Bahçeli: Krizden çıkışın yegane adresi TBMM'dir

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 01 Nisan 2008 11:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin, AK Parti'ye açılan kapatma davasının kabul etmesinden sonra bunun siyasi sonuçlarının daha fazla hissedileceği ve AKP'nin hükümet ve Meclis düzeyindeki bütün tasarruflarının tartışmaya açılacağı, sorgulanacağı çok nazik bir döneme girildiğini ifade etti.

Bahçeli, "Türkiye'nin böyle bir noktaya gelmiş olması her bakımdan büyük bir talihsizliktir. Bütün temennimiz bugünkü krizin bir Anayasa krizine ve rejim bunalımına dönüşmemesidir" diye konuştu.

MHP Grup toplantısında konuşan Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kapatma davasından sonra Başbakan Recep tayyip Erdoğan'ın ruh halinin bozulduğunu belirterek, "Bu ruh hali sağlıklı bir durum değildir. Bu psikoloji, kendisi ve partisi için çıkmaz bir sokağın adresidir. Önümüzdeki siyasi krizden en az hasarla çıkılabilmesi eğer hala mümkün olabilecekse, bunun için ilk önce bu ruh hali ve kafa yapısının süratle değişmesi elzemdir" dedi.

Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin, AK Parti'ye açılan kapatma davasının kabul etmesinden sonra bunun siyasi sonuçlarının daha fazla hissedileceği ve AKP'nin hükümet ve Meclis düzeyindeki bütün tasarruflarının tartışmaya açılacağı, sorgulanacağı çok nazik bir döneme girildiğini ifade etti. Bahçeli, "Türkiye'nin böyle bir noktaya gelmiş olması her bakımdan büyük bir talihsizliktir. Bütün temennimiz bugünkü krizin bir Anayasa krizine ve rejim bunalımına dönüşmemesidir" diye konuştu.

Parlamenter demokratik rejimin geleceğini tehdit eden bu hayati sınav karşısında siyaset kurumunun etkisiz ve hareketsiz kaldığını dile getiren Bahçeli, Türkiye'nin çok ağır tahribatı olacak siyasi bir depremin öncü sarsıntılarını yaşadığını kaydetti.

Devlet Bahçeli, bu tehlikeli gidişatın önüne geçilmesi için demokrasi dayanışması ruhuyla ve ortak aklın rehberliğinde bir kriz yönetiminin bütün unsurlarıyla hayata geçirilmesinin, Türkiye'nin en önemli ve öncelikli sorunu olduğunu vurguladı. TÜSİAD ve TOBB öncülüğünde yapılan sağduyu çağrılarının 'adet savma kabilinden' olduğunu dile getiren Bahçeli, "Bu açıdan bakıldığında, özellikle TÜSİAD ve TOBB'un, AKP yönetiminde yıkım ve tahribat yılları olarak geçen son beş yılda, bu tanıma uygun olarak ne yaptıkları sorusunu kendilerine sormaları ahlaki bir yükümlülük olacaktır" dedi.

Krizden çıkış adresinin TBMM olduğunu belirten Bahçeli, "Bu konuda adım atması ve inisiyatif alması gereken sadece ve sadece siyaset kurumudur. Yargı bu sürecin dışındadır. Krizden çıkış arayışlarının yegâne adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir Meclis'te sahip olduğu çoğunluk nedeniyle bu süreçte tek başına belirleyici konumda olan AKP'dir. Bu bakımdan gerilimi azaltma yönünde somut adımlar atarak çözüm arayışları sürecini başlatmak ilk planda Sayın Başbakan'ın görevidir" şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bütün bunlar yokmuş gibi fevri hareket ettiğini, bir çözüm sürecinin önünü açmak için makul bir yaklaşımla ortaya çıkamadığını savunan Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın 'Eğer muktedir olsaydım kapatma davasını önlerdim' şeklindeki sözünün, yargıya müdahale etme niyetini taşıdığınının göstergesi olduğunu savundu. Bahçeli, "Bu ruh hali sağlıklı bir durum değildir. Bu psikoloji, kendisi ve partisi için çıkmaz bir sokağın adresidir. Önümüzdeki siyasi krizden en az hasarla çıkılabilmesi eğer hala mümkün olabilecekse, bunun için ilk önce bu ruh hali ve kafa yapısının süratle değişmesi elzemdir" diye konuştu.

AK Parti'nin, kapatma davasıyla ilgili süreci demokrasi taraftarları ve karşıtları arasında son savaş olarak gördüğünü, bu nedenle her yolu meşru ve mübah sayan bir anlayışla hareket ecedeklerinin görüldüğünü savunan Devlet Bahçeli, "Bunun için milli irade ile yargı karşı karşıya getirilmekte, basın üzerinden yargıya adeta cihat ilan edilmektedir. Bu baskı kampanyası zaman zaman tehdit niteliğine dönüşmekte, yargı organları alenen hedef haline getirilmektedir. Bağımsız yargı ağır bir kuşatma altına alınmıştır" dedi.

Devlet Bahçeli, AB'nin ilerlemeden sorumlu komiseri Oli Rehn'in kapatma davasına ilişkin sözlerini de eleştirdi. ABD ve AB'nin baskısıyla, kapatma ile üyeliğin askıya alınması arasında ilişki kurularak şantaj yapıldığını savunan Bahçeli, şöyle konuştu: "AKP aleyhine açılan dava konusundaki sözde hassasiyeti de, Türkiye'de demokrasinin güçlenmesi aşkından ziyade, her istediklerini yaptırdıkları bir taşeronu kaybetme telaşından kaynaklanmaktadır. AKP bu tutumuyla, bu krizi TBMM çatısı altında aşmak yerine, çareyi Türkiye'yi her vesileyle aşağılayan Avrupa Birliği'nin koruyucu kanatları altına sığınmakta bulduğunu göstermiştir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber