Çorlu'daki rüşvet skandalının kilidi 'market'

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 21 Haziran 2008 13:19, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Tekirdağ'ın Çorlu'nun CHP'li Belediye Başkanı Altan Ersin, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma ve yolsuzluk suçlamalarıyla gözaltına alındı. Belediye Başkanı Ersin'inde aralarında bulunduğu rüşvet çetesinin rüşveti marketler üzerinden aldıkları ortaya çıktı.

Son bir ay içinde Tapu Müdürlüğü, Vergi Dairesi ve İlçe Tarım Müdürlüğü'ne yönelik peş peşe yolsuzluk operasyonları yapan ve 'James Bond' savcı olarak tanınan Çorlu Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Çetingül, bu kez belediyeye operasyon düzenledi. Dün sabah 10.30 sularında Çorlu Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Büro Amirliği ekipleri, Belediye Başkanı Ersin'in Esentepe Emlak Konutları'ndaki evine baskın düzenledi. Başkanı alıp belediye binasına getiren ekipler evraklara el koydu. Bu esnada Tekirdağ ve Çorlu Emniyet Müdürlüklerine bağlı yaklaşık yüz polis Tekirdağ yolu üzerindeki belediyenin yeni hizmet binasına operasyon düzenledi. Başkan Ersen'in de aralarında bulunduğu 13 belediye bürokratı gözaltına alındı. CHP'li başkan, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere belediyeden çıkarıldığı esnada operasyonu siyasi komplo olarak niteledi. Ancak savcılığın elinde oldukça çarpıcı rüşvet ve yolsuzluk belgelerinin olduğu belirtiliyor.

Sanayi kuruluşları ve değerli tarım arazileri ile Türkiye'nin en önemli ilçeleri arasında yer alan Çorlu, son günlerde adeta yolsuzlukla özdeşleşti. İlçede neredeyse her vatandaş belediyenin aldığı rüşvetten haberdar. Özellikle müteahhitler yaptıkları her inşaat için belediyenin nasıl rüşvet istediğini bir bir anlatıyor. Bunlar arasında en dikkat çekici iddia, rüşvetin mağazalar aracılığı ile alınması. İddialara göre ruhsat almak için belediyenin seçtiği bazı mağazalara gidip para ödeniyor. İnşaat yapan bir vatandaş, "Ruhsat için 3 bin YTL istediler. Elime müsvedde bir kağıt tutuşturdular. Üzerinde paranın kime verileceği yazıyordu. Bir alışveriş merkezindeki mağazaya yönlendirildim. O kağıdı gösterip parayı ödedim ve ruhsatımı aldım." diyor. İsmini açıklamak istemeyen bir müteahhit de "Parayı ödemek için gittiğimde mağazanın önünde kuyruk oluştuğunu gördüm. Burada neredeyse rüşvet vermeyen yok. Eğer yüz tane müteahhit varsa hepsi de bunu ödemiştir." iddialarında bulunuyor.

Anlatılanlar sadece yasal işlemler üzerinden alınan rüşvetlerle ilgili. Toplu konutlar yapıp daha maket üzerinden dairelerini satışa çıkaran inşaatçılar müşterilerine evleri belirlenen tarihte teslim etmek zorunda. Fakat belediyenin kasıtlı olarak ruhsatları beş-altı ay ileri attığını, bu nedenle daireleri zamanında teslim edebilmek için işi hızlandırmak durumunda olduklarını ve mecburen rüşvet verdiklerini dile getiriyorlar. Elinde ödediği rüşvetin belgesi olduğunu ve bunu savcıya intikal ettirdiğini söyleyen bir işadamı, "İşi o kadar ayağa düşürdüler ki sadece büyük çaplı inşaat yapanlardan değil, iki katlı bir ev yapan vatandaştan bile ruhsat için rüşvet istiyorlar. Benden de sadece bir proje için 150 bin YTL aldılar. Toplamda ödediğim para 500 bin YTL'yi geçmiştir." şeklinde bilgiler veriyor.

Birçok vatandaşın da rüşveti Çorlu Eğitim Kültür ve Spor Vakfı üzerinden ödediği iddia ediliyor. İddialara göre belediyede işi olan vatandaşlardan önce vakfa bağış yapması isteniyor. Bunun dışında savcılığın üzerinde durduğu yolsuzluk iddiaları arasında belediyenin minibüs ve su ihalesinin olduğu ileri sürülüyor.

İhaleye fesat karıştırma, zimmet, irtikap, rüşvet ve görevi kötüye kullanmakla suçlanan Çorlu Belediye Başkanı Altan Ersin kısa bir süre önce düzenlediği basın toplantısında, Çorlu Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Çetingül hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığına, kendisinin ve ailesinin, şeref ve saygınlığına saldırdığı gerekçesi ile şikayette bulunduğunu ayrıca da tazminat davası açtığını açıklamıştı.

Basın toplantısında, Başsavcı Çetingül'ün kendisiyle birlikte 17 kişiyi 8 Ağustos 2006 gününden 10 Kasım 2006 gününe kadar yasadışı dinlettiğini ileri süren Ersin "Ben buradayım, görevimin başındayım, 'hodri meydan' diyorum. Benim elimde gizlilik kararı alacağım mekanizmalar yok. Bütün işlemlerim kamuoyuna açıktır. Buyursun gelsin. Bizans oyunlarıyla değil, yetkisi bile olmadığı halde, ne istiyorsa istenen belgeleri ben kendisine vereyim. Hoş bu saatten sonra Çorlu halkının ve Çorlu Belediyesi'nin de kendine güveni kalmamıştır. Eğer bir takım gizli güçler adına görevi kötüye kullanılarak Sol Gazetesi'nde yer aldığı şekliyle hareket ediyorsa, Çorlu'nun bir sanayi bölgesi olduğunu bu bölgede yer alan belediyeleri ele geçirme adına hazırlıklar peşindeler ise, bu nedenle devlet makamlarında önüne geleni gözaltına alıp, yerlerine yenilerinin atanarak kadrolaşma cihetine gidiliyorsa, bu ülkenin sosyal, laik ve demokratik bir hukuk devleti olduğunu ona hatırlatırım. Hiç bir iktidar Anayasa'dan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurum ve kuruluşlarından büyük olamaz. Gün gelir, sığınacak bir gölge bile bulamazsın." demişti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber