Memurlara Disiplin Cezası Niteliğinde Olmayan Yazılı İkaz Verilebilir mi?

657 sayılı Kanun ve yargı kararları dikkate alındığında memurlara disiplin cezası niteliğinde olmayan "yazılı ikaz" verilemeyeceği değerlendirilmiştir.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 16 Aralık 2023 14:00, Son Güncelleme : 14 Aralık 2023 13:50
Memurlara Disiplin Cezası Niteliğinde Olmayan Yazılı İkaz Verilebilir mi?

657 sayılı Kanunun "disiplin amiri ve disiplin cezaları" başlıklı 124'üncü maddesine göre; kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125'inci maddede sıralanan disiplin cezalarından birisinin verileceği; "disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller" başlıklı 125'inci maddesine göre; Devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma olduğu düzenlenmiştir.

Devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları 657 sayılı Kanunda düzenlenmiş olup, anılan Kanunda yazılı olarak uyarılma şeklinde bir disiplin cezası veya bir müeyyide bulunmamaktadır. Dolayısıyla memurun sicil dosyasına girecek olan yazılı ikaz işlemi, gelecekte memur hakkında tesis edilebilecek yükselme ve terfi işlemlerinde kriter olarak dikkate alınabilecektir.

Konu hakkında, Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdare Dava Dairesinin (T:22.09.2021, E:2021/1673, K:2021/1371) onama kararı bulunmaktadır. Onama kararında, devlet memurlarına verilecek disiplin cezalarının tek tek sayıldığı ve dolayısıyla bu cezaların dışında herhangi bir disiplin cezasının verilemeyeceği gibi kanunda öngörülmemiş olan yeni bir yaptırım türü oluşturulamayacağı ve bu nedenle verilen yazılı ikaza ilişkin işlemin mevzuata ve hukuka uygun olmadığı şeklinde hüküm tesis ettirilmiştir.

Danıştay Onikinci Dairenin bir kararında (Esas: 2020/5194, Karar: 2021/991, Tarih: 25.02.2021); İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 23/06/2016 tarihli ve E:2013/194, K:2016/4153 sayılı bozma kararına uyularak; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin düzenlendiği, anılan maddenin (A) bendinde, "uyarma" cezasının, "memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir." şeklinde tanımlanarak en alt ceza olarak öngörüldüğü, en alt cezanın uygulanamayacağı hallerde "cezai mahiyette olmamak üzere yazı ile ikaz edilmeye" dair bir düzenlemeye yer verilmediği görüldüğünden, davacı hakkında isnat edilen fiiller nedeniyle "yazı ile ikaz" şeklinde işlem tesis edilmesine hukuken olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

Danıştay Onikinci Dairenin bir kararında (Esas: 2012/9161, Karar: 2016/1578, Tarih: 23.03.2016); davacının tutum ve davranışlarında gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerektiği hususunun bildirilmesine ilişkin işlemler, her ne kadar kamu görevlilerinin disiplin cezaları dışında ve disiplin cezası niteliği taşımayan bir biçimde yazılı olarak ikaz edilmelerine imkan tanıyan bir düzenleme bulunmaması nedeniyle disiplin cezası niteliği taşımasa da, davanın özlük dosyasında bulunan bu işlemin davalı idarenin davacı hakkında takdir yetkisini kullanacağı çeşitli işlemlerde dikkate alınabilecek olması karşısında, davacının hukuki durumunu etkileyebileceği ve bu nedenle de idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemler niteliğinde olduğu açıktır.

Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru ile ilgili verdiği bir kararda (Karar Tarihi: 06.03.2019, Başvuru Numarası: 2015/2947, Resmi Gazete Yayım Tarihi: 27.03.2019, Resmi Gazete Sayısı: 30727); bir kamu görevlisinin herhangi bir fiil veya davranışından dolayı disiplin cezası niteliği taşımayan bir şekilde yazılı olarak ikaz edilmesine ilişkin işlemlerin icrailik niteliğini haiz olduğu değerlendirilerek idari davaya konu edilebileceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla somut olayda başvurucunun yazılı olarak ikaz edilmesiyle ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale bulunulduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ancak, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddia anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.

Dönemin DPB vermiş olduğu bir görüş yazısında (04.06.2012-98979); dikkat çekme kararının bir disiplin cezası olmadığı ve bu tür kurum içi idari kararlar (özlük dosyasından silinip silinemeyeceği) hakkında yapılacak işlemlerin kurumların takdirinde olduğu değerlendirilmiştir.

Sonuç olarak; kamu gücü ve erkinin, üçüncü kişiler üzerinde, ayrıca bir başka işlemin varlığı gerekmeksizin, doğrudan doğruya hukuki sonuç doğuran ve etkisini gösteren işlemler, yürütülebilir nitelikte işlemler olarak kabul edildiğinde, memura verilen yazılı ikaz/uyarı/dikkatinin çekilmesi de bu minvalde değerlendirildiğinden ötürü memurlara disiplin cezası niteliğinde olmayan yazılı ikaz verilmesinin hukuka ve kanuna aykırı olduğu değerlendirilmektedir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber