Gelecek 5 yıl içinde teknolojide neler olacak?
Dünyanın önde gelen bilim teknoloji şirketlerinden IBM, önümüzdeki 5 yıl içinde tüketicilerin hayatlarında yaşamlarını değiştirmeye yönelik 5 alana odaklanacak. Üzerindeki çalışmalar halen devam eden ve '5'te 5' olarak adlandırılan konular arasında, akıllı enerji kullanımı, reflekslere sahip otomobiller, gıda ürünlerinde kimlik denetimi, cep telefonlarının kişisel asistan haline getirilmesi ve sağlık teknolojileri yer alıyor.
Araştırmalarda en dikkat çeken konuların başında kişisel enerji tasarrufuyla ilgili olanlar yer alıyor. IBM, ev içerisinde kullanılan bütün elektrikli aletlerin merkezi bir ağ yapısına bağlanmasıyla internet üzerinden ya da cep telefonlarıyla kontrol edilmesini kolaylaştıracak bir sistem üzerinde geliştirme çalışmaları yürütüyor. Bu sayede açık unutulan bir televizyonun kapatılmasından lambanın söndürülmesine kadar bir dizi tedbir 'cep'ten gönderilecek talimat ile yerine getirilecek. Örneğin, tüketici evden klimayı ya da ışıkları açık unutarak çıktığında, klima, üzerindeki sensörlerle evin boş olduğunu fark edecek ve cep telefonuna bir uyarı mesajı gönderecek. Tüketiciler, gelen kısa mesajı cevaplayıp evlerindeki gereksiz elektrik kullanımını durdurabilecek.
Enerji tasarrufu ve temiz enerji kaynaklarının önem kazandığı günümüzde, yetkililer bu konuda ısrarla çağrıda bulunuyor. Tüketiciler kadar pek çok şirket de çevreci ve daha az enerji harcayan veya harcanmasını sağlayan sistemler üzerinde çalışmalar yapıyor. Bu çerçevede 'kontrol' mekanizması büyük önem taşıyor. Teknoloji şirketi IBM de tüketicileri bu konuda disiplin altına alacak sistem üzerinde çalışıyor. Unutkanlık yüzünden meydana gelen tüketimi kısmak için yukarıdaki sistem üzerinde çalışan şirket, kullanılacak toptan elektrik miktarını da vatandaşın kontrol etmesine imkan tanıyacak bir düzenleme de yapıyor. Buna göre tüketici, elektrik dağıtımcısı şirketlere o ay ne kadar elektrik kullanmak istediğini iletecek. Dağıtımcı şirket, talep edilen sınıra yaklaştığında tüketiciye uyarı mesajı gönderecek. Böylece elektrik sarfiyatını gün, hatta saat bazında takip eden vatandaş, tasarrufunu artırabilecek. Hatta, güneş ve rüzgâr gibi alternatif enerji üretimi yöntemleri alanında yapılacak çalışmalarla da tüketiciler, evlerine kuracakları küçük sistemlerle elektrik ihtiyaçlarının bir bölümünü çevreyi kirletmeden karşılayabilecek, ihtiyaç fazlasını enerji şirketlerine satabilecek.
Alışverişte de 'cep' dönemi başlıyor
IBM, cep telefonlarına yönelik inovasyon çalışmalarıyla telefonların alışverişlerde giderek önem kazanan bir rol üstlenmesini sağlayacak. Örneğin sokakta birinin üzerindeki elbiseyi beğenen tüketici, cep telefonuyla kıyafetin resmini çekip internette tasarımcısını ve satıldığı dükkanı arayabilecek, GPS ile dükkanın adresini bulabilecek. Sadık müşteri listesinde yer aldığı bir dükkandan giren müşterinin cep telefonuna kişiye özel indirim ve kampanya mesajları gelecek. Ayrıca, yeni bir ülke ya da şehre giden kullanıcı, havalimanında cep telefonunu açtığında önceden belirlediği kriterlere göre o şehirdeki en uygun restoran, konser, maç, otel gibi alternatifleri görebilecek, cep telefonu üzerinden rezervasyon yaptırabilecek, bilet satın alabilecek.
Sistem marketlerde de büyük kolaylık sağlayacak. Radiofrequency Identification (RFID) teknolojisi sayesinde tüketiciler, satın alacakları her türlü gıda ürününün şeceresine ulaşabilecek, sebze ve meyvelerin nerede yetiştiğini, üretim aşamasında hangi kimyasalların kullanıldığını ve üretim süreçlerinin doğaya ne derecede zarar verdiğini görebilecek. IBM'in halen geliştirmekte olduğu perakende çözümüyle, RFID teknolojisi, market arabalarıyla da entegre çalışacak ve tüketiciler raftan aldıkları ürünün tarihçesini market arabası üzerindeki ekrandan görebilecek. Sağlık alanında yürütülen geliştirme çalışmaları sonucunda da hastaların kan değerleri, önceki teşhis ve tedavi ayrıntıları, çektirdikleri filmler ve kullandıkları ilaçlarla ilgili bilgiler tek bir veri tabanında biriktirilecek. Doktorlar, verileri hastaların 3 boyutlu dijital yansımalarına yükleyerek, hastalıkla ilgili çok daha ileri görsel ve işitsel verilere sahip olabilecek. Hastaların vücutlarının sanal ortamda tüm ayrıntılarıyla görselleştirilmesi, doktorlara müdahale etmek istedikleri bölgeye çok daha yakından bakabilme imkanı getirecek. Doktorlar, hastalara bağlanacak sensörler yardımıyla vücudun içindeki sesleri de çok daha ayrıntılı işitebilecek. Örneğin, bir kardiyolog, kalbin sadece bir kulakçığını dinlemek istediğinde diğer sesleri etkisiz kılarak teşhisini sağlamlaştırabilecek.