'Otonom sistemlerin gelişmesiyle mobilite daha da artacak'

Karayolları Genel Müdürü Abdulkadir Uraloğlu:- "Yaklaşık 1.000 kişinin katılımıyla bir anket çalışması yaptık. Salgın döneminde şehir içerisindeki trafik hareketliliğini anlamaya çalıştık. Yüzde 84 ile otomobil, yüzde 10 yürüme, yüzde 2 bisiklet ve yüzde 2 de otobüs olarak gördük"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 07 Ekim 2021 19:16, Son Güncelleme : 07 Ekim 2021 19:27
'Otonom sistemlerin gelişmesiyle mobilite daha da artacak'

Karayolları Genel Müdürü Abdulkadir Uraloğlu, otomobil sahipliğinin artmaya devam edeceğini belirterek, "Yaklaşık 1.000 kişinin katılımıyla bir anket çalışması yaptık. Salgın döneminde şehir içerisindeki trafik hareketliliğini anlamaya çalıştık. Yüzde 84 ile otomobil, yüzde 10 yürüme, yüzde 2 bisiklet ve yüzde 2 de otobüs olarak gördük. 'Pandemiden sonra nerede oluruz' diye bir soru sorduk. Orada da aldığımız cevap yüzde 90'lar seviyesinde kara yolu oldu. Demir yolu ve deniz yoluna da yük aktarmamız gerekir." dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca düzenlenen 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası'nın ikinci gününde "Mobilitenin Geleceği: Yeni Nesil Ulaşım" paneli gerçekleştirildi.

Panelde konuşan Karayolları Genel Müdürü Abdulkadir Uraloğlu, mobilitenin eşya ve canlıların hareketi olarak tanımlanabileceğini belirterek, "Ulaşıma geldiğimiz zaman, bir uçtan bir uca kısa sürede ve emniyetli şekilde ulaşma diyebiliriz. Mobiliteyi etkileyen faktörleri; ulaşım, kişi başına düşen gelir, seyahat süresi ve maliyetler, iklim ve çevre faktörleri, doğal afetler, topografik ve demografik yapı olarak adlandırabiliriz." dedi.

Uraloğlu, mikro mobilitede 2030 yılında 330-500 milyar dolar arasında bir pazar büyüklüğünün olacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Kara yollarına daha ciddi yatırımlar yapmak gerektiğini, otomobil sahipliğinin artmaya devam edeceğini belirten Uraloğlu, şunları kaydetti:

"Yaklaşık 1.000 kişinin katılımıyla bir anket çalışması yaptık. Salgın döneminde şehir içerisindeki trafik hareketliliğini anlamaya çalıştık. Yüzde 84 ile otomobil, yüzde 10 yürüme, yüzde 2 bisiklet ve yüzde 2 de otobüs olarak gördük. Şehirler arası yollarda ise yüzde 93 otomobil, yüzde 3 otobüs, yüzde 3 de hava yolu oldu.

'Pandemiden sonra nerede oluruz' diye bir soru sorduk. Orada da aldığımız cevap yüzde 90'lar seviyesinde kara yolu oldu. Yüzde 90'ın da yüzde 60'ının özel taşıtlar olduğunu ankette gördük. Burada pandeminin net etkisini görüyoruz. Demir yolu ve deniz yoluna da yük aktarmamız gerekir. Güvenli, zamanında ulaştıran, çevreye duyarlı, konforlu yolları, stratejik amaçlarımız içerisine oturttuk ve gereğini yapmaya çalışıyoruz."

- "Otonom sistemlerin gelişmesiyle mobilite daha da artacak"

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcısı Kutluhan Taşkın da kalkınma planlarında otomotiv ve ulaştırma sektörüne uzun yıllardır ağırlık verdiklerini belirterek, "11. Kalkınma Planı'nda da yaptığımız analitik çalışmalar ve hem özel hem de kamu sektörüyle yaptığımız görüşmeler neticesinde 6 temel öncelikli sektör belirlemiştik. Bu önemli bir yenilikti. Daha makro alanlara öncelik verdiğimiz planlardan daha sektörel, mikro alanlara öncelik vermeye başladık. İlaç, kimya, makine ve elektroniğin yanı sıra 2 tane ulaştırmayı hedefleyen; raylı sistemler ve otomotivi öncelikli sektör olarak belirlemiş olduk." ifadelerini kullandı.

Tüm faktörleri bütüncül bir yaklaşımla birbirleriyle konuşur hale getirmeyi istediklerini ifade eden Taşkın, dünyada ulaştırma modlarının çok hızla geliştiğini söyledi.

Taşkın, "Önümüzdeki temel kısıt çevre kısıtı. Mobilitede yenilikçi yaklaşımları konuşuyor olmamızın sebebi de bu kısıtlar. Bu kısıtlar aynı zamanda bize daha müreffeh bir gezegeni sunmayı amaçlayan kısıtlar. Üreticilerimiz de çevre dostu, fosil yakıtlara dayalı olmayan, daha yenilenebilir yakıtlara dayalı araçlar üretsin istiyoruz. Temel perspektifimiz bu." diye konuştu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Dr. Yunus Emre Ayözen de mobiliteyi etkileyen birçok faktör olduğunu söyledi.

Ayözen, "Demografik etkenler, seyahat davranışları, altyapı faktörleri, sosyal etkenler ve tüm bunları gözeterek bir de psikolojik faktörler var. Özellikle pandemi safhasında bunlara ciddi ciddi kafa yorduk ve yormaya devam ediyoruz." dedi.

2053 yılında sıfır emisyon hedefiyle gerçekleştirdikleri planlamada özellikle sıfır emisyona uygun bir planlama, ulaşım ağını ortaya koymak gerektiğini belirten Ayözen, şu ifadeleri kullandı:

"Mikro mobilite planlaması içerisinde özellikle son ve ilk kilometre yolculukları desteklersek bireysel araç kullanımını azaltıcı, toplu taşımaya kaydıran bir planlama yapabileceğimizi görüyoruz. Sonuna ve başına bir bisiklet ya da mikro mobilite aracı konulduğunda toplu taşıma yolculuklarının 1,5 kat daha arttığını çalışmış Çin'de örnekler var. Biz de bunları çalışıyoruz.

Otonom sistemler hayatımıza girecek ve bu sistemlerin gelişmesiyle mobilite daha da artacak. Örneğin, bugün 100 birimlik mobilitenin, tam otonom dönemde yüzde 30 artacağını söylememiz mümkün."

- "Hibrit teknolojisi ucuzladı ve kullanıma elverişli hale geldi"

Renault Mais Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş ise değişim ve dönüşümün, birdenbire içten yanmalı teknolojilerin tamamen bırakılması, elektrikli ya da farklı yakıt türlerindeki araçlara geçiş şeklinde olmadığını söyledi.

Öncelikle ara bir hibrit çözümü olduğunu aktaran Çağdaş, "Hibrit aslında yıllardan beri kullanılan bir teknoloji. Fakat o kadar pahalıydı ki fosil yakıtlı motorlar çok daha ucuz çözümler meydana getirdiği için hibrit araçlar çok tercih edilmiyordu. Bugünkü dünyamızda aslında bunun büyük gelişim ve değişim noktasında olduğunu gördük. Teknolojiyle beraber hibrit araçların teknolojisi de hem ucuzladı hem de kullanıma elverişli hale geldi." değerlendirmesinde bulundu.

Zorlu Enerji Üst Yöneticisi (CEO) Sinan Ak, elektrikli araçların hayata girmesiyle birlikte araç kullanım şeklinin de değişeceğini söyledi.

Ak, "Bir aracınız var ve benzin istasyonuna giderek dolduruyorsunuz ve bitene kadar kullanıyorsunuz. Elektrikli araca geçtiğiniz zaman bunu belki ayda bir kere bile yapmayacaksınız. İşin yüzde 80'inde; evlerde, iş yerlerinde ve bazen alışveriş merkezlerinde bu işlemin yapılacağını görüyoruz. Geri kalan yüzde 20 için ise şehirler arası yollarda veya gün içerisinde çok kullanıma bağlı başka bir istasyona uğranılabilir." diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber