Gidişat hiç hoş değil

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 10 Nisan 2008 07:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Gidişat hiç hoş değil

Bazı gazeteciler vardır; güç odakları ile sıkı fıkı ilişki içindedir. Gazeteci aramasa bile onlar arayıp bilgi verirler. Verilen bilgilerin ne kadarı doğru ne kadarı yanlıştır bu bilinmez ama orada bilgi akışı sistemi vardır.

Ben bu tür gazetecilerden değilim. Hiçbir zaman kendimin özel bilgi akışı sistemim olmadı. Bunda benim insanlarla birebir ilişki kurmaktan fazla hoşlanmamamın ve anti-sosyal olmamın da etkisi vardır mutlaka.

Bir de siz uğraşmadan gelen bilgilerin hemen tümünün yanlış ve bir amaca hizmet ettiğini bilirim ve sızma habere hep kuşkuyla bakarım. Bilgi akışı sistemini kurmamamda tabii ki bunun da etkisi var.

Bu sistem olmayınca ben ne yapıyorum? ?Açık istihbarat' olarak nitelendirilecek yayınlanmış haberlere ve gözümüzün önünde olan bitene bakarak sonuçlara varmaya çalışıyorum.

Açık istihbarata dayalı yazıların yanlış olması ihtimali hiç mi yok? Olur mu; tabii ki var ama iddiam, haber sızmasına dayalı yorumlardan, benim yöntemimin çok daha doğru ve samimi olduğudur.

Eğer yazar kendi varsayımlarını ve nelere baktığını da okuyucu ile net olarak paylaşırsa, okuyucu açık istihbarattan yola çıkılarak yapılan analizden çok şey de öğrenebilir.

Yine bu yönteme dayanarak bugün Türkiye'ye bir baktığımızda gidişatın maalesef pek de hoş olmadığını söylemek zorundayız.

Başta, ABD'den kaynaklanan ekonomik krizin tsunami etkisi yakında çok daha ağır vuracak galiba Türkiye'yi.

Siyasi ortamda da büyük kriz var ve bu da çok büyüyecek. Türkiye'nin anarşi durumlarına alışkın bir insan olarak çıkan haberlere bakınca maalesef yakında çok daha vahim gelişmeler beklenebileceğini görüyorum. Bir süredir ortalık geriliyordu, kamplaşmalar oluyordu. Bu ortam provokatörlere çok uygundu. Nitekim onlar da eksik kalmadı, ortaya çıkıverdiler.

Bu tür gelişmelerin evrensel kuralı vardır. Ortamı karıştırmak isteyenler, karışıklıktan medet umanlar yöntemlerini gittikçe tırmandırırlar. Oraya buraya atılan bombalardan, üniversite kampusunda ateş eden korkunç insanın fotoğraflarından sonra provokatörlerin bundan sonraki hedeflerinin ses getirecek suikastlar olduğunu düşünebiliriz.

Geçmişte de böyle olmuş, toplumun saygıyla baktığı bilim adamları, gazeteciler ateş altında kalmışlardır. Zaten Türkiye'de verilmekte olan savaşın taraflarından bir tanesinin çok eskiden beri silahlı eylem hazırlığında bulunduğu da gazete haberi oldu.

Zayıflamış olan ekonomisi tsunami dalgasını beklemekte olan Türkiye'nin bu sertleşme ortamını kaldıracak gücü yok.

Açık istihbarattan yola çıkan yorumlar konusunda usta olan Fehmi Koru dünkü yazısını Bülent Ecevit'e hastanede yapıldığı iddia edilen muameleyi çağrıştıracak biçimde, İlhan Selçuk'a da Amerikan Hastanesi'nde iyi bakıldığını umduğunu söyleyerek bitirdi.

Koru'nun bu ülkede suikast olasılığının da tartışıldığı dünkü yazısı bu konuyu düşünmekte olduğumdan bana çok çarpıcı geldi. (Burada bir not: Koru'nun özel bir bilgiye sahip olduğunu ima etmiyorum. Ne ben ne de Koru açık istihbarattan başka bir kaynağa dayanmıyoruz. Kendimden eminim, onun da öyle olduğunu sanıyorum. İyi gazeteci biraz da komplocu kafaya sahip olup bu tür şeyleri düşünmekle yükümlüdür zaten).

İnsan, ?bazıları kendi ülkesine nasıl bu kadar kötülük yapmayı göze alabilir ki' diye düşünüyor ama bunun cevabı yok. Ne Türkiye'de ne de başka ülkelerde bu sorunun cevabı hiç bulunamamış.

Bunlar oluyor, bu insanlar var. İşte o nedenle bazı ülkeler çöküyor veya intihar edebiliyorlar.

Bu ortamda Başbakan ve CHP liderine ?oturun, konuşun ve tehlikeye birlikte el atın' demek ütopik ve hatta aptalca da gelebilir ama başka çaremiz kalmadı.

Buradan Sayın Baykal'a istirham ediyorum; ne olur Başbakan'ın bu yolda verdiği bazı işaretlere rağbet etsin. Onun samimiyetine inansa da inanmasa da bu adımın atılması ülke için kaçınılmaz. Milyonlarca insanın kaderi buna bağlı. İki tarafın samimiyet testi kriterleriyle vakit kaybedemeyiz.

Bu sefer çöküş olursa bunun altında başta Erdoğan ve Baykal ile birlikte milyonlarca insan da kalacak.

Serdar TURGUT

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber