değer yargısı içermeden, salt bu kararların Cumhurbaşkanı'na intikalini sağladık. Aldığımız karar uygulanmayan mahkeme kararlarını ve Üniversite Denetleme Kurulu'nun tespitlerini sayın Cumhurbaşkanı'nın taktirine sunduk.

SORUŞTURMA OLMAZ

YÖK Genel Kurulu'nda da başka bir değerlendirme yapmamız mümkün değildir. Çünkü mahkeme kararı, mahkeme kararıdır. ?İyi mahkeme kararı, kötü mahkeme kararı' diye bir tartışmaya giremeyeceğimiz için ben bir soruşturma mekanizması çalıştırmak istemedim. Çünkü kendisini sorgulamak, açığa almak lazım, uzun prosedürler istemedim. ?Bir rektör için bunlar yapılmaz, yapılmamalı' dedim. Yalnız mahkeme kararlarını iletelim, hukuk bu ülkede var mı, yok mu ben bunu test ediyorum o kadar.

GÖZÜMÜ KAPAYAMAM

Hukuksuzluk, mahkeme kararları sabitken ben gözümü kapayamazdım. Yoksa kendimi inkar ederdim. Arkadaşlara bu konuda tartışma bile yaptırmadım. Onlara ?Bakın, mahkeme kararlarıyla ilgili bir şey söyleyecekseniz söyleyin, ama başka konuyu gündeme getirmeyin' dedim. Ben sadece bunu, bizleri buraya atayan makama, rektörleri de atayan makama bilgi sunma sorumluluğu altındayız.

SUSKUNLUĞA DEVAM

Ancak bu konu kamuoyuna başka türlü sapmaya başladı. Başka türlü sapmaya başlayınca, tartışmalar da istediğiniz boyutlara da gider. O yüzden ben susuyorum. Suskunluğumu da koruyacağım. Basında Alemdaroğlu ile ilgili haberlerde yolsuzluk iddiaları da yer aldı. Biz yolsuzluk konularına girmedik. Sadece, uygulanmayan mahkeme kararlarını gönderdik. Ayrıca dosyada başka belgeler de var.

HİÇBİR HUSUMETİM YOK

Benim, Prof. Dr. Alemdaroğlu'na hiçbir husumetim yok. Ama defalarca resmi yazı gönderip mahkeme kararlarını uygulamasını istedim. Bana haber gönderiliyor, ?Ben hiçbir kararı kimseye bağlı olarak değerlendirmem, kimse de bana bir şey yapamaz' diye. Ya ben kendimi inkar edecektim, ya da bu düğmeye basacaktım.

Taha Akyol-Milliyet

Hukuk ve YÖK

AKADEMİK hayatımızda "Kemaller" deyince herkes Kemal Gürüz ve Kemal Alemdaroğlu'nu hatırlar. Çok uyumlu iki dost. Her zaman birbirine destek oldular. Bunun bir örneği, İÜ'ye bağlı Kardiyoloji Enstitüsü'nün eritilmesidir.

Enstitü 1983'te beş tane ana bilim dalıyla kuruldu. Rektör Alemdaroğlu bu bilim dallarını kapatarak Cerrahpaşa'ya taşımak istiyor. Böylece bir klinik durumuna düşecek olan Kardiyoloji Enstitüsü zamanla kapanacak, geriye sekiz bin metre kare kullanım alanlı koca bir taşınmaz mülk kalacaktı.

Alemdaroğlu'nun bu kararını Kemal Gürüz'ün YÖK'ü de 11 Aralık 2002 tarihinde onayladı.

Enstitü'de çalışan bilim adamları mahkemeye gittiler. Mahkeme "yürütmeyi durdurma" kararı verdi. Ama Alemdaroğlu uygulamadı.

Ve YÖK Başkanlığı'na bir Anayasa profesörü atandı: Erdoğan Teziç...

Ve YÖK'te yeni atamalarla hukukçuların ağırlığı arttı... Ve 'yeni' YÖK, Alemdaroğlu'na resmen yazı yazdı: "Hukuka uy, yürütmeyi durdurma kararını uygula, Kardiyoloji Enstitüsü'nde kapattığın ana bilim dallarını aç!

* * *

ALEMDAROĞLU, 'yeni 28 Nisanlar'la hükümetlere meydan okuyan, 'yüz bin şehitle Yunanistan'ı fetheden' bir kahraman! Bu konuda da geri adım atmadı, "ödün vermedi." Karara uymuş görünüp Enstitü'yü boşaltmaya devam etti: 19 Şubat 2004 tarihinde resmi bir "duyuru" yayımlatarak çeşitli ana bilim dallarını ve temel servisleri Enstitü'den alıp Cerrahpaşa'ya bağladı! YÖK 3 Mart'ta Alemdaroğlu'na bir yazı göndererek, "Kardiyoloji Enstitüsü'nün tüm cihaz ve aletlerinin İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne taşındığını", bunun mahkeme kararlarına aykırı olduğunu belirtti ve "Kardiyoloji Enstitüsü'nün bütünüyle eski yapısına kavuşturulmasını" istedi.

Alemdaroğlu yine "ödün vermedi", 15 Mart tarihinde bir "duyuru" daha yayımlayarak 'boşaltma' işlemini sürdürdü! Koca Enstitü'de şimdi sadece klinik hizmetleri verilebiliyor ve bundan dolayı Alemdaroğlu, "İşte Enstitü açık, kapatmadık ki..." diyor.

Halbuki Enstitü artık 'enstitü' değil, klinik...

* * *

ANAYASA Profesörü Teziç bu duruma seyirci kalabilir miydi? YÖK'ü topladı. 6'ya karşı 12 üye Alemdaroğlu'nun hukuku ihlal ettiği sonucuna vardı. Bu 12 üyenin büyük çoğunluğunun 'yeni' ve hukukçu olması ilgi çekici!

Ve YÖK, Cumhurhurbaşkanı Sezer'e resmi yazı gönderdi: Yazıda, alınmış bir karar için onay talep edilmiyor, sadece "denetim raporu" Cumhurbaşkanı'na iletiliyor, tayin makamı olarak kararı Cumhurbaşkanı'nın vermesi talep ediliyor.

Sezer önceki akşam hem Teziç'le hem Alemdaroğlu'yla görüştü; ne konuştular bilmiyoruz.

Anayasa profesörü Teziç, hukuk ihlali olarak gördüğü bir durum karşısında susmadı. Peki Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan gelen Sezer susabilecek mi?!

"Ama Kemal Alemdaroğlu Atatürkçü!.."

Fakat meselenin Atatürk'le ne ilgisi var? Hatta büyük sosyolog Weber'in sözlerini hatırlamalıyız:

"Kurucu karizmanın hukuktan üstün tutulması, hukukun kurumlaşmasını, rutinleşmesini geciktirir."

Kimse hukuka karşı Atatürk'ün kurucu karizmasını istismar etmesin. Hukuk ne diyorsa o olsun... Bakalım Sayın Sezer ne diyecek?

Milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber