Uzmanlar kavurucu sıcaklara karşı uyarıyor

Haber Giriş : 19 Mayıs 2008 22:23, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

-Uzmanlar özellikle kalp ve astım hastalarını hissedilmeye başlayan kavurucu sıcaklara karşı uyardı. Hacettepe Üniversitesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhan Özmen özellikle kalp hastalarının yediklerine özen göstererek, öğlen gibi günün sıcak saatlerinde dışarı çıkmamalarını önerdi.

-İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ise, sıcak sendromlarının, organizmanın henüz sıcaklara uyum sağlayamadığı, sıcak dalgasının ilk günlerinde daha fazla görüldüğünü ve daha tehlikeli olduğunu bildirdi.

ANKARA (ANKA) - Uzmanlar özellikle kalp ve astım hastalarını hissedilmeye başlayan kavurucu sıcaklara karşı uyardı. Hacettepe Üniversitesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhan Özmen özellikle kalp hastalarının yediklerine özen göstererek, öğlen gibi günün sıcak saatlerinde dışarı çıkmamalarını önerdi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ise, kavurucu sıcakların astım hastaları içinde risk oluşturduğunu söyleyerek ?Sıcaklık sendromları, özellikle sıcak dalgasının ilk günlerinde daha fazla görülür ve daha tehlikelidir? dedi.

Hacettepe Üniversitesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhan Özmen ANKA'ya yaptığı açıklamada, sıcaklık artışlarıyla birlikte yiyeceklere de dikkat edilmesi gerektiğine işaret etti. Prof. Dr. Özmen, ağır, hazmı güç gıdalar yerine meyve sebze ağırlıklı gıdaların tüketilmesi gerektiğinin altını çizdi. Özellikle yaşlıların ve kalp hastalarının sıcak havalara dikkat etmesinin önemli olduğunu bildiren Prof. Dr. Özmen, ?Bol sıvı tüketilmeli. Kıyafet seçimi de önemli. Açık renk ve pamuklu giysiler seçilmeli. Ayrıca öğle saatleri gibi günün sıcak saatlerinde kalp hastaları mümkünse dışarı çıkmamalı? dedi.

-SICAK SENDROMLARI SICAK DALGASININ İLK GÜNLERİNDE DAHA TEHLİKELİ-

Kavurucu sıcakların kendini hissettirmesiyle riskli bir başka grup olan astım hastalarına uyarıda bulunan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ise, sıcaklığın 32 derece, nemin ise yüzde 60'ın üzerinde olduğu durumlarda görülen sıcaklık sendromlarının yaşlılarda, damar setliği ve kalp yetersizliği olanlarda, şeker hastalarında, alkoliklerde ve idrar söktürücü ilaç kullananlarda daha sık rastlandığını söyledi. Prof. Dr. Küçükusta, ?Sıcak sendromları, organizmanın henüz sıcaklara uyum sağlayamadığı, sıcak dalgasının ilk günlerinde daha fazla görülür ve daha tehlikelidir? dedi. Prof. Dr. Küçükusta, sıcak sendromlarının ağırlık sırasına göre sıcak krampları, sıcak bitkinliği ve sıcak çarpması şeklinde sıralanabileceğini; ancak bunların çoğu zaman birbiri içine karışmış olarak görüldüğünü de söyledi. Sıcak kramplarının çok kullanıldığı için kol, bacak ve karın kaslarında daha sık görüldüğünü bildiren Küçükusta şunları söyledi:

?Kramplar, kısa fakat tekrarlayıcı ve can yakıcıdır. Vücut ısısı normaldir ve hasta normal veya fazla miktarda terleyebilir. Sıcakta yapılan efordan sonra dinlenmeye geçildiği zaman başlar. Soğuk bir duş da krampların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu krampların nedeni, terleme ile kaybedilen su ve tuzun sadece su içilerek karşılanmasıdır. Ağır kramplar kas hasarlarına neden olabilir. Hastanın serin yerde istirahat etmesiyle kramplar hafifleyebilir. Bu şekilde düzelmeyenlere, tuzlu su içirilmeli veya damar yoluyla tuzlu serumlar verilmelidir.?

-SICAK BİTKİNLİĞİ VE SICAK ÇARPMASINA DİKKAT-

Prof. Dr. Küçükusta, sıcak sendromlarında sıcak bitkinliği ve sıcak çarpmasına dikkat edilmesi gerektiğini de vurguladı. Prof. Dr. Küçükusta, sıcak çarpmasının sıcak sendromlarının en çok rastlanan türü olduğunu ifade ederek ?Sıcağa üç günden fazla maruz kalanlarda daha sık görülür. Belirtilerin nedeni, kalp damar sisteminin aşırı sıcaklara yeterli cevap verememesinden kaynaklanır. Vücut ısısı genellikle yükselmiştir. Başlıca belirtileri, aşırı susama hissi, yorgunluk, baş ağrısı ve baş dönmesi, kas krampları halsizlik, sinirlilik ve konsantrasyon bozukluğudur. Vücut ısısı 39˚ C'a kadar çıkabilir? dedi. Hastaların bitkin bir görünümleri olduğunu da belirten Prof. Dr. Küçükusta şunları söyledi:

?Bu durumlarda hasta derhal serin bir yere alınır ve yatar durumda tutulur. Tedavi belirtilerin ve bulguların ağırlığına göre düzenlenir. Böbrek fonksiyonları normal olduğu için, tuzlu serumlar verilebilir. Kesin istirahat şarttır. Bu önlemlere rağmen ateşleri yükselmekte olan hastaların derhal hastaneye kaldırılmaları gerekir.?

Sıcak çarpmasının ise, acil tedavisi gereken, çok ciddi, yaşamı tehdit eden bir tablo olduğunu bildiren Prof. Dr. Küçükusta, ?Nedeni, vücudumuzdaki ısı düzenleyen sistemin, organizmanın yeterli ısı kaybını sağlayamaması sonucu vücut ısısının 41˚C üzerine çıkmasıdır. Bir çok hayati organın fonksiyonları bozulabilir. Ani olarak ortaya çıkan baş ağrısı, baş dönmesi, konuşma bozukluğu, baygınlık, hayal görme, havale ve komaya kadar giden merkezi sinir sistemi belirtileri ile başlar? dedi. Küçükusta, sıcak çarpması anında yapılması gereknelri ise şöyle sıraladı:

?Bu konuda yapılan tehlikeli yanlışlardan biri, şuuru kapalı olan bir hastaya sıvı içirilmeye çalışılması ve soğutulmaya başlanmakta gecikilmesidir. Hasta hemen gölge bir yere alınmalı ve elbiseleri tamamen çıkarılmalıdır. Vücut yüzeyi ıslatılmalıdır. Bir taraftan da hasta vantilatörle hava verilerek suyun buharlaşması sağlanmalıdır. Bunlar, hemen uygulandığında bazı hastaların kendilerine gelmeleri mümkündür. Hastalar, air-conditionlu ambulanslarla en kısa zamanda bir hastaneye ulaştırılmalıdır.Soğutma işlemine hastane koşullarında buz-su banyolarında devam edilmelidir. Bu hastalar yoğun bakım ünitelerinde takip ve tedavi edilmelidir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber