Bölgesel kan bankaları kuruluyor

Haber Giriş : 16 Ekim 2004 17:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünüvar, Avusturya Hükümeti ile işbirliği kapsamında Türkiye'de Bölgesel Kan Bankaları açacaklarını söyledi. Ünüvar, bölge kan bankalarının donör (verici) eğitimi, donör kaydı ve kan toplanması gibi görevler yapacağını belirterek, "Bu sistem sağlıklı çalışmaya başladığı zaman insanlarımız zoraki kan bağışından kurtulacaklar. Ancak bunun sağlanabilmesi için nüfusumuzun yüzde 5'inin gönüllü kan bağışçısı olması gerekecek" dedi.
Müsteşar Ünüvar, gazetecilere yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) ülkelerin ulusal kan politikalarını belirlerken güvenli ve yeterli kanın temini konularına dikkat edilmesi önerisinde bulunduğunu hatırlattı. Avrupa Birliği'nin (AB) de üye ülkelerden ulusal kan politikalarını bu yönde oluşturmalarını istediğini vurgulayan Ünüvar, güvenli kan teminin bütün dünyanın sorunu olduğunu kaydetti. Kanın yerini tam olarak tutacak bir maddenin bulunmadığını anlatan Ünüvar, "Bu durumda kan güvenliğini sağlamak için en önemli unsur kan bağışçısının sağlıklı olduğunun bilinmesidir" diye konuştu.

Kan güvenliği için bütün dünyada 'Donör sorgulama formlarının kullanıldığını belirten Ünüvar, şunları söyledi: "Bu formlarda donörün enfeksiyöz bir ajan taşıma potansiyeli değerlendirmek için hazırlanmış sorular ile donorün riskli olup olmadığı belirlenir. Ancak maalesef ülkemizde bu formlar yeterince uygun kullanılmamaktadır. Kan bankalarımızın çoğu kanı toplamak için ek gayret sarfetmemekte, bunun yerine karı almak için geleni zoraki donör olarak kullanmak suretiyle kan temini yoluna gitmektedir. Bu durum kanıksanır olmuş ve vatandaşlar herhangi bir kan bankasına kan temin amacıyla başvurduklarında istedikleri torba adedi kadar bağışçıyı da yanlarında götürmeye başlamışlardır. Hedefi biran önce kan verip hastasına kan götürmek olan donör adayı, formları çoğu zaman özensiz doldurmakta, hatta bazı kan merkezlerinde önceden doldurulmuş formlar masa üzerinde bulunabilmektedir. HIV açısından şanslı ancak Hepatit B açısından riskli toplumumuzda transfüzyona bağlı maalesef azımsanmayacak sayıda Hepatit B geçişi olduğu düşünülmektedir."

Bu olumsuz tablonun bir an önce değişmesi gerektiğini vurgulayan Müsteşar Ünüvar, ilk hedeflerini zoraki kan bağışının ortadan kaldırılması olduğunu söyledi. Ünüvar, bunun için kan merkezinde yeteri kadar kanın bulunması, kanın temini için de merkezin donöre gitmesi, onu kayıt etmesi, kan sağlığı ve güvenliği konularında eğitmeli ve düzenli olarak kan bağışına davet etmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye'de Kızılay dışındaki kan merkezlerinin buna yönelik olarak yapılanmadığını ifade eden Ünüvar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mobil kan toplama araçları, uygun eğitilmiş personel ve yurt çapında bir eğitim seferberliği gerekmekte, toplanan kanların güvenlik testlerinin doğrulanması için referans laboratuarlar oluşturularak, mikrobiyolojik testlerin kalite güvencesi kontrol altına alınmalıdır. Bakanlığımız bu amaçla çalışmak üzere Bölgesel Kan Bankalarının açılmasına öncelik vermektedir. Bu bankalar donör eğitimi, donör kaydı, kan toplanması fonksiyonlarına yönelik olarak çalışacak, topladığı kanı hizmet bölgesindeki kurumlara dağıtacaktır. Bu sistem sağlıklı çalışmaya başladığı an insanlarımız zoraki kan bağışından kurtulacaklar ama nüfusumuzun yüzde 5 kadarının da gönüllü kan bağışçısı olmaları gerekecektir. Yardımsever, fedakar vatandaşlarımızın donör olacaklarından şüphe etmemekteyiz. Halen yürütmekte olduğumuz Avusturya Hükümeti ile ikili işbirliği kapsamında gelişen proje ve buna alternatif olarak Bakanlığımıza sunulan projeler bu hedefi gerçekleştirme hedefimize güç katmaktadır. Ancak bu projelerin sonuçlandırılmaması halinde de yeni hazırlanmakta olan kan mevzuatı ışığında ülkemizin kan politikasının kilit unsurlarından birisi Bölge Kan Bankası olacaktır."

Türkiye'de yılda yaklaşık iki milyon ünite kan kullanıldığını hatırlatan Müsteşar Ünüvar, "Taşıyabileceği riskler nedeniyle kanın kullanımında hedef, gereken komponentin kullanılarak mümkün olduğunca tam kan kullanımından kaçınmaktır. Ülkemizde maalesef tam kan kullanım oranı yüksektir. Toplanan kanların yaklaşık yansı tam kan olarak tüketilmektedir. Bu konuda da bir eğitim seferberliği başlatılarak özellikle hekimlerin doğru kan kullanımına yönelik eğitimleri sağlanacaktır" şeklinde konuştu.
Mynet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber