Öğretmen 1 kilo et için 4 saat çalışıyor

Haber Giriş : 06 Nisan 2005 09:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TERCÜMAN, Türkiye'nin eğitim dosyasını açıyor. İlköğretim okullarından liselere, meslek yüksekokullarından üniversitelere kadar atılan adımları, yapılanları ve yapılamayanları mercek altına aldık. Yıllardır uygulanan reform politikaları neden eğitimi ?yamalı bohça'ya çevirdi? 8 yıllık temel eğitime karşın, sınavlarda sıfır çeken öğrencilerin sayıları niçin artıyor? Ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlar eğitimde nasıl gölge oluyor? Öğrenciler ve öğretmenler hangi sorunlarla boğuşuyor? Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK'ün reform programlarında neler var?

Resmi rakamlar, uzmanların görüşleri, siyasiler, sivil toplum örgütleri ve yetkililerin tespitleriyle ilk bölümde ilköğretim okulları ve liselerin durumunu masaya yatırdık.

14.9 katrilyonluk bütçe

Eğitim sistemindeki en temel sorunlardan biri maddi kaynak yetersizliği. Ancak Cumhuriyet tarihinin en yüksek bütçesinin bu yıl eğitime ayrıldığını vurgulamamız gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl Milli Savunma Bakanlığı bütçesini geçerek 14.9 milyar YTL'ye yakın kaynak aldı. Buna karşın paranın 9.6 milyar YTL'si sadece personel giderleri için harcanacak. Geriye kalan miktar ise mal ve hizmet alımları ile sosyal güvelik ödemeleri gibi giderler için kullanılacak. Bütçeden en büyük dilimi Milli Eğitim Bakanlığı kapsa da yetkililer, bu rakamın mevcut sorunların giderilmesinde yetersizliğinin altını çiziyorlar.

Ücretsiz ders kitabı

Maddi sorunlar nedeniyle 2003-2004 eğitim-öğretim yılında ilk defa ilköğretim okulu öğrencilerinin tamamına ders kitabı ücretsiz dağıtıldı. Bu yıl da aynı sistem izlendi. Eğitim alanında gösterilen yoğun çaba, eğitim seviyesinin yükselmesine ilişkin olumlu sonuçlar doğursa da, kaynak sıkıntısı özellikle kırsal alandaki eğitim ve büyükşehirlerdeki derslik ihtiyaçlarını karşılamada sorunlar yaratıyor.

Eğitimdeki maddi kaynak sıkıntısı kendisini dersliklerde de gösteriyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun yanısıra özellikle metropol illerdeki bazı ilçeler derslik sıkıntısını had safhada yaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre, derslik sıkıntısının yaşandığı illerin başında İstanbul geliyor. İstanbul'un göbeğindeki Esenler'de bir dersliğe düşen öğrenci sayısı 89'u buluyor. Yaklaşık 81 bin 820 öğrencinin eğitim gördüğü bu bölgede toplam derslik sayısı sadece 758 olarak belirtildi. Türkiye genelinde ise derslik açığı 135 bini buluyor. Derslik sıkıntısı konusunda İstanbul'u izleyen Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde 7 bin 243 öğrenci eğitim görürken, kentte sadece 86 derslik bulunuyor. Bölgede bir dersliğe düşen öğrenci sayısı 84.

?Haydi Kızlar Okula? kampanyasının başlatıldığı Şanlıurfa derslik sıkıntısı çeken illerin başında geliyor. Şanlıurfa'nın Viranşehir İlçesi'nde 14 bin 453 öğrenciye karşın sadece 178 derslik bulunuyor. Bir dersliğe 81 öğrenci düşüyor. Aynı şekilde Akçakale'de de 80 öğrenci için bir derslik var.

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Gaziantep'in Şahinbey ilçesinde derslik başına 76 öğrenci bulunurken; Mardin'in Nusaybin, Şırnak'ın Silopi, Şanlıurfa'nın merkez ilçelerinde de bir dersliğe 73 öğrenci düşüyor. AB'nin özel önem verdiği 143 bin 514 öğrencinin bulunduğu Diyarbakır'da da benzer bir tablo var. Kent merkezinde sadece 2 bin 25 derslik var. İlde, bir dersliğe düşen öğrenci sayısı 71'i buluyor. İlköğretimde okuyan toplam öğrenci sayısı 10.5 milyonu bulurken, bunlardan 7.4 milyonu şehirlerde okuyor. Taşımalı eğitimden yararlanan öğrenci sayısı da 650 bine yaklaştı.

200 bin öğretmen açığı

Eğitimdeki sıkıntılardan biri de öğretmen açığı. Yaklaşık olarak 200 bin öğretmene daha ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Türkiye'deki ortalama alındığında bir öğretmen başına 28 öğrenci düşüyor. Öğretmenler ise sınıfların doluluğu nedeniyle öğrencileri ile yeterince yakından ilgilenememekten yakınıyor.

Son beş yılda kamuda istihdam edilen öğretmen sayısı giderek azaldı. Buna göre; 2000-2001 eğitim öğretim yılında 37 bin, 2001-2002'de 36 bin, 2002-2003'te 35 bin, 2003-2004'te 26 bin, 2004'ün Mart ayında 10 bin öğretmen atandı.

Et hesabı

Bir dönemin en çok ilgi çeken mesleklerinden olan öğretmenlerin alım gücünün her yıl biraz daha düşmesi dikkat çekiyor. Türk Eğitim-Sen'in araştırmasına göre, derecesi 9/1 olan bir sınıf öğretmeninin 1 kilo dana eti alabilmesi için 4 saat çalışması gerekiyor. Ayrıca, 1 kilo balık için 1 saat 24 dakika, 1 kilo peynir için 1 saat 12 dakika, 1 kilo zeytin için 1 saat emek verilmesi şart. Mutfak ihtiyaçlarının yanı sıra öğretmenin kıyafet alışverişi için de bir hayli çalışması gerekiyor. Örneğin, bir çift ayakkabı için 32 saat 24 dakika, takım elbise için ise 54 saat ders vermesi zorunlu.

Sıfırcı öğrenciler

Her hükümetin yeni bir reform programıyla çözmeye çalıştığı bu sorunların yanısıra Milli Eğitim Bakanlığı'nın öngörüleri, kısa süreli çabalarla eğitimdeki sıkıntıların giderilemeyeceğini ortaya koyuyor. AKP'nin iktidara gelmesinin ardından yeni projeleri uygulamaya koyan Milli Eğitim Bakanlığı, müfredattan öğrencilerin durumuna, öğretmenlerden binalara kadar yenileşme çabasına girişti. Yapılan projeksiyonlara göre, 2005-2006 döneminde genel liselerdeki öğrenci sayısı 1.7 milyona, mesleki ve teknik liselerde ise 2.5 milyona yükselecek. Böylece liselerde toplam 4 milyon 194 bin 143 öğrenci öğrenim görecek. Bu kademedeki okullaşma oranı yüzde 79.4'e yükselecek. Buna göre önümüzdeki 5 yıl içerisinde yüksek öğretime giriş için başvuran aday sayısının 2 milyonu aşacağı tahmin ediliyor.

Üniversiteye hazırlanan öğrenci sayısı her yıl katlanarak artarken, geçtiğimiz yıl lise öğrencilerinin ve mezunlarının girdiği Öğrenci Seçme Sınavı'nda (ÖSS) 32 bin öğrenci ?sıfır' çekti. Liselere Giriş Sınavı'nda da (LGS) 64 bin öğrenci sıfır puan aldı. LGS'ye giren öğrenci sayısı ÖSS'ye girenlerin üçte biri olmasına rağmen 10 öğrenciden biri sıfır çekmiş oldu. Bu durum, eğitimdeki kalite sorununu da tartışmaya açtı.

37 yıllık revizyon

Bu sorunlar Bakanlığı ağır yükün altına sokarken, projelere de hız verildi. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Necat Birinci, 1968'de yürürlüğe giren müfredatı yenileme hazırlıklarına dikkat çekerek, sorunları nüfus artışı ve akışı ile öğretmen problemine bağladı. Tercüman'ın sorularını cevaplayan Prof. Birinci, şöyle konuştu:

?Biz değişen dünyanın dışında kalmışız. Bazı çalışmalar yapılmış, ancak sonuç alınamamış. Zengin ülkeler önemli alt yapı imkanlarını hizmete sunmuşlardır. Biz bu konuda zorluk çekmekteyiz. Türkiye'nin eğitime en ihtiyacı olan ilimiz İstanbul'dur. Ankara'nın 70 kilometre dışına çıkın, Güneydoğu Anadolu'da ve Doğu Anadolu'da göremeyeceğimiz mahrumiyet görüntüleri var. Türkiye'nin genelinin kalkındırılması lazım. Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası devam ederse 80 bin dersliğe ihtiyacı olan Türkiye'nin ihtiyacı karşılanacaktır.?

H.O.Tercüman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber