Bağlı kuruluş daire başkanına fazla ödenen ücret ve tazminatlara ilişkin 34 karar

Sayıştay Temyiz Kurlunun 07/12/2022 tarihli toplantısında görüşülen kararlar Sayıştay internet adresinde yayımlandı. Yayınlanan kararlar arasında Genel Müdürlük Daire Başkanı kadrosunda bulunanlara 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye ekli (II) sayılı Cetvelin (8) inci sırasında yer alan daire başkanları yerine Cetvelin (7) nci sırasında sayılan müstakil daire başkanları için öngörülen ücret ve tazminatların ödendiği gerekçesiyle kamu zararına hükmeden 34 karar var.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 21 Mayıs 2023 00:10, Son Güncelleme : 09 Mayıs 2023 10:03
Bağlı kuruluş daire başkanına fazla ödenen ücret ve tazminatlara ilişkin 34 karar

İşte o kararlardan bir tanesi.

375 sayılı KHK'ya ekli (II) sayılı Cetvelin (8) inci sırasında kimler sayılıyor

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Genel Sekreteri ve Denetleme Kurulu Üyesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi I. Hukuk Müşaviri ve Başkan Yardımcısı, Daire Başkanı, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ve Gelir İdaresi Başkanlığı Grup Başkanları, Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu üyesi, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Proje Grup Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanı, Üniversitelerarası Kurul Genel Sekreteri Din İşleri Yüksek Kurulu Sekreteri

Devlet Personel Başkanlığı ve BÜMKO Görüşleri çelişmiştir

Devlet Personel Başkanlığının görüş yazısında, "Buraya kadar yapılan tespit ve açıklamaların ışığında, Genel Müdürlüğünüzün Merkez Teşkilatında yer alan Daire Başkanlıklarının. müstakil olmayan diğer daire başkanlıkları gibi değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı görülmektedir." değerlendirmesi yapılmış olsa da; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 10 uncu maddesi hükümleri açısından mezkür Başkanlığın görüşü, ücret ve tazminat ödemesine esas alınabilecek bir görüş etkisinde ve niteliğinde değildir. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün görüşü ise hem veriliş tarihi olarak hem de hüküm kurma yetkisi anlamında daha önceliklidir. Bu durumda, ilgili mevzuatında tereddütlü hususları açıklığa kavuşturma hususunda yetkili kılınmayan kamu idaresinin ödemeyle ilgili herhangi bir değerlendirme de yapılmayan görüşüne göre işlem tesis edilmesi açıkça mevzuatına aykırı olup, söz konusu görüş yazısının Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün görüşü yerine tercih edilmesi hukuken isabetli değildir.

Diğer yandan, mevzuatındaki açık hükme rağmen, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 10 uncu maddesindeki uygulamayı yönlendirme hususunda yetkili olmayan bir kamu idaresinin görüşünün esas alınması Kanun koyucunun iradesinin bertaraf edilmesi anlamına da gelecektir. Dolayısıyla 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 10 uncu maddesinin uygulamasını yönlendirme hususunda yetkili kamu idaresi olan Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün konuyla ilgili açık ve net bir görüşü varken, söz konusu mevzuatın uygulaması konusunda yetkili olmayan başka bir idarenin daha genel ve konuyla ilgili net değerlendirmeler içermeyen, yalnızca bu daire başkanlarının müstakil olmayan diğer daire başkanlıkları gibi değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığını ifade eden görüşü dikkate alınarak hatalı ödeme yapılması sorumluların kusurlu olduğunu göstermektedir. Zira sorumlular yetkili kamu idaresi olan Maliye Bakanlığının görüşünü dikkate almayarak mevzuata aykırı bir işlem yapmışlar ve daire başkanı kadrosunda bulunanlara fazla ücret ve tazminat ödeyerek kamu zararına sebebiyet vermişlerdir.


Yılı: 2018
Dairesi :1
Dosya No :48479
Tutanak No:52514
Tutanak Tarihi :7.12.2022

Ücret ve tazminatların fazla ödenmesi

147 sayılı İlamın 1 inci maddesiyle; . Genel Müdürlüğü . Daire Başkanı kadrosunda bulunanlara 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye ekli (II) sayılı Cetvelin (8) inci sırasında yer alan daire başkanları yerine Cetvelin (7) nci sırasında sayılan müstakil daire başkanları için öngörülen ücret ve tazminatların ödendiği gerekçesiyle . TL'nin tazminine hükmedilmiş, bu hüküm 20.10.2021 tarihli 50254 ve 50256 tutanak sayılı Temyiz Kurulu Kararları ile tasdik edilmiştir.
.
İşbu dosyalarla İlamın 1 inci maddesinde sorumlu tutulan ve duruşma talebinde bulunan . (Dosya No: 48479) ve . (Dosya No: 48481) ile aynı konuya ilişkin ilamın farklı maddelerinde sorumlu tutulan ve duruşma talebinde bulunan . (Dosya No: 48471) ve .'a (Dosya No: 48464) 23.11.2022 tarihinde, yine İlamın farklı maddelerinde sorumlu tutulan ve duruşma talebinde bulunan .'ya (Dosya No: 48463) 22.11.2022 tarihinde, .'e (Dosya No: 48570) 29.11.2022 tarihinde duruşma günü bildirilmiş olmasına karşın duruşmaya katılmadıklarından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesi hükmü uyarınca dosya üzerinde ve gıyaplarında, İlamın 1 inci ve 7 nci maddelerinde sorumlu tutulan ve duruşma talebinde bulunan . (Dosya No: 48482) ve aynı konu hakkında farklı ilam maddeleri ile sorumlu tutulan ve duruşma talebinde bulunan sorumlular . (Dosya NO: 48403), . (Dosya No: 48470) ve . (Dosya No: 48478) ile Sayıştay Savcısının sözlü açıklamalarının dinlenmesinden ve dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Karar düzeltilmesine konu olayda . Genel Müdürlüğünde Daire Başkanı kadrosunda bulunanlara 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye ekli (II) sayılı Cetvelin (8) inci sırasında yer alan daire başkanları yerine (7) nci sırasında sayılan müstakil daire başkanları için öngörülen ücret ve tazminatların ödendiği gerekçesiyle tazmin hükmü verilmiş, söz konusu tazmin hükmü Temyiz Kurulu tarafından tasdik edilmiştir.

Sorumlular karar düzeltilmesine ilişkin dilekçelerinde özetle;

Sayıştay ... Dairesinin 2019 yılı Hesabı ile ilgili olarak bu kez lehlerine karar verdiğini, . Daire Başkanlarının müstakil daire başkanı olduğunu, yetkili kamu idaresinden (DPB) alınan görüş üzerine maaş ödendiğini, Muhasebat Genel Müdürlüğünün kendilerini uyarmadığını, bu nedenle kendilerine kusur izafe etmenin mümkün olmadığını, kusur yoksa sorumluluk da olmayacağını ifade etmişlerdir.

Konuyla ilgili 2019 yılında verilen Daire Kararında; söz konusu daire başkanlıklarının müstakil daire başkanlığı olarak kurulduğunu kabul etme imkanı bulunmadığı, bu nedenle . Genel Müdürlüğü bünyesindeki daire başkanlarına müstakil daire başkanlarına ödenmesi öngörülen ücret ve tazminatların ödenmesinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine aykırı olduğu, ancak söz konusu ödemelerin Devlet Personel Başkanlığınca 20.06.2014 tarihinde verilen görüş doğrultusunda yapıldığı, bir kamu zararından söz edebilmek için kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında eksilmeye neden olunması ve mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri ile sorumlular arasında illiyet bağı kurulması gerektiği, ancak ilgililerin bir kamu zararına sebep olmamak için gerekli girişimde bulundukları ve aldıkları görüş doğrultusunda işlem yaptıkları göz önünde bulundurulduğunda, yapılan ödeme nedeniyle sorumluların kasıt, kusur veya ihmallerinden söz edilemeyeceği gibi yapılan işlemle sorumlular arasında illiyet bağı da kurulamayacağı, . Genel Müdürlüğü bünyesindeki daire başkanlarına müstakil daire başkanları için öngörülen zam ve tazminatların ödenmesi nedeniyle kamu zararı oluşmuşsa da yapılan işlemin yetkili bir kamu idaresinin bu konudaki tespit ve değerlendirmesine istinaden yapıldığı anlaşıldığından ödemeyi gerçekleştirenlere sorumluluk atfedilmesine imkan bulunmadığı, ifade edilerek sorguda kamu zararı olarak hesaplanan tutar için bu aşamada ilişilecek husus bulunmadığına hükmedildiği görülmektedir.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında yer alan personelin ücret ve tazminat göstergelerinin yer aldığı ekli (II) sayılı Cetvelin (7) nci sırasında müstakil daire başkanları (Başbakanlık, bakanlık ve müsteşarlıklarda teşkilat kanunlarında hizmet birimi olarak tanımlanmış birimlerde) için ücret ve tazminat göstergeleri belirlenmişken, Cetvelin (8) inci sırasında diğer daire başkanları için ücret ve tazminat göstergeleri belirlenmiştir.

Buna göre, bir daire başkanının ekli (II) sayılı Cetvelin (7) nci sırasında belirlenen ücret ve tazminat göstergelerinden faydalanabilmesi için başbakanlık, bakanlık ve müsteşarlıklarda teşkilat kanunlarında hizmet birimi olarak tanımlanmış birimlerde müstakil daire başkanı olarak görev yapması gerekmektedir.

3046 sayılı Kanun'un mülga 5 inci maddesinde; bakanlıkların, merkez teşkilatı ile ihtiyaca göre kurulan taşra ve yurt dışı teşkilatından ve bağlı ve ilgili kuruluşlardan meydana geldiği ifade edilmiştir.

Aynı Kanun'un mülga 10 uncu ve 11 inci maddelerinde; bağlı kuruluşlar: bakanlığın hizmet ve görev alanına giren ana hizmetleri yürütmek üzere, bakanlığa bağlı olarak özel kanunla kurulan, genel bütçe içinde ayrı bütçeli veya katma bütçeli veya özel bütçeli kuruluşlar; ilgili kuruluşlar ise: özel kanun veya statü ile kurulan, iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müessese ortaklık ve iştirakleri veya özel hukuki, mali ve idari statüye tabi, hizmet bakımından yerinden yönetim kuruluşları şeklinde düzenlenen kuruluşlar şeklinde tanımlanmıştır.

Mülga . Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin "Teşkilat" başlıklı 3 üncü maddesinde; "Bakanlık, merkez ve taşra teşkilatından oluşur." hükmüne yer verilmiş, hizmet birimlerinin sayıldığı 6 ncı maddesinde . Genel Müdürlüğü bakanlık hizmet birimleri arasında sayılmamıştır.

Aynı şekilde 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin "." başlıklı . Bölümü'nün "Teşkilat" başlıklı . inci maddesinde; ". Bakanlığı; merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatından oluşur." hükmüne yer verilmiş, hizmet birimlerinin sayıldığı . uncu maddesinde . Genel Müdürlüğü bakanlık hizmet birimleri arasında sayılmamıştır.

Ancak, önce mülga . sayılı Kanun'da, sonra . sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 478-488 inci maddeleri arasında . Genel Müdürlüğünün . Bakanlığına bağlı, teşkilat yapısı ayrıca düzenlenmiş bir bağlı kuruluş olduğu ifade edilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, bağlı ve ilgili kuruluşlar bakanlıklardan ayrı teşkilat kanunlarıyla kurulan, kendi özel bütçeleri ve farklı statüleri olan kuruluşlardır. Bu kuruluşlar bakanlıkların teşkilat kanunlarında bakanlık bünyesindeki hizmet birimi olarak da tanımlanmamıştır. Dolayısıyla . Bakanlığının bağlı kuruluşu olan . Genel Müdürlüğünün 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de yer alan "Bakanlık" tanımı içerisinde değerlendirilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, 3046 sayılı Kanun'un mülga 16 ncı maddesinde genel müdürlük, müstakil daire başkanlığı, danışma, denetim ve yardımcı birimlerin kurulmasının, kaldırılmasının, görev, yetki ve sorumluluklarının kanunla düzenleneceği; diğer daire başkanlıkları ile şube müdürlüklerinin hizmetin özelliğine göre ilgili bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulacağı veya kaldırılacağı; bağlı kuruluşu ve taşra teşkilatı bulunan veya yürütmekle sorumlu oldukları hizmetler en az üç daire başkanlığı kurulmasını gerektiren ana hizmet birimlerinin genel müdürlük, diğer ana hizmet birimlerinin daire başkanlığı şeklinde teşkilatlandırılabileceği; görev ve hizmetin nitelik ve niceliğine göre en az üç şube müdürlüğü bulunmadıkça daire başkanlığı, en az üç daire başkanlığı bulunmadıkça genel müdürlük kurulamayacağı, ifade edilmiştir.

3046 sayılı Kanun'da ana hizmet birimleri esasında genel müdürlük ile müstakil daire başkanlıklarının kurulmasından ayrı ayrı bahsedilmektedir. Diğer bir ifadeyle kanunlarla kurulan genel müdürlük de müstakil daire başkanlığı da ayrı ayrı kurulan ana hizmet birimleridir. Bu bağlamda, kanunla kurulan genel müdürlükler, bünyesindeki daire başkanlıkları ile beraber tek bir idari yapı/ana hizmet birimi olup, söz konusu daire başkanlıklarının genel müdürlükten müstakil ayrı bir ana hizmet birimi olma hüviyeti bulunmamaktadır. Aynı maddede en az üç daire başkanlığı kurulmasını gerektiren ana hizmet birimlerinin genel müdürlük şeklinde kurulacağı, diğer ana hizmet birimlerinin ise ayrı daire başkanlığı şeklinde kurulabileceği belirtilmiştir. Bu durumda, kanunla en az üç daire başkanlığı temeli üzerine kurulan idari yapı genel müdürlük olup söz konusu genel müdürlüğün müstakil, yani bağımsız daire başkanlıklarından oluştuğunu kabul etmek mümkün değildir. Zira ana hizmet birimi olarak kanunla kurulan idari yapı daire başkanlıkları değil genel müdürlüktür.

. Genel Müdürlüğünün kuruluş mevzuatında (Kanun ya da Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi); Genel Müdürün, Genel Müdürlüğün en üst amiri olduğu ve Genel Müdürlüğü temsil ettiği, bütün iş ve işlemleri Bakana karşı sorumlu olarak yürüttüğü; ayrıca, Genel Müdürlüğün Bakanlığa bağlı bir kuruluş olduğunun belirtildiği gibi kanunla kurulan müstakil daire başkanlıkları ve başkanı için de kendi mevzuatında benzer düzenlemelerin olması gerektiği aşikardır. İster 02.07.2018 tarihli ve . sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bazı maddeleri mülga edilen ve ismi değiştirilen. sayılı . Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'da isterse de 15.07.2018 tarihli ve 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde yer alsın, ana hizmet birimi olarak teşkilatlandırılan. Genel Müdürlüğünün bünyesindeki daire başkanlıkları "müstakil" olma özelliğine sahip değildir. Bu durumda, . Genel Müdürlüğü bünyesindeki daire başkanlıklarını, kanunla müstakil şekilde kurulmuş daire başkanlıkları olarak kabul etmek mümkün görünmemektedir

2019 yılında verilen Daire Kararında belirtilen, söz konusu ödemelerin Devlet Personel Başkanlığının 20.06.2014 tarihli ve 91643598-407.99-3059 sayılı görüşü doğrultusunda yapıldığı, yapılan ödeme nedeniyle sorumluların kasıt kusur veya ihmallerinden söz edilemeyeceği gibi yapılan işlemle sorumlular arasında illiyet bağı da kurulamayacağı hususu ile ilgili olarak;

Temyiz Kuruluna ulaşan bilgi ve belgelerden, . Genel Müdürlüğü tarafından birincisi Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünden, ikincisi Devlet Personel Başkanlığından olmak üzere konuyla ilgili iki ayrı görüş istendiği anlaşılmaktadır.

Devlet Personel Başkanlığının 20.06.2014 tarihli ve 91643598-407.99-3059 sayılı görüş yazısında;

"İlgi yazınız ile Genel Müdürlüğünüzün Merkez Teşkilatı'nda yer alan daire başkanlıklarının, müstakil daire başkanlığı olup olmadığı konusunda tereddüde düşüldüğü belirtilerek, bahsedilen konu hakkında Başkanlığımızın görüş ve değerlendirmesinin bildirilmesi istenilmiştir." denildikten sonra 3046 sayılı Kanun'da yer alan düzenlemelere göre müstakil ve müstakil olmayan daire başkanlıkları örnekler çerçevesinde açıklanmış ve görüşün sonuç kısmında;

"Buraya kadar yapılan tespit ve açıklamaların ışığında, Genel Müdürlüğünüzün Merkez Teşkilatında yer alan Daire Başkanlıklarının, bakanlıkların veya müsteşarlık ve başkanlık şeklinde düzenlenmiş bazı bağlı kuruluşların merkez teşkilatında yer alan (hizmet birimi niteliğindeki genel müdürlüklerinin bünyesinde bulunan ve bu birimlerin genel müdürlerine karşı sorumlu olan) müstakil olmayan diğer daire başkanlıkları gibi değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı görülmektedir." değerlendirmesi yapılmıştır.

Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından verilen 11.06.2012 tarihli B.07.0.21.115517-13 sayılı görüş yazısında ise;
"İlgi yazı ile, Genel Müdürlüğünüzde görev yapmakta olan Daire Başkanlarına uygulanacak ücret ve tazminat göstergelerine ilişkin olarak Bakanlığımız görüşü istenmektedir.
.
Anılan Kararnameye ekli (II) sayılı Cetvelin (7) nci sırasında diğer unvanların yanı sıra 'müstakil daire başkanı (Başbakanlık, bakanlık ve müsteşarlıklarda teşkilat kanunlarında hizmet birimi olarak tanımlanmış birimlerde)' unvanına, (8) inci sırasında ise 'Daire Başkanı' unvanına yer verilmiş ve bunlar için ücret ve tazminat gösterge rakamları belirlenmiştir. Ekli (II) sayılı Cetvelin (7) nci sırasında yer alan 'müstakil daire başkanı' unvanı, parantez içi hükümle sadece 'Başbakanlık, bakanlıklar ve müsteşarlıklarda teşkilat kanunlarında hizmet birimi olarak tanımlanmış birimlerde' görev yapan müstakil daire başkanlarını kapsama alacak şekilde sınırlandırılmıştır. Genel Müdürlüğünüz daire başkanları ise söz konusu parantez içi hüküm kapsamında (Başbakanlık, bakanlıklar ve müsteşarlıklar) bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Genel Müdürlüğünüzün daire başkanlarına anılan Cetvelin (8) inci sırasında yer alan genel 'Daire Başkanı' unvanı dikkate alınarak ödeme yapılması gerekmektedir. ." denilmektedir.

. Genel Müdürlüğüne konuyla ilgili verilen iki ayrı görüş incelendiğinde;

Devlet Personel Başkanlığına ilgili daire başkanlıklarının müstakil daire başkanlığı olup olmadığının sorulduğu, görüş yazısının yalnızca ilgili daire başkanlıklarının müstakil daire başkanlığı olup olmadığına ilişkin değerlendirmeler içerdiği, bu daire başkanlıklarının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye ekli (II) sayılı Cetvele göre hangi sırada değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığı görülmektedir.

Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğüne ise . Genel Müdürlüğündeki daire başkanlarına ödenecek ücret ve tazminatlarla ilgili görüş sorulduğu, görüş yazısında söz konusu daire başkanlıklarına ekli (II) sayılı Cetvelin (8) inci sırasından ödeme yapılması gerektiğine ilişkin net bir cevap verildiği anlaşılmaktadır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 10 uncu maddesinde; bu Kanun Hükmünde Kararname'ye ekli (II) sayılı Cetvelde yer alan unvanlı kadrolarda bulunanlardan aylıklarını 657 sayılı Kanun'a göre almakta olanlara anılan Cetvele göre ücret ve tazminat ödeneceği, bu maddenin uygulamasına ilişkin olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve uygulamayı yönlendirmeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu, hüküm altına alınmıştır.

178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 10 uncu maddesinde; yürürlükte bulunan mevzuatın mali hükümlerinin uygulanmasını yönlendirmek, bu konuda ortaya çıkacak her türlü meseleyi çözmek, tereddütleri gidermek, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 10 uncu maddesi ile 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 10 uncu maddesi birlikte değerlendirildiğinde, ilama konu hususta görüş verme yetkisinin Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünde olduğu anlaşılmaktadır. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından . Genel Müdürlüğünde daire başkanı kadrosunda görev yapanlara 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye ekli (II) sayılı Cetvelin (8) inci sırasında belirtilen oranlar üzerinden ücret ve tazminat ödenmesi gerektiği açık ve net olarak ifade edilmiştir. Devlet Personel Başkanlığının görüşü ise 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye ekli (II) sayılı Cetvelin uygulaması ile ilgili hiçbir değerlendirme içermemektedir.

Devlet Personel Başkanlığının görüş yazısında, "Buraya kadar yapılan tespit ve açıklamaların ışığında, Genel Müdürlüğünüzün Merkez Teşkilatında yer alan Daire Başkanlıklarının. müstakil olmayan diğer daire başkanlıkları gibi değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı görülmektedir." değerlendirmesi yapılmış olsa da; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 10 uncu maddesi hükümleri açısından mezkür Başkanlığın görüşü, ücret ve tazminat ödemesine esas alınabilecek bir görüş etkisinde ve niteliğinde değildir. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün görüşü ise hem veriliş tarihi olarak hem de hüküm kurma yetkisi anlamında daha önceliklidir. Bu durumda, ilgili mevzuatında tereddütlü hususları açıklığa kavuşturma hususunda yetkili kılınmayan kamu idaresinin ödemeyle ilgili herhangi bir değerlendirme de yapılmayan görüşüne göre işlem tesis edilmesi açıkça mevzuatına aykırı olup, söz konusu görüş yazısının Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün görüşü yerine tercih edilmesi hukuken isabetli değildir.

Diğer yandan, mevzuatındaki açık hükme rağmen, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 10 uncu maddesindeki uygulamayı yönlendirme hususunda yetkili olmayan bir kamu idaresinin görüşünün esas alınması Kanun koyucunun iradesinin bertaraf edilmesi anlamına da gelecektir. Dolayısıyla 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 10 uncu maddesinin uygulamasını yönlendirme hususunda yetkili kamu idaresi olan Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün konuyla ilgili açık ve net bir görüşü varken, söz konusu mevzuatın uygulaması konusunda yetkili olmayan başka bir idarenin daha genel ve konuyla ilgili net değerlendirmeler içermeyen, yalnızca bu daire başkanlarının müstakil olmayan diğer daire başkanlıkları gibi değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığını ifade eden görüşü dikkate alınarak hatalı ödeme yapılması sorumluların kusurlu olduğunu göstermektedir. Zira sorumlular yetkili kamu idaresi olan Maliye Bakanlığının görüşünü dikkate almayarak mevzuata aykırı bir işlem yapmışlar ve daire başkanı kadrosunda bulunanlara fazla ücret ve tazminat ödeyerek kamu zararına sebebiyet vermişlerdir.

Sorumlular Muhasebat Genel Müdürlüğünün kendilerini uyarmadığını ve kendilerine bu konuda kusur izafe etmenin mümkün olmadığını söylemişlerse de; mevzuatımızda mezkür Genel Müdürlüğün ödemeler hususunda kamu idarelerini uyarması gerektiği yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır. Mevzuata aykırı yapılan ödemeler ile sorumlular arasındaki bağ ise hem 5018 sayılı Kanun'da hem de 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurulu Kararında düzenlenmiştir.

5018 sayılı Kanun'un 31 inci maddesinde bütçeyle ödenek tahsis edilen her bir harcama biriminin en üst yöneticisinin harcama yetkilisi olduğu ifade edilmiş, 32 nci maddesinde, bütçeden harcama yapılabilmesi harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesine bağlanmış, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun ve diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken işlemlerden harcama yetkililerinin sorumlu oldukları hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanun'un 33 üncü maddesinde, bütçeden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerektiği, bir giderin gerçekleştirilmesinin harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanacağı, gerçekleştirme görevlilerinin harcama talimatı üzerine işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütecekleri, gerçekleştirme görevlilerinin bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumlu oldukları, belirtilmiştir.

İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Ön mali kontrolün kapsamı" başlıklı 10 uncu maddesinde;

"Ön mali kontrol görevi, idarelerin yönetim sorumluluğu çerçevesinde harcama birimleri ve mali hizmetler birimi tarafından yerine getirilir.

Ön mali kontrol harcama birimleri tarafından yapılan kontroller ile mali hizmetler birimi tarafından yapılan kontrollerden oluşur...

Gelir, gider, varlık ve yükümlülüklere ilişkin mali karar ve işlemler, harcama birimleri ve mali hizmetler birimi tarafından idarenin bütçesi, bütçe tertibi, kullanılabilir ödenek tutarı, ayrıntılı harcama veya finansman programları, merkezi yönetim bütçe kanunu ve diğer mali mevzuat hükümlerine uygunluk yönlerinden kontrol edilir. Mali karar ve işlemler harcama birimleri tarafından kaynakların etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılması açısından da kontrol edilir" hükümleri yer almaktadır.

5018 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri ve söz konusu Yönetmelik hükümleri dikkate alındığında; mali karar ve işlemlerin merkezi yönetim bütçe kanunu ve diğer mali mevzuat hükümlerine uygunluk yönünden kontrolü, harcama birimlerine verilen bir sorumluluktur ve bu sorumluluk harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin uhdesindedir. Dolayısıyla yapılan hatalı ödemelerden harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri sorumludur.

147 sayılı İlamın 3 ve 10 uncu maddelerinde harcama Yetkilisi olarak tazmin hükmünden sorumlu tutulan ve 48463 no.lu dosya ile karar düzeltilmesi talebinde bulunan .'nın . Dairesi Başkanı olarak görev yapmakta iken 01.03.2018 tarihli Bakanlık Makamı Oluru ile . Dairesi Başkanı olarak atanması sebebiyle 3 üncü maddedeki ilişikli ödeme emri belgelerinden sadece 28511, 76848 ve 98771 no.lu belgelerde harcama yetkilisi sıfatıyla imzası olduğu, diğerlerinin şahsıyla ilgisi olmadığı, 3 üncü maddenin ilişikli belgelerinin tekrar incelenmesini daha önceki savunmalarında talep etmesine rağmen dikkate alınmadığı iddiası ile ilgili olarak yapılan incelemede; .'nın 147 sayılı İlamın 3 üncü maddesindeki . TL'lik tazmin hükmünün 09.01.2018 tarihli 28511 yevmiye numaralı ödeme emri belgesindeki . TL, 06.02.2018 tarihli 98771 yevmiye numaralı ödeme emri belgesindeki . TL olmak üzere toplam . TL'lik kısmından sorumlu tutulduğu, bu ödeme emri belgelerinde harcama yetkilisi olarak imzası bulunduğu, 76848 yevmiye numaralı ödeme emri belgesinin ise tazmin hükmüne konu olmadığı görülmüştür. Dolayısıyla Daire Kararında bu yönüyle bir hataya rastlanmamıştır.

Bu itibarla, . Genel Müdürlüğü bünyesindeki daire başkanlarına 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı Cetvelin (7) nci sırasında belirtilen oranlar üzerinden ücret ve tazminat ödenmesi sonucu kamu zararına sebebiyet verildiğinden, karar düzeltilmesine ilişkin talebin reddi ile 147 sayılı İlamın 1 inci maddesinde yer alan tazmin hükmünün tasdikine ilişkin 20.11.2021 tarihli 50254 ve 50256 tutanak sayılı Temyiz Kurulu İlamlarının 1 inci maddelerinin DÜZELTİLMESİNE MAHAL OLMADIĞINA, (Üye . ve Üye .'nun aşağıda yazılı karşı oy gerekçelerine karşı) oyçokluğu ile,

Karar verildiği 07.12.2022 tarih ve 52514 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber