Ayçiçeği yağında fiyat 15-20 güne düşer

Ayçiçeği yağında oluşturulmak istenen kriz algısına bir tepki de İstanbul Ziraat Odası Başkanı Ömer Demir'den geldi: Yıl sonuna kadar yağ ithal etmesek de sıkıntı yaşamayız. Raflara gelirsek, 2-3 günde bir ürünün stoku bitmez. Ürün zaten 1 aydır rafta duruyor. Bunun adı stokçuluktur. Hafta sonu vurgun yaptılar. 15-20 gün sonra yağ fiyatları düşecek

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 09 Mart 2022 07:20, Son Güncelleme : 09 Mart 2022 07:30
Ayçiçeği yağında fiyat 15-20 güne düşer

Son günlerde ayçiçeği yağı üzerinden oluşturulmaya çalışılan "yok" algısı gerçeği yansıtmıyor. Yıllık bitkisel sıvı yağ üretiminin yüzde 70'ni yerli olarak üretildiğine dikkat çeken tarım sektörü temsilcileri, spekülatif söylemlerle vatandaşı stokçuluğa yönlendirilmesine tepkili. Türkiye'nin sıvı yağ stokları ve yeni sezondaki rekolte beklentisini Yeni Şafak'a değerlendiren İstanbul Ziraat Odası Başkanı Ömer Demir, şu anda stoklarda yeterince ürün olduğunu vurguladı.

TÜRKİYE YAĞDA %70 KENDİNE YETİYOR

  • Türkiye'nin bitkisel yağ üretiminde yüzde 65-70'lerde kendi kendine yeten bir ülke olduğunu belirten Ömer Demir, "Kalan yüzde 30'u ithal ediyoruz. İddia ediyorum ki yılsonuna kadar yağ ithal etmeyelim yine de sıkıntı yaşamayız. Raflara gelirsek, 2-3 günde bir ürünün stoku bitmez. Ürün zaten 1 aydır rafta duruyor. Bunun adı stokçuluktur. Hafta sonu inanılmaz sayıda yağ satışı yapıldı ve çok büyük bir kazanç elde edildi vatandaşın üzerinden. 15-20 gün sonra yağ fiyatları düşecek. Türkiye'de ne zeytinyağı ne de ayçiçeği yağı sorunu vardır. Türkiye'de stokçuluk sorunu vardır" dedi.

PLANLI BİR VURGUN YAPILIYOR

Ürünü üretenin para kazanamazken aracı satıcıların kat kat fazla kazandığını ifade eden İstanbul Ziraat Odası Başkanı, "Yaşanan panik ve kaos havasının amacı insanları korkutmak. Bunun üzerinden para kazanmak ve siyasi rant elde etmek. Muhalif medyada da bu görüntülerin özellikle servis edilmesi, kriz varmış gibi lanse edilmesi tamamen planlıdır. Daha önce yapamadıklarını 2022'de gıda üzerinden, ekonomi üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Korku anındaki reaksiyonları iyi biliyorlar. Bunun üzerinden oynuyorlar. Kazanan yine kaostan beslenenler oluyor. Bu kriz yapay bir kriz ve tamamen algılarla yönetiliyor. Devletimiz en kısa sürede buna çözüm bulacaktır" şeklinde konuştu.

ÜRETİCİNİN KAZANMASI LAZIM

  • Türkiye'nin tarımda daha köklü bir reforma ihtiyacı olduğunu belirten Ömer Demir, bu alanda işi bilen uzmanlarla çalışmak gerektiğini ve radikal kararlar alınmasının büyük önem arz ettiğini dile getirdi. Demir, "Profesörlerle, kurullarla bu iş olmaz. Tabii ki onlara da ihtiyaç var ama kesinlikle yeni düzenlemeler yapılması lazım. Türkiye'de ne zeytinyağı ne de ayçiçeği yağı sorunu vardır. Türkiye'de stokçuluk sorunu vardır" diye konuştu. Ürünü üretenin 2 lira kazanırken, satıcının o üründen 20-30 lira kazandığını aktaran Demir, bunun son derece yanlış olduğunu, asıl üreticinin kazanmasının gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'nin tarımda önü açık

Tarım Bakanlığı'nın da üstüne düşeni yapması gerektiğini belirten Demir, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Başbakan'ken ben hatırlıyorum sürekli toplantı yapardık. Bu şekilde sorunları hızlı çözüyorduk. Bugün yanıbaşımızda savaş var. Tarımda ve ticarette, yaptırım gücü olan yeni bir sistem kurulmalı. Bakanlıklara bu konuda çok iş düşüyor. Ben sürekli çiftçiyle, üreticiyle beraberim. Haftanın 5 günü onların sorunlarını dinliyorum. Türkiye'nin tarımda önü oldukça açık."

TÜKETTİĞİMİZİN YARISINI DIŞARI SATIYORUZ

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş, ayçiçeği yağı etiketine zam olarak yansıdı. Fiyatlar son 2 haftada yüzde 30'un üzerinde artış gösterdi. Sektör temsilcileri tedarik tarafından bir sorun olmadığını belirtirken, savaş tedirginliği sebebiyle ithalat yapan şirketlerin ve marketlerin piyasaya mal vermekten kaçındığını ifade ediyor. Ancak bu, Türkiye'nin net ham ayçiçeği yağı ithalatçısı olduğu gerçeğini de değiştirmiyor. TÜİK rakamlarına göre Türkiye, geçen yıl 820 bin ton 'ham ayçiçeği yağı' ithal etti. Bunun için 1 milyar 94 milyon dolar para ödedi. En büyük ithalat pazarımız Rusya ve Ukrayna. Toplam bitkisel yağ ithalatımız ise 3 milyar 77 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Öte yandan rafine edilmiş (paketli ürün) ihracatında ise rekor kırdık. Kısacası 820 bin ton ham ayçiçeği yağı ithal ederek, sanayi tesislerinde işleyip, 470 bin tonluk paketli ihracat gerçekleştirdik. Türkiye'nin yıllık 900 bin ton ayçiçeği yağı tüketimi bulunuyor. Bu rakamın yarısından fazlasını yurt dışına satmış olduk.

TİCARET DENGELENMELİ

Ayrıca ülkemiz, ayçiçeği yağı üretimi için kullanılan yağlı tohum ihracatında da geçen yıl rekor kırdı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre Türkiye, tarım ihracatını 2021'de bir önceki yıla göre yüzde 22,2 artırarak 29 milyar 737,6 milyon dolara çıkardı. Bu rakam içinde hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatı 6 milyar 993,8 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Hem yağlı tohum hem de paketli ürün ihracatında rekor kırarken, hammadde ithalatında yaşanan dışa bağımlılık, yaşanan ticaret dengesizliğini de bir kez daha ortaya koymuş oldu.

ÜLKELER İHRACATI KISITLIYOR

Birçok ülke kriz durumlarında iç piyasayı desteklemek adına bir takım ihracat sınırlaması uygulamalarına gidiyor. Örneğin; pandemi döneminde Rusya, Kazakistan, Ermenistan, Belarus ve Kırgızistan'ın oluşturduğu Avrasya Ekonomik Birliği, çok sayıda tarım ürününün ihracatını yasaklamıştı. Bu uygulamanın ardından ülkelerde gıda fiyatlar dengeye oturdu. Yine aynı şekilde domates fiyatları, Rusya ve Ukrayna'ya mal gönderilememesi nedeniyle yarıyarıya düştü. Sektör temsilcileri, özellikle gıda ürünlerinin tedariki konusunda yaşanan sorunları, ihracat kısıtlaması ile dengelenebileceğini belirtiyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber