İbrahim Şahin Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi
İbrahim Şahin tekrar cezaevine götürüldü
İstanbul - "Ergenekon" soruşturması kapsamında tutuklanan eski Özel Hareket Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, hastanedeki işitme testi ve tetkiklerin ardından yeniden cezaevine götürüldü.
Kulağındaki rahatsızlık nedeniyle geniş güvenlik önlemleri altında Marmara Üniversitesi Hastanesine getirilen İbrahim Şahin'e, Odyoloji Servisi'nde işitme testi uygulandı.
Daha sonra Dahiliye Servisi'nde rahatsızlığına ilişkin bazı tetkiklere de tabi tutulan Şahin, hastanedeki işlemlerinin ardından yeniden cezaevine götürüldü.
"Ergenekon" soruşturması kapsamında tutuklanan "Susurluk" davası hükümlüsü ve eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin'in avukatı Rukiye Kibar, müvekkilinin kulağındaki rahatsızlık nedeniyle Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildiğini bildirdi.
Kibar, Beşiktaş'daki İstanbul Adliyesi'nde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 2 gün önce demans (bunama) hastalığı nedeniyle Şişli Etfal Hastanesi'ne getirilen İbrahim Şahin'in, bugün de kulağındaki rahatsızlık nedeniyle Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildiğini belirterek, müvekkilinin Adli Tıp Kurumu'na sevkini de isteyeceklerini söyledi. Şahin'in demans nedeniyle fiili ehliyetinin bulunmadığını öne süren Kibar, bu nedenle Adli Tıp Kurumu'ndan rapor isteyeceklerini belirtti.
Avukat Rukiye Kibar, Şahin'in bu durumu nedeniyle daha önce verdiği ifadelerin de geçersiz olduğunu iddia etti.
Kibar ayrıca, İbrahim Şahin'e ait olduğu iddia edilen ve bir gazetenin 11 ve 12 şubat 2009 tarihli nüshalarında yayımlanan ifadeleri kendisinin vermediğini savundu.
Kibar, "İfade tutanaklarının imzalı nüshası avukatı olarak benim bile elimde değildir. Savcılık tarafından gizlilik gerekçesiyle verilmemiştir. Müvekkilim kendisine ait olduğu öne sürülen bu ifade tutanaklarını da yalanlamaktadır" dedi. Rukiye Kibar, "terör örgütleriyle hiçbir şekilde irtibatı olmayacak İbrahim Şahin'in üzerinden rahatsızlığını da fırsat bilerek tertip kurulduğunu ve davanın Susurluk hadisesine indirgenerek, gerçek suçluların gizlenmeye çalışıldığını" da öne sürdü.