SSK'lıya devlet hastanesinde tedavi olma imkanı sağlanması yeni problemleri beraberinde getirdi.

Haber Giriş : 28 Temmuz 2003 06:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

SSK'lıya devlet hastanesinde tedavi olma imkanı sağlanması yeni problemleri beraberinde getirdi.

Yine sabahın alacakaranlığında kuyruklar, yine randevu sancıları, yine bir türlü anlaşılamayan gel gitler ve bitmeyen imzalar... Çilenin adı SSK ve Devlet hastaneleri. Yeniden ve yeni bir düzene geçildi. Ancak uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle hastalar yine mağdur.

Maraton şafakla başlıyor
Yeni bir hükümet ve yeni bir uygulama, yeniden yeni bir umut... SSK'lı hastalar artık Devlet hastanelerinin imkanlarından faydalanabiliyor. Ancak bu fayda arayışı; sonu gelmeyen bürokrasi ve uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle yine hastaları memnun etmeye yetmedi. SSK hastanelerinde muayene olabilmek için telefonla randevu alınması neredeyse imkansız. Bu nedenle hastalar Devlet hastanelerinde sabahın 4'ünde sıraya girmek durumunda kalıyor.

Nihayet doktor göründü
Böyle olmakla birlikte hasta ile hekimin bir araya gelmesi ise o günün akşamına denk geliyor. Zamansız kavuşma nedeniyle de daralan vakit hastanın aleyhine çalışıyor. Artık bu saatten sonra doktorların genel bir kontrol ve iyi bir muayene yapma şansı kalmıyor. Doktor, hastalara şöyle bir göz atıp reçete yazdıktan sonra işlem tamamlanıyor. Alacakaranlıkta başlayan hastane macerası, mesai bitimine yakın muayene dahi edilmeden ellerine sıkıştırılan bir reçete ile son buluyor.

Kaç evrak gerekiyor?
Her ne yaparsanız yapın mutlaka bir yerde bir eksik karşınıza çıkıyor. Sağlık ocağından sevkli gelen hastalar, uygulamayı iyi bilmedikleri çin hastaneye başvuruda bulunduğu zaman ?evraklarınız eksik? cümlesiyle karlışayıyor. Hiçbir şey olmasa da görevli sizi kimlik numarası için geri çeviriyor. Daha neyin ne oluğunu ve nereden alınması gerektiğini anlamadan kapı dışarı ediliyorsunuz. Hastası, doktoru, yazıcısı, imzacısı... Bütün hastane çalışanları yeni uygulamayı anlamaya çalışıyor.

Bir dokun bin ah işit
Yeni uygulamanın üçüncü haftası. Osmaniye'de bulunan SSK İstanbul Eğitim Hastanesi'nin polikliniğindeyiz. Şikayetlerin bitmese de azalmasını umut ediyoruz. Bu düşünceyle hastalarla konuştuk. ancak bir dokun bin ah işit.. Herkes uygulamadan dertli. Rastgele bir hastaya yeni uygulamadan memnun olup olmadığını sorduk. 10 kişi etrafımızı sardı. Biranda şikayet yumağı oluştu. Hastalar, ?Yığılmalar devam ediyor, randevu alamıyoruz, yine hizmet kalitesi yok, doktorlardan hâlâ yeterli ilgi göremiyoruz? diye dert yandılar.

Doktora güvenemezsen...
Hastaların ortak şikayetini ise randevu konusu oluşturuyor. Bir hasta, bir hafta telefonun başında randevu alabilmek için uğraş vermesine rağmen sonuç alamadığından yakınıyor ve bunun bilinçli yapıldığını söylüyor.
Daha sonra Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeyiz. Burada, yaşlı bir hastanın sabahtan akşama kadar acil kapısının önünde sedyede bekletildiğine şahit oluyoruz. Hüseyin Bozok amca sedyede şikayetini dile getiriyor: ?Öncelikle prostat teşhisi koyan doktor, kapsamlı muayene için beni özel muayenehanesine çağırdı. 70 milyon vererek özel muayenehanesine gittiğim doktor, üç tane ilaç yazarak beni gönderdi. Ama şikayetlerim devam ettiği için bir kez daha geldim. Buradaki doktor yine beni özel muayenehanesine cağırdı. ?Ama benim zaten param olsa özele giderdim' diye epey tartıştıktan sonra, beni muayene etti ve röntgen çekimi yapıldı. Böbreklerimde taş olduğunu söyleyen doktor, hemen ameliyat olmam gerektiğini anlattı. Evraklarımda eksik olduğunu söylediler, ben de tedavi olabilmek için burada bekliyorum? dedi.

Bu kadar dayanamam
Bozok amcanın eşi ise personelin kendilerine çok kötü davrandığını, bağırdığını ve hiç ilgilenmediğini söylüyor.
Yeşil kart sahibi Nurgül Asi ise böbreklerinden şikayetçi. Böbrek taşını aldırmak için kendilerine 2004 mart ayında randevu verildiğini söyleyen gözü yaşlı genç kız, ?Acılardan yerimde bile duramazken 2004'ü nasıl bekleyebilirim? diyor.

Bir şans daha...
Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim yardımcısı Vakap Sever, yaz aylarının kış mevsimine göre daha az hasta olduğunu belirterek, ?Şu aşamada bu bizim için bir şans. Daha düşük şikayetler yaşanıyor. Hekimlerimiz kendilerini yeni uygulamaya hazırlıyor. Kış aylarında bu düşük şikayetlerin de tamamen ortadan kalkacağını umuyoruz. Eğer kış döneminde bu uygulama başlasaydı çok daha büyük sıkıntı yaşanırdı. Günde 2 bin hastaya bakıyoruz. Bunun 600'ü SSK'lı? diye konuştu.
Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) İstanbul Sağlık İşleri İl Müdürü Akif Feyizoğlu ise 1 Temmuz'da başlayan uygulamadan sonra SSK hastanelerinin yüzde 35 oranında rahatladığını bildirdi.
türkiye

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber