Bursa'ya vakıf üniversitesi

Haber Giriş : 01 Aralık 2004 17:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Uludağ Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, Bursa'nın ikinci bir üniversiteye ihtiyacı olduğunu belirterek, iş adamlarının kuracağı bir vakıf üniversitesinin çok yerinde olacağını söyledi.

Rektör Mustafa Yurtkuran, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez'in daveti üzerine, önceki akşam yapılan BTSO meclis toplantısında, vakıf üniversitelerinin kuruluşu, sorumlulukları ve hedefleri konusunda bilgi verdi. Yurtkuran, Bursa'nın Ankara yolu üzerinde ikinci bir devlet üniversitesine ihtiyacı olduğunu, bunu daha önce defalarca dile getirdiğini, ancak şu anda hükümetin gündeminde böyle bir program olmadığını hatırlatarak, Ticaret ve Sanayi Odası'nın Bursa'ya bir vakıf üniversitesi kazandırma düşüncesinin çok yerinde olduğunu söyledi. Türkiye'de öğrencilerin yüzde 97'sinin devlet üniversitelerinde yüzde 3'ünün de vakıf üniversitelerinde öğretim gördüğüne işaret eden Yurtkuran, Bursa'da kurulması düşünülen vakıf üniversitesinin de yüzde 3'lük dilimden öğrenciye hitap edeceğini belirtti. Üniversite sınavını kazanacak kadar puan alıp da Uludağ Üniversitesi'ni tercih eden öğrencilerin zaten açıkta kalmadığını, kalanların da meslek yüksekokullarına kendi alanlarında sınavsız olarak girebildiğini kaydeden Yurtkuran, "Uludağ Üniversitesi'ne devlet bugüne kadar 3.5 katrilyon yatırım yaptı ve halen 44 bin öğrenciye eğitim veriyoruz. Kapasitemiz her yıl da artıyor. Bursa'da eğer bir vakıf üniversitesi kurulacaksa, mutlaka bir boşluğu doldurmalıdır" dedi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın "Nasıl bir üniversite, kimin için üniversite?" sorusunu çok iyi tartışması gerektiğinin altını çizen Yurtkuran, "Önünüzde iki yol bulunuyor. Birincisi, üniversiteyi kazanma puanı alamayan, bilgi birikimi, çalışkanlığı alt düzeyde olan öğrenciye hitap ederek Türk yüksek öğretimine böyle bir katkıda bulunmak. Ki bu çok onurlu bir görevdir. BTSO gibi bir kuruluş, böyle 4-5 tane üniversite açabilecek kapasitededir. İkinci seçenek de, yüksek öğretimde var olan bir boşluğu dolduran, mekatronik gibi, yani bizim kurma imkanımız olmayan, teknoloji ve finans yönetimi gibi Bursa'nın ve Türkiye'nin geleceğinde çok ihtiyacı olacak alanlara hitap eden bir üniversite kurmaktır. Bana kalırsa, kurulacaksa mutlaka böyle kurulmalıdır. Globalleşmekte olan dünyada Bursa'nın, Türkiye'nin ihtiyacı olan elemanı iyi tarif etmemiz lazım. Çünkü uluslararası ticarette yeni oluşmakta olan modellere uygun eleman yetiştirmemiz lazım" diye konuştu.

Vakıf üniversitesinin işleyişi, sorumlulukları hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, şöyle konuştu:

"Vakıf yönetimi mütevelli heyeti oluşturuyor. Vakıf, tüm mal varlığını tapularıyla üniversiteye devrediyor ve giderlerinin yüzde 20'sini karşılamayı taahhüt ediyor. Kuruluş kanunu Resmi Gazete'de yayınlandığı gün tüzel kişilik kazanılıyor. Eğer iddialı bir üniversite olmasını istiyorsanız, her yıl en az 100 bin doları gözden çıkarmanız gerekir. Bizim 200 milyon dolarlık bütçemiz var ve bunun 100 milyon dolarını devlet veriyor, 100'ünü kendi özkaynaklarımızdan karşılıyoruz. Devlet kadar veremeseniz de en az 50 milyon dolar vermek zorundasınız. Ayrıca, devlet, vakıf üniversitelerinin hem ekonomik, hem de siyasi olarak çizgisinin dışına çıkmasını da yasayla önlemiştir. Bunlara uymazsanız, bir yıl uyarıyor, sonra da öğrencisiyle ve malvarlığıyla birlikte en yakın üniversiteye devrediyor. Bizler, vakıf üniversitesini kar amacı gütmeden kuracağız, masraflarının yüzde 20'sini her yıl ödemeyi taahhüt edeceğiz, yaptığımız tüm binaları kurduğumuz vakıf üniversitesine devredeceğiz, vakıf üniversitesi eğer çizgiden çıkarsa kapatılacağını ve mal varlığının tamamının o kentteki başka bir devlet üniversitesine devredileceğini baştan kabul edeceğiz, tüm bunlara da kalitesi düşük öğrenciyi alarak yüksek kalitede eğitim vermek için katlanacağız diyebilirsiniz. Bu gerçekten devlet millet için onurlu bir hizmettir. Çünkü 1.5 milyon öğrencimiz kapıda bekliyor. Ancak buradan mezun olacak öğrencilerin yarın sizde çalışacak, başarılı olacak kişiler olmayacağını da baştan kabul etmeniz gerekir. Benim düşüncemi sorarsanız, BTSO gibi bir kuruluş, boşluk dolduran ve Türkiye'nin gelecekte ihtiyacı olan elemanları yetiştiren iddialı bir vakıf üniversitesi kurmalıdır. Böylesini tercih ederseniz, size her türlü desteği vermeye hazırım."

iha

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber