Sıcak para siyasi riske ikinci derecede bakar

Kaynak : Referans
Haber Giriş : 01 Nisan 2008 09:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yiğit Bulut | Yorum

Yerli-yabancı birçok yatırımcı şu soruyu soruyor: Siyasi açıdan analiz ettiğimizde, Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçiminden bugüne, son dönemin en riskli tablosu ile karşı karşıya, peki nasıl oluyor da Türkiye'ye sıcak para girişi, şimdi dünya geneline paralel olarak duraklasa bile, ana yapı hala devam ediyor? Bunun birçok sebebi olmakla birlikte hepimizin karıştırdığı nokta şu: Türkiye gibi sıcak para akışının sınırsız olduğu ülkelerde finans piyasalarına girdiğinizde, bu hareket sizin, ülkenin siyasal, hatta makroekonomik çarklarına bulaştığınız anlamına gelmez.

Yüksek getiriye dikkat

Siz, ülke gerçeklerinden tamamen ayrı devinen (hatta son dönemde Avrupa Birliği (AB) beklentisi ile arada su geçişi dahi kalmayan) iki havuzdan, suyu beklenti hammaddesinden oluşturulana atlarsınız. Beklenti pompalandıkça sizin havuz dalgalanır, sular çağlar, ortaya çekici bir tablo çıkar. Bu hareket bir süre devam eder, siz daha da çok yüzersiniz, siz yüzdükçe beklenti daha da şişer. Bu trend, sizi görüp de kenardan seyredenlerin çoğunluğu havuza atlamaya karar verene kadar devam eder.

Çıkarım 1: Ülkeye "Neden sıcak para giriyor" diyenler, paranın aldığı riske ve elde ettiği getiriye baksınlar. Beklenti havuzunda, özellikle 2001 gibi kötü bir dönem sonrası ise risk neredeyse sıfır, getiri dolar bazında bazı enstrümanlarda bire 20.

Önceki kârı cebe koymak

Kaldığımız yerden devam edelim. Kenardan bekleyenler içine atladığında, içinde olduğunuz su ile sağlanacak yarar çoktan tükenmiş, havuz kirlenmiştir. Makroekonomik çark ise sebepler yasasına göre ayrı döner. Birileri sizin sıcak parayı basıp değiştirdiğiniz sonuç olan dolar kuru ile yurtdışına mal satmaya çalışır, bir diğeri maaşları ödemeye. Sebepler birbirine dolanır, sonuçlar ise pembe tablo içinde kendi çarkları dahilinde diğer havuzda değişmeye devam eder. Bu ahenk içinde, sebepleri etkileyebilecek ne siyasi, ne de makroekonomik riskler dikkate alınmaz.

Terör artar, bölücü ve irticai faaliyetler Cumhuriyet tarihinde görülmediği noktalara gelir, siyasi liderler halkı etnik köklerine ayırır, sokaklarda öğretmenler polisle çatışır, üniversiteler kaynar, cari açık rekorlar kırar, işsizlik büyüyen ekonomiden daha fazla büyür, kur ihracatçının belini büker, hatta kırar ama sıcak para bunlara hiç aldırmaz, ta ki kârını realize edip, risk algılaması bütün bu olayları görme gereği noktasına gelene kadar.

Çıkarım 2: Sıcak para girişi ile birinci havuda üretilen sebeplerin olumlu değişimi ikinci havuzu makro anlamda etkilemediği gibi ilk havuz da yaratılan sonuçların ikinci de girdi olarak kullanılması reel sektörün işini daha da zorlaştırır. Ekonomi büyür görünür, işsizlik artar, üretim ve ihracat tehlikeli noktalara gelir.

Yeni oyun: Karamsarlık

Yine kaldığımız yerden devam edelim. İşte bu safhada, yani birinci havuzda suyun rantı bitip, yeni eklenen suyun katma değerinin artmadığı noktada, pozisyon tutan para elindeki enstrümanları ilk havuza yeni düşenlere satarken, duşunu alıp, havuzu yavaş yavaş terk eder. Bir süre sonra adı karamsarlık olan yeni oyun başlar. Sıcak para her riski algılar. Ortam çok kötüdür, siyasi otorite boşluğu vardır, irtica-terör her yeri sarmıştır. Bu algılama karamsarlık dinamiği içinde, diğerleri ilk havuza atlarken alınan dolarların yine onlara daha pahalı satılması için bir başlangıçtır. Bu süreçte ikinci havuz yine yarar sağlamaz. İlk havuzda üretilen girdiler, örneğin kur kendisi için daha sağlıklı seviyeye gelse bile, stabilite noktasına gelene kadar oluşan dalgalanma, yani sonuçların sıçrama dinamiği sebepleri yine vurur.

Sonuç: Yukarıda anlattığım model 1989 yılından beri kullandığımız ve anlık alınan fotoğraflar ile hükümetlerin de "kalkınıyoruz" dediği sistemin özü. Bu model ile hiçbir ülke kalıcı olarak kalkınamaz. Benden söylemesi...

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber