Bel fıtığını önlemek için sık sık gerinin

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 04 Mart 2008 09:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

ESRA TÜZÜN

Günümüzde birçok insan bel ağrılarından şikayetçi. Bu şikayetlerin sonu felce kadar varabiliyor. Omuriliğin korunması için ilk şart, dik durarak ve bol bol gerinerek duruş bozukluklarını düzeltmek..

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal Yücesoy, bel fıtığı ve omurilik felciyle ilgili sorularımızı yanıtladı ve bu hastalıklarla mücadele etmenin yollarını anlattı:

* Felç olma tehlikesinden korunmak mümkün müdür?

Denize balıklama atlamama, emniyet kemeri kullanımı, arabaların baş yastıklarının ve hava yastıklarının sürücülerin boyuna göre ayarlanması gibi basit önlemler bile, felç olma riskini azaltabilir. Ege Bölgesi'nde felce yol açan nedenlerin başında denize atlama geliyor. Türkiye'nin genelinin büyük problemi ise trafik kazaları. Amerika'da ikincil omurilik yaralanması oranı yüzde 20'lerde seyrediyor. Yani kazalardan sonra yapılan yanlış müdahaleler, orada da çok yaygın. Türkiye'de de yanlış müdahale var. Mesela Aydın Menderes'in boynu kırıkken, başını çevirip öpüyorlar. Beli kırıldığında ikiye katlanarak bir itfaiyecinin kucağında taşınan Fatma Girik'in felç olmaması da çok büyük şanstır. Bütün bu korkunç görüntüleri, ders olsun diye öğrencilere seyrettiriyoruz. Kaza anlarında ilk müdahalenin bilinçli kişiler tarafından yapılması çok önemlidir. Kazaya uğrayan kişiyi hiç kıpırdatmamak ve sert zemine uzatmak gerekir. Boyundan alınmış bir darbe varsa, ilk andan itibaren boyunluk takılmalıdır. Bu nedenle, sürücüler arabaların arkasında bir boyunluk bulundurmalıdır. Trafik kazalarında aksi ispat edilenene kadar her hastaya omurga yaralanması varmış gibi davranmak gerekir. Omurilik 35 gramdır. Yani o kadar hassas bir yapıdır ki, yanlış bir müdahalenin geri dönüşü olmaz.

DİK DURMAK ŞART!

* Omuriliği korumak için neler yapmak gerekir?

Omuriliği koruyan şey omurgalardır. Dolayısıyla kemik yapısının korunması çok önemli. Öncelikle duruş düzenlenmeli. Duruş bozukluklarının önlenmesi çok önemli. Yerçekimine karşı, omurilik sinirlerini koruyan en önemli faktör vücudun 'S' şeklinde olmasıdır. Duruşunuz kronik problemlerin ortaya çıkmasında ve bel fıtıklarının oluşmasında çok önemli bir rol oynar. Gerinmek, duruşu düzeltmek adına yapılabilecek çok önemli bir omurga antrenmanıdır. Esneyin, gerinin ve her zaman dik durmayı alışkanlık haline getirin. Çocuklukta oluşan duruş bozuklukları ileride çok önemli problemlere neden olur. Özelikle okul çağı çocuklarında ağır çantaların asimetrik olarak taşınması, ileride büyük sorunlar yaratabilmektedir. Çoçuğunuzun sırt çantasını tek omzuna alarak taşımasını mutlaka önleyin. Otururken belin altının bir yastıkla desteklenmesi, çalışırken masanın yüksek tutulması, eğilerek çalışmanın engellenmesi, araba kullanırken belin altına bir yastık konulması da alınabilecek önlemler arasındadır. Arabalarda ergonomik koltukların, yatak odalarında ortopedik yataklar tercih edilmelidir.

* Omurilikle ilgili sorunlara kök hücre yöntemiyle çözüm bulunabilir mi?

Kök hücreler son dönemde gündeme geldi. Dünyada birçok merkezde çok büyük paralar harcanarak, çok yoğun bir biçimde çalışılıyor. Ancak bugün gelinmiş olan noktada insana uygulanabilir hale getirilmiş bir model yok. Burada kök hücre dediğimiz şey kemik, kıkırdak ya da sinir yapacak bir hücre yapısı verilip bunun sinir yapmasının beklenmesidir. Diyelim ki şansınız yaver gitti ve yöntem sinir oluşumunu sağladı. Ancak bu kez de bunu durduracak bir faktör bulunamıyor. Durmadığı zaman da büyümeye devam edip, tümör oluşumuna yol açıyor. Bununla ilgili dünyada en büyük araştırmayı Tator diye Kanadalı bir profesör yaptı. Araştırmaya 50 yıllık emek veren dünyaca ünlü profesör, "Hastalarım yapılabilecek her şey için hazır ama ben hazır değilim. Çünkü hastalarımı inciltmekten korkuyorum" diyor. O yüzden de şu anda birçok yerde kök hücre yönteminin uygulandığı sanılsa da, aslında bunların hepsi tıbbi, bilimsel ve objektif verilere dayanmayan ameliyatlar. Ortada çok aldatıcı bir tablo var. Tam felç olmayanlarda, sadece kuvvet kaybı olanlarda zamanla zaten bir düzelme bekliyoruz. Bazı hekimler bu tip hastaları, 'Biz kök hücre verdik, onlar da iyileşti" diye lanse ediliyor. Halbuki bu iyileşme zaten normal bir süreç. Tam felç olanlar için ise henüz uygulanabilecek bir tedavi yöntemi yok maalesef.

ÖTENAZİ İSTEMEK HATA!

* Bu hastaların ötenazi istemesi sizce normal mi?

Çok kabul edilebilir bir şey değil. Bu hastaların çoğu genç yaşta denize atlama, trafik kazası geçirme ya da yüksekten düşme gibi nedenlerden omuriliklerini zedeliyor. Bunların önünde uzun bir ömür var. Bu kadar yoğun çalışma ile umuyoruz ki bir süre sonra onlar için yapılabilecek bir şeyler bulunabilir. Pes etmesinler. Erken dönemde omurgayı düzeltici ameliyatların yapılması hiçbir kazanç getirmiyor gibi görülse de, hastanın yatay pozisyondan oturur pozisyona geçmesi ya da elinin iki parmağını fazladan kullanabilmesi, erken dönemde rehabilitasyona başlayabilmesi aslında onun hayat konforlarına katkıda bulunuyor. Bu nedenle hasta felç diye bırakılmamalı. Cerrahi anlamda yapılabilecek ne varsa yapılmalı.


Eğilmekten kaçının!

Omurganızın zarar görmesini ve kalıcı hasarlara maruz kalmasını istemiyorsanız bunlara dikkat etmelisiniz:

* Son bir yıldır sırta masaj yapan ve ortası hareketli özel yataklar üretildi. Bunlar omurgaya çok zararlı. Böyle bir yatak gerçekten olsaydı, zaten hastanelerin fizik tedavi bölümlerinde bulunurdu.

* Bizim berberlerimizin 'boyun kütürdetme' diye bir alışkanlıkları var. Berbere gittiğinizde berber kalfası ya da çırağı omzunuzu ovmaya başlar. Bunların hepsi kıkırdakları ve eklemleri zorlayan ve kireçlenmeyi hızlandırıcı faktörlerdir. Böyle bir şeye ihtiyaç hissediyorsanız, kütürdetme yerine, omuzlarınızı ve boynunuzu sıcak suyla gevşetmeyi deneyin.

AĞIRLIK KALDIRMAYIN

* Masaj, uygulamayı bilmeyen bilinçsiz ellerde çok zararlıdır. Hamamlardaki hareketler boynunuzun kırılmasına yol açabilir. Masaj, sertifikalı masörler tarafından yapılmalıdır.

* Eğilerek değil, oturarak iş yapma alışkanlığı edinmek gerekir. Çamaşır makinesini eğilirek değil, oturarak boşaltın. Mutfakta tezgahın altına eğilmeyin. Çocukları kucağınıza alırken bile eğilmeyin.

* Beş kiloluk bir karpuzu eğilerek kaldırmanız büyük problemlere yol açabilir. Bir kiloluk bir cismi bile eğilerek kaldırmayın. Bir bardak kırıldığında, cam kırıklarını oturarak süpürün. Bu küçük ayrıntılar ileride ameliyat olmanızı gerektirecek durumlara yol açabilir.

YÜZÜN YA DA KOŞUN

* Fazla spor sağlığa zararlıdır. Özellikle gün boyu spor salonlarında ağırlıklarla ileri derecede çalışanlarda, genç yaşlarda büyük omurga problemleri oluştuğunu görüyoruz.

* 40'lı yaşlardan sonra üç spor öneriyoruz. Bunlar yürüyüş, hafif koşma ve yüzme. Yüzme bilmeyenler için suda yürüme de etkili bir spordur. Omzunuza kadar olan suda yürüyün. Bu kaslarınızı çalıştırır ve omurgaya çok faydalıdır.

* Omurga soğuğu sevmez. Kışın havaların soğuması, yazın ise klimalı ortamlarda kalmak kaslarda spazma neden olabilir.

* Ağrı olduğu dönemlerde de sıcak bir küvet ağrıyı geçirmede çok etkilidir. Sıcak su boyun, sırt ve omuz ağrılarına ilaç gibi gelmektedir.


Bilimsel bir tedavi yöntemi ya da ilacı yok

* Omurilik felçli hastaların hayatları bitme noktasına geliyor. Geçtiğimiz günlerde omurilik felçli bir hasta ötenazi talebinde bulunarak, bir gazeteye manşet oldu. Bu hastalar için umut var mı?

Şu anda tüm dünya üzerinde omurilik felçli hastalar için kabul görmüş, bilimsel olarak ispatlanmış bir tedavi yöntemi yok. Hastalık ilk oluştuğu anda bir şey yapılabilir mi diye büyük çalışmalar yapılıyor. NASCIS diye bir çalışma var. Dünyanın en büyük omurilik çalışması. Bu çalışma üç kez yapıldı. İlkinde tedavi için verilecek hiçbir ilacın olmadığı söylendi. İkincisinde ilk 24 saat içinde verilecek kortizonun faydalı olduğu anlaşıldı ve bu tüm dünyada bu uygulanır hale geldi. Ancak üçüncü çalışma bunun bir faydası olmadığını gösterdi. O yüzden dünya üzerinde omurilik yaralanmalarında yapılacak hiçbir şeyin olmadığı görülüyor. Biz hala kortizon veriyoruz çünkü verecek başka bir şey yok. Cerrahi açıdan müdahalenin erken ya da geç yapılması arasında da bir fark bulunamadı. Ama ben yine de erken cerrahi yapıp, kortizon veriyorum çünkü elimizde başka hiçbir şey yok.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber