Erdoğan: Ben hayatta el öptürmem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Okuduklarınızı, düşündüklerinizi hayata geçireceksiniz. Bu da yetmez. Başladığınız işi bitireceksiniz. Bizde maalesef Türk gibi başlayıp, milliyetlerini söylemeyeyim, el gibi bitirmek, diye bir deyim var. Ülkemizdeki en büyük sorun budur. Yani okuyarak, düşünerek başladığımız işleri sonuçlandırma sıkıntısıdır. Yani takip, takip, takip. Bunu yapmadığınız sürece başarı yok"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Haziran 2016 18:49, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Ben hayatta el öptürmem

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilere nasihat vererek, "Okuduklarınızı, düşündüklerinizi hayata geçireceksiniz. Bu da yetmez. Başladığınız işi bitireceksiniz. Bizde maalesef Türk gibi başlayıp, milliyetlerini söylemeyeyim, el gibi bitirmek diye bir deyim var. Ülkemizdeki en büyük sorun budur. Yani okuyarak, düşünerek başladığımız işleri sonuçlandırma sıkıntısıdır. Yani takip, takip, takip. Bunu yapmadığınız sürece başarı yok." dedi.

Erdoğan, Medipol Üniversitesi'nin Bayrampaşa'daki Ora Arena'da düzenlenen mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, törenin hayırlara vesile olmasını diledi.

Bu yıl mezun olan öğrencileri kutlayan ve başarılar dileyen Erdoğan, 19 yıl önce sağlık hizmetleri alanında atılan bir adımın Medipol gibi, ülkenin en ileri gelen sağlık kurumlarından biri haline dönüşmesi, böylesine seçkin bir üniversitenin doğması sürecini yakından takip ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret ettiği okullarda, sınıflardaki tahtanın önüne geldiğinde öğrencilere nasihat mahiyetinde "Oku, düşün, uygula, neticelendir" şeklindeki 4 ilkeyi yazıp, altına da imza attığını ifade ederek, okumanın, yani bilgi ve ilim sahibi olmanın çok önemli olduğunu ama yetmeyeceğini söyledi.

Öğrencilere, "Size aktarılan her bilgiyi öyle kayıtsız, şartsız kabul etmeyeceksiniz" diyen Erdoğan, öğrencilere, sorgulamaları, düşünmeleri ve muhakeme etmeleri gerektiğini kaydetti.

Erdoğan, öğrencilerden İmam Maturidi Hazretleri'nin yöntemine başvurmalarını, nakille birlikte aklı da kullanmalarını isteyen Erdoğan, zaten Kur'an-ı Kerim'de sık sık "Akletmez misiniz" ifadesinin geçtiğini hatırlattı.

Okumanın ve düşünmenin de yetmeyeceğini, bunun uygulanması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yani kuvveden fiile çıkacaksınız. Okuduklarınızı, düşündüklerinizi hayata geçireceksiniz. Bu da yetmez. Başladığınız işi bitireceksiniz. Bizde maalesef Türk gibi başlayıp, milliyetlerini söylemeyeyim, el gibi bitirmek diye bir deyim var. Ülkemizdeki en büyük sorun budur. Yani okuyarak, düşünerek başladığımız işleri sonuçlandırma sıkıntısıdır. Yani takip, takip, takip. Bunu yapmadığınız sürece başarı yok. Buradaki her bir öğrenci arkadaşım bu dört ilkenin birinci aşamasını, yani okuma bölümünü bugün bitirmiş oluyor. Gerçi artık hayat boyu eğitim diye bir kavram var. Tabi tıp öğrencileri öğrenimle eğitimi bir arada yürütüyorlar. Ama diğerlerinde bir çoğunda ikisi bir arada yürümüyor. Eğitim süreci okul hayatının herhangi bir aşamasında bitmiyor. İnsan yaşadığı müddetçe öğrenmeyle eğitimi bu defa bir arada yürütüyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilere, bundan sonraki iş hayatlarında ve akademik çalışmalarında düşünme, uygulama ve neticelendirme kısımlarının başarıyla sürdürmeleri temennisinde bulundu.

- "Ben hayatta el öptürmem"

İstanbul'da 4,5 yıl Belediye Başkanlığı, yaklaşık 11 yıl Başbakanlık yaptığını, 2 yıla yakındır da Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunduğunu anlatan Erdoğan, herhangi bir yatırımın sadece proje bazında hayatında kalmadığını, her projeyi bizzat kendisinin defalarca gidip kontrol ettiğini, hangi safhada olduğunu, inşaatın durumunu takip ettiğini, gerekirse de yüklenici firmaları çağırdığını, bunları değerlendirdiğini söyledi.

Erdoğan, bu yapılmadığı zaman eserin temeli atıldığı yerde kalacağını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Onun için de temel atmadan pek hoşlanan bir Belediye Başkanı, Başbakan olmadım. Her zaman şunu söyledim; 'Açılışta varım.' Niye? Çok temel atanlar geldi bu ülkede. Attıkları temeller orada kaldı. Sizlerin bugünlere gelmenizde en büyük emek hiç kuşkusuz annenize, babanıza, ailenize aittir. Onun için eli öpülesi anneler, babalar. Ben hayatta el öptürmem ama bazen kolunuz koparacak gibi olur, öptürmem. Tavsiyem hep şudur; annenizin, babanızın bir de öğretmenlerinizin elini öpün. Başka kimsenin elini öpmeyin. Bazıları biliyorsunuz eli öptürmeyi bırakın, ayaklarını da öptürüyorlar. Anadolu'da falan bunlar çok olur. Ama artık hamdolsun bunlar bir kenara itildi, ötelendi."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye ve millete hayırlı evlatlar yetiştirdikleri için öğrencilerin ailelerine, akademik gelişimleri için de hocalarına teşekkür ederek, ülkeye ve millete sağlayacakları katkılar için öğrencileri şimdiden kutladı.

- "Kaliteli öğrenci çok önemli"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İhraçatçılar Meclisi'nin genel kurulu ve ödül törenine katıldığını anımsatarak, ülkenin 35 önde gelen firmasına ödüllerinin verildiğini söyledi.

Orada da "Önümüzdeki dönemde, eğitimde kemiyetle birlikte keyfiyete de ağırlık vermek mecburiyetindeyiz" dediğini belirten Erdoğan, keyfiyet olmadıktan sonra kemiyetin bir anlamı olamayacağını, asıl olanın keyfiyet olduğunu kaydetti.

Erdoğan, üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Fahrettin Koca'ya "Sayı maşallah 10 bin olmuş. Sakın ha sen de devlet üniversiteleri gibi böyle 50 bin 60 bine falan yürüme. Sayı yerinde olsun, ama buradan taş gibi kaliteli öğrenciler yetişsin. Fahrettin Bey nasıl olsa para her zaman kazanılır ama kaliteli öğrenci, keyfiyet sahibi öğrenci bu çok önemli." dedi.

Geçtiğimiz 13 yılda bu alanda gerçekten çok önemli devrim niteliğinde hizmetler gerçekleştirdiklerini, 250 bin yeni derslik inşa ederek toplam sayıyı 581 bine çıkardıklarını, 542 bin yeni öğretmen atayarak sayıyı 921 bine ulaştırdıklarını anlatan Erdoğan, pansiyonlarda 336 bin yeni yatak ilavesiyle kapasiteyi 684 bine yükselttiklerini, yüksek öğretimde 425 yeni yurtla sayıyı 615'e, 294 bin yeni yatakla da kapasiteyi 476 bine çıkardıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de 76 olan üniversite sayısının 193'e yükseldiğini, bunların kendi evlatları yanında 160 farklı ülkeden 15 bini burslu olmak üzere 80 bin öğrenciye de eğitim imkanı sunduğunu söyledi. Erdoğan, bunların hepsinin çok güzel gelişmeler olduğunu, iftihar ettiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Alman Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararıyla ilgili, "Tüm dünyaya da sesleniyorum: Eğer kendinize güveniyorsanız, zerre kadar tarihe, ilme, belgeye, bilgiye saygınız varsa, biz bütün arşivlerimizi açtık, sizin de varsa arşivleriniz, siz de açın. Gelin tarihçileri, hukukçuları, arkeologları görevlendirelim, hepsi birlikte çalışmalarını yapsınlar ve bu çalışmaların neticesinde çıkacak olana biz razıyız. Hodri meydan. Bunu sadece bugün söylemiyorum. Bunu Başbakan olduğum günden bu yana hep söyledim. Uluslararası toplantılarda da söyledim." dedi.

Erdoğan, Bayrampaşa'daki Ora Arena'da düzenlenen Medipol Üniversitesi 2015-2016 Akademik Yılı Mezuniyet Törenindeki konuşmasında, eğitimin fiziki altyapısı ileri götürülürken, içerik konusunda aynı mesafenin katedilemediğini üzüntüyle gördüğünü dile getirerek, ilkokul, ortaokul ve lise müfredatının baştan sona gözden geçirilmesi, süratle bu sürecin halledilmesi ve dünyadaki en son gelişmelerle tarihe ve kültüre uygun yeni bir müfredatın oraya konulması gerektiğini vurguladı.

Alman Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararına değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dert ne? Almanya'daki Türklerin evlatlarına yalan bir tarihi öğretmenin adımlarını atıyorlar. Peki burada bu skandal olayın başını çeken kim? Kökeni -ili söylemeyeceğim o ilden olanlar yanımda karşımda duruyorlar, üzülürler ve onlar da tabii buradan gerekenleri söylüyorlar- kökeni itibarıyla buralı. Ama ben ona bir defa Türk diyemem. Niye? Çünkü bu milletin kanının damarlarında olduğu insan, kalkıp da bu milleti sözde Ermeni soykırımıyla suçlayamaz. Bunu yapamaz. Biz, bütün arşivlerimizi açtığımız halde... Bugün konuşmamda da söyledim. Ey Alman yöneticileri, sorumluları, medyası, şusu, busu, vesaire... Tüm dünyaya da sesleniyorum: Eğer kendinize güveniyorsanız, zerre kadar tarihe, ilme, belgeye, bilgiye saygınız varsa, biz bütün arşivlerimizi açtık, sizin de varsa arşivleriniz, siz de açın. Gelin tarihçileri, hukukçuları, arkeologları görevlendirelim, hepsi birlikte çalışmalarını yapsınlar ve bu çalışmaların neticesinde çıkacak olana biz razıyız. Hodri meydan.

Bunu sadece bugün söylemiyorum. Bunu Başbakan olduğum günden bu yana hep söyledim. Uluslararası toplantılarda da söyledim. Ey Almanya sen ne yapmak istiyorsun, senin derdin ne? Önce onu söyle. Kendisiyle konuştuğumuzda da bana ne diyor biliyor musunuz, şu olaydan 3-4 gün önce, diyor ki, 'Elimden geleni yapacağım.' Senin elinden gelen parlamentoda oylamaya katılmamak mı? Burada eğer dürüst bir davranışın olsa katılırdın, o hani bir hanımefendi 'ret' dedi ya, ikinci 'det' de senin oyun olurdu, ben de seni alkışlardım. Türk parlamentosunda, parlamentoyu ilgilendiren bir oylama olduğunda 'Siz grubunuza sahip çıkarsınız' diyen dedim siz değil misiniz? Peki siz grubunuza niye sahip çıkmadınız? Bunu kendisine söyledim. Dürüst değiller, samimi değiller. Bunların aldığı bu kararın kıymeti harbiyesi yok, buradan girer buradan çıkar, bizim için hiç önemi yok."

- "Tarihimizin sorgulanmasını Alman Parlamentosu'na bırakacak kadar aşağılık değiliz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerde yetişen gençliğe, "Sizlerden tek arzum, tek isteğim şudur: Biz, tarihimizle bugüne kadar hep övündük, övünmeye devam edeceğiz. Ama biz tarihimizin sorgulanmasını kalkıp da Alman Parlamentosu'na bırakacak kadar, kusura bakmayın, aşağılık değiliz." şeklinde seslendi.

Erdoğan, ordunun arşivleri ve sivil arşivler dahil bu konularda sağlam durulduğunu ve endişeli olmadıklarını söyledi.

Üniversitelerde kendi ülkesine ve milletine ihanet mahiyetinde bildirilere imza atanların, sosyal medyada mesaj yayımlayanların, yurt dışında konuşanlar bulunduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu eylemlerin hiçbirinin akademik özgürlükle bir ilgisi yoktur. Maalesef üniversitelerimizdeki 150 bin öğretim elemanı içinde kendi ülkesine ve milletine söverek sivrilmek isteyen 3-5 bin kişinin bulunduğu anlaşılıyor, bunu biliyoruz. İlim ve irfanlarıyla başımızın tacı olan gerçek akademisyenlerimizi kesinlikle tenzih ederek, adeta beşinci kol faaliyeti icra eden bu mankurtları huzurlarınızda bir kez daha kınıyorum. Yoksa hocalarımız bizim her şeyimizdir, bizim varlık sebebimizdir. Biz onlara saygı duymaz, saygı göstermez de kime saygı gösteririz. Onlarla biz buralara geldik. Bu topraklarla ve milletimizle hiçbir gönül ve değer bağı bulunmayan bu güruhun en kısa sürede ben üniversitelerimizden temizleneceğine inanıyorum. Biz artık bu tarz çarpıklıklarla değil, akademik faaliyetleriyle, buluşlarıyla, uluslararası düzeyde ses getiren yayınlarıyla, ödülleriyle ülkemizin hedeflerine ulaşması konusunda ortaya koydukları başarılarla gündeme gelen üniversite mensuplarını konuşmak istiyoruz."

Erdoğan, Mevlana'nın "Bir kötü taş, bir altın kaseyi kırar. Ama ne taşın değeri artar ne de altının değeri eksilir." sözünü aktararak, "Bu güruhun yaptıkları densizliklerle akademi dünyasına zarar verdiklerini biliyoruz ama bu durum ne onları önemli hale getiriyor ne de gerçek akademisyenlerin kıymetini azaltıyor." dedi.

Gelecek dönemde üniversitelerde kapasite, öğrenci ve akademisyen sayısı yanında eğitim-öğretimin içeriğine yoğunlaşılması gerektiğine inandığını ifade eden Erdoğan, bu doğrultuda çalışan, çalışacak olan her üniversitenin, her hocanın yanında olacağını sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber