Burhan Kuzu ve Bakan Ergin tahliyeleri değerlendirdi/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Ocak 2011 11:44, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) uyarınca gerçekleşen tahliyelerin ''af'' olmadığının kamuoyuna çok iyi anlatmak gerektiğini belirterek, ''Yasaya 'şunlar şunlar, şundan tutuklu olanlar içeride kalır, diğerleri serbesttir' diye istisna koyamazsınız; Hizbullah da çıkar, başka biri de çıkar'' dedi.

Kuzu, 31 Aralık 2010'dan itibaren yürürlüğe giren Ceza Muhakemeleri Kanunu hükümleri çerçevesinde gerçekleşen tahliyelerle ilgili soruları yanıtladı. Kuzu, televizyonların bu konuyla ilgili haberleri veriş biçiminin kendisini çok rahatsız ettiğini söyledi.

Burhan Kuzu, ''Sanki bir Rahşan affı gibi ortaya çıkartılıyor. Bir taraftan 'tutuklu içeride suçunu bilmiyor, bu kadar uzun tutukluluk olur mu?' diye dert yanıyorlar. Öbür taraftan da kendilerinin arzu ettikleri bazı kimseler çıkamayınca bu sefer bu mevcut durumu çok farklı gösteriyorlar. Bunun bir af olmadığını kamuoyuna çok iyi açıklamak lazım'' diye konuştu.

Ortada tutukluluk süresiyle ilgili bir tartışma bulunduğuna işaret eden Kuzu, yakın bir zamanda Yargıtayın yaptığı açıklamada, 19 bin davanın zaman aşımına uğradığının belirtildiğini hatırlattı. Bunun içinde birçok önemli davanın da bulunduğunu ifade eden Kuzu, ''O bakımdan burada Yargıtay tarafından verilen karar ya da kanunda yapılan değişiklik, netice itibarıyla tutukluluk süresiyle alakalı olarak yapılmış bir değişikliktir. Yoksa ceza indirimidir, aftır ya da bu manaya gelen bir şartlı tahliyedir, şartlı salıvermedir... Bu gibi kurumlar değildir ortadaki tablo'' dedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Türkiye ile ilgili birçok kararı bulunduğuna dikkati çeken Kuzu, bu kararlarda tutukluluk sürelerinin uzunluğu, davaların bitmemesi gibi nedenlerle Türkiye'nin mahkum edildiğini hatırlattı.

Kuzu, şöyle konuştu:

''Realite olarak davaların uzunluğu bu durumu ortaya çıkarmıştır. Yargıtayın içtihadı ile beraber de bir tahliye süreci başladı. Yasalara 'şunlar şunlar, şundan tutuklu olanlar içeride kalır, diğerleri serbesttir' diye istisna koyamazsınız; Hizbullah da çıkar, başka biri de çıkar. Eğer kanun buysa bir şekilde çıkar. Dolayısıyla belli bir takım suçluları öne çıkararak konuyu rayından çıkartmamak lazım. Kaldı ki AİHM, 2 yıl ve daha üstü tutukluluk sürelerini uzun kabul ediyor. Gerçi kendisinin elinde 4 yıl süren davalar var ama ülkeyi mahkum ederken 2 seneyi geçmişse tutukluluk süreleri cezalandırma yoluna gidiyor. Bunlar dışarıdan yargılanacak. Önemli bir bölümü hakkında yurt dışına çıkış yasağı vardır. Belli sürelerde gelip imza atma durumları vardır. O açıdan ortada çok çok, aman aman büyütecek bir mesele yok. Konuyu rayında tartışmak lazım. Basında veriliş biçimi, sanki beraat etmişler, davullu zurnalı falan. Bu vatandaşın kendi yaklaşımıdır. Ama ortada böyle bir tablo olduğunu da görmek lazım.''

ERGİN TAHLİYELERİ DEĞERLENDİRDİ

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle tahliye olabilecek tutuklu sayılarının tarihe göre değişebileceğini belirterek, ''Bugün itibariyle tutuklu toplam 953 kişi civarında bu düzenlemeden istifade edebilecek gibi, ilk derece mahkemelerinden bu düzenlemeden yararlanan kişi sayısı 280 civarındadır'' dedi.

Ergin, NTV'de canlı yayına katılarak, tahliyelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bir davanın ağır ceza mahkemesinde ortalama bin 622 günde bitirildiğini, bu davanın ilk derece mahkemesindeki yargılama ve savcılık soruşturmasının 580 günde bitirildiğini, aynı dosyanın da bin 42 gün yüksek yargıda beklediğini anlatan Ergin, bir dava dosyasının ortalama 473 gün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda beklediğini, dosyanın ilgili ceza dairesinde de 399 gün kaldığını vurguladı.

Bakan Ergin, bu sürenin azaltılması için çalıştıklarını, Adalet Bakanlığı'nın projelerinin ve planlarının bu yönde olduğunu ifade ederek, ''Bugün itibariyle tutuklu toplam 953 kişi civarında bu düzenlemeden istifade edebilecek gibi, ilk derece mahkemelerinden bu düzenlemeden yararlanan kişi sayısı 280 civarındadır. 40 bin rakamı kesinlikle doğru değil. Radikal tedbirler alınmazsa bu rakam 2 bin olur, 3 bin olur, 2014'de daha fazla da artabilir. Burada tıkanıklık yüksek yargımızda'' diye konuştu.

ADALET BAKANI DA TAHLİYELERDEN RAHATSIZ

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 2004 yılında hazırlandığını ve yürürlüğe girmesinin 2010 yılının sonuna bırakıldığını belirterek, söz konusu düzenlemenin Ergenekon ya da Balyoz davaları sanıkları için yapıldığı yönündeki yorumların doğru olmadığını söyledi. Ergin, '' Tahliye olan kişilerin işlemiş oldukları fiiller, bunların toplumda uyandırdığı infial, vicdanlardaki merhamet duygusu hepimizi irite (rahatsız edici) ediyor''

Tahliyelere ilişkin tartışmanın doğru zeminde yapılmadığını belirten Ergin, yazılı ve görsel basında 10 yıllık ve 5 yıllık tutuklu kalınabilinecek sürenin uzunluğunun tartışıldığını, bu sürelerin bile makul ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kabul edeceği sürelerin de üzerinde olduğunu söyledi.

Tartışmaların tahliye edilenlerin kimliklerine bakılmaksızın sürdürüldüğünü ifade eden Ergin, ''Tahliye olan kişilerin işlemiş oldukları fiiller, bunların toplumda uyandırdığı infial, vicdanlardaki merhamet duygusu hepimizi irite ediyor. Ancak ceza hukukunda kanunilik prensibi esastır, vicdanı kanaatlere göre hakimlerin değerlendirme yapması ceza yargılamasında söz konusu değildir'' dedi.

AİHM'de Türkiye aleyhine açılan davaların yaklaşık yüzde 14'ünün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5. maddesindeki ''özgürlük ve güvenlik hakkına'' ve bu hakkın ihlaline ilişkin davalar olduğunu ifade eden Ergin, Türkiye'nin, 2004 yılında Ceza Usul Yasası'nı hazırlarken limitsiz tutukluluk süresine disiplin getirmek ve AİHM'de Türkiye'nin mahkum olmasını engellemek için çalışmalar yapıldığını kaydetti.

Söz konusu düzenlemenin 2008 yılına ertelendiğini, mevzuat nedeniyle bu sürenin daha sonra 2010 yılına uzatıldığını ve 2010 yılı sonunda düzenlemenin yürürlüğe girdiğini belirten Ergin, asıl tartışılması gereken konunun Türk yargısındaki uzun yargılamalar olduğunu ve bunun nasıl kısaltılacağı konusunun çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtti.

Yargının iş yükünün azaltılması ve sorunların çözülmesi için gelecek hafta mecliste Tebligat Yasası'nın görüşüleceğini, ara buluculuk kanun tasarısı ve kamu denetçiliğine ilişkin düzenlemelerin tamamlanacağını, yüksek mahkemelerin insan kaynakları sorununun çözülmesine dair çalışmaların da devam ettiğini ifade etti.

-ERGENEKON VE BALYOZ'DA TUTUKLULUK SÜRELERİ-

Tahliyelere ilişkin düzenlemenin Ergenekon ve Balyoz davalarındaki tutukluluk sürelerini 10 yıla kadar çıkaracağı yönünde yorumlar bulunduğunun anımsatılması üzerine de Ergin, söz konusu yasal düzenlemenin 2004 yılında yapıldığını hatırlattı.

Ergin, ''Bu yasa 2004'te yapıldı. O zaman Ergenekon ya da Balyoz soruşturması var mıydı? 2004'te yapılmış bir yasanın 2008'den sonra ortaya çıkmış soruşturmalar için yapıldığını söylemek doğru değil. Buradaki düzenleme Türkiye'de yargılamanın uzun tutukluluğu önlemek için siyaset kurumunun ortaya koyduğu bir iradedir, doğru bir düzenlemedir'' dedi.

Bakan Ergin, 102. maddedeki düzenlemeden önce alt sınırı 7 yıl ve daha üst olan fiiller için tutuklama sınırı olmadığını belirterek, buna limit getirildiğini, bu limitin de uzun olduğunu söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber