Erdoğan: Kapalı kapılar ardında gizli bir anlaşma yapmadık

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 03 Haziran 2009 12:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Erdoğan, partisine "AKP" denmesine sert tepki gösterdi. Erdoğan, partisinin ismini AKP olarak kısaltanları edep dışı davranmakla suçlayarak ?Onlara saygımız yok? dedi.

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Belde Belediye Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kısaltılmış adının ''AK Parti'' olduğunu, ''AKP'' olmadığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, ''AKP diyenler ne yazık ki demokratik noktadaki etik kurallara uymadan, siyasi etiği hiçe sayarak bunu edep dışı söylemektedirler. Bu kadar açık ve ağır söylüyorum.

Çünkü bizim Yargıtay Başsavcılığı'nda olan kısaltılmış adamız AK Parti'dir. Herkes bunu böyle yazmaya mecburdur. Böyle yazmıyorsa bu edebe, adaba sığmaz. Benim yasal olarak kısaltılmış adım neyse onu söylemeye mecbursun.

O zaman iftira atıyorsun. Bizi olmadığımız şekilde gösteriyorsun. Olmadığımız bir isimle anmaya çalışıyorsun. Şüphesiz ki tabii bizim onlara saygımız olmaz.?


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, mayınlı arazilerin temizlenmesine yönelik tartışmaları değerlendirirken, ''Siyasetin, ülkede bu kadar ucuzlatılmadığını, Türkiye'de siyasetin üslubunun hiç bu kadar aşağılara çekilmediğini'' söyledi.

Erdoğan, ''TBMM kürsüsünü, işgal edecek kadar, işgalcilerin oluştuğu bir Meclis olmamıştı ama şimdi bu da var'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Altınpark ANFA Salonu'nda düzenlenen AK Partili belde belediye başkanları toplantısında yaptığı konuşmada mayınlı arazilerin temizlenmesine yönelik tartışmalara değindi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

''Açık söylüyorum. Siyaset, ülkemizde bu kadar ucuzlatılmamış, Türkiye'de siyasetin üslubu hiç bu kadar aşağılara çekilmemişti.

TBMM kürsüsünü, işgal edecek kadar, işgalcilerin oluştuğu bir meclis olmamıştı. Ama şimdi bu da var. Çünkü, düşüncelerinin, dillerinin yetmediği yerde, fikir dünyalarının yetmediği yerde, Meclis'in kürsüsü işgal etmeye yönelecek kadar bunlar kavgacı ruha, işgalci ruha sahipler.

Yapacağınız bir şey varsa, zaten bütün muhalefet partileri olarak, sadece muhalefet yapıyorsunuz, iktidardan daha fazla konuşuyorsunuz. Kürsüye gelirsin konuşursun, gidip de kürsüyü niye işgal ediyorsun. Bunu demokraside yeri var mı? Ha var... Geri kalmış ülkelerde tepetaklak masaların üzerinde birbiriyle vuruşanlar var ama biz bunları görmek istemiyoruz, bunları yaşamak istemiyoruz. Dedim ya bunların zihinleri mayınlı, zihinleri... Mesele burada.

Çözüme yönelik bir tek cümleleri yok. Sadece ve sadece paranoyalarını dile getiriyorlar.''

***

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin olarak halka seslenerek, ''Sevgili halkım; şunu biliniz, biz asla bilerek, hiçbir zaman bu güne kadar, sizin bir kuruşunuzu zayi etmedik, bundan sonra da etmeyiz'' dedi.

Erdoğan, ANFA'da düzenlenen AK Parti'li belde belediye başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, mayınlı arazilerin temizlenmesine yönelik tartışmalara değindi.

AK Parti'nin önceki dört seçimde olduğu gibi son seçimden de birinci parti olarak çıkmayı başardığını kaydeden Erdoğan, ancak bunun muhalefeti hırçınlaştırdığını söyledi.

Kendilerinin, ''Her konuda yapıcı bir tutum izlerken, toplumsal mutabakatı en üst seviyede muhafaza etmenin gayreti içindeyken, muhalefetin; ayrıştırmaya, farklılaştırmaya gayret sarf ettiğini'' ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin hangi meselesini gündeme taşısalar, hangi sorununu çözmek için adım atsalar, ''Sert, provokatif, hırçın, kuru hamasetle yüklü bir muhalefet ile karşı karşıya kaldıkları'' görüşünü dile getirdi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu hırçınlık kimi zaman basiretlerini de bağlıyor, dedikoduyla, iftira ile yalanla üzerimize geliyorlar. En son Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi meselesinde olanları hepiniz izlediniz, izliyorsunuz. Biz dedik ki; 'Suriye sınırımızdaki mayınları temizleyelim, bu alanı ülkemize kazandıralım, tarıma açalım, Türkiye'ye toprak kazandıralım. Bu toprakları bereketlendirelim, yıllar boyunca atıl kalan bu toprakları, Türkiye ekonomisine, Türkiye tarımına kazandıralım'. Bakıyorsunuz bir gurup çıkıyor diyor; 'İşte kalkacak İsrail'e verecek', bir gurup çıkıyor diyor ki 'Efendim işte sadece ekonomi düşünülerek, değmez, niçin bu yapılıyor?'.

Bir defa nereden çıkardınız böyle bir şeyi, benim ülkemin, tüm topraklarını, ülkeme kazandırmaktan daha önemli ne olabilir? Bir iktidarın görevi bu değil mi? Biz dağ taş, ne yapacak yapacak bunları ekonomimize kazandırmanın gayreti içinde olduk. Toprak kadar önemli şey olabilir mi? Toprak, su ateş... Bu üç önemli başlık, insanlığın var oluş nedenidir. Ama bundan anlamayanlar, bu inceliği kavrayamayanlar ne yazık ki bu konularda da çirkin, akıl almaz iddialara, iftiralarla, yalanlarla üzerimize gelmeye başladılar, hala da devam ediyorlar.

Tabii bunu yaparken de ne yazık ki çirkin yapıyorlar, akla hayale gelmez, yani bir insanın, bir siyasetçinin, bir genel başkanını, liderin ağzına yakışmayacak ifadelerle bunları yapıyorlar. Neymiş, bu topraklar yabancılara peşkeş çekiliyormuş, neymiş Suriye sınırımız gelip yabancılar yerleşiyor, Türkiye'nin en verimli arazileri yabancılara devrediliyor. İki Kıbrıs büyüklüğünde tarım arazisi yabancıların oluyormuş. İşi öyle ileriye götürdüler ki buradaki petrol rezervinin, maden yataklarının elden gittiğini, sınırın delindiğini, Türkiye'nin onurunun, haysiyetinin kaybolduğunu, vatana ihanet edildiğini iddia edecek kadar pervasızlaştılar.''

-''1990'LARDA BAŞLADI''-

Bu sınırlarda, petrol arama işlemlerinin kendi iktidarlarında değil, 1990'lı yıllarda başladığını dile getiren Erdoğan, ''Bütün bunlar yapılırken de burada sadece Türk şirketleri yok, bunların yanında yabancı şirketler de buralarda arama çalışmalarını yapmıştır, yapmaktadır'' dedi.

Erdoğan, şunları söyledi:

''Ve bunlar Genelkurmay'ın, hükümetin ortak kararlarıyla verilmektedir. Bu müsaadeden sonra arama çalışmaları devam etmektedir. Ama bunlar nasıl siyaset yapıyor, bu işler nasıl olur, prosedürü nedir, bunu öğrenmeden bilmeden, sadece iftira at, tutmasa da iz bırakır mantığıyla bunu sürdürüyorlar. Ve halkımı aldatmaya çalışıyorlar.

Ben buradan halkıma sesleniyorum. Sevgili halkım, şunu biliniz, biz asla bilerek, hiçbir zaman bu güne kadar, sizin bir kuruşunuzu zayi etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Bunu böyle biliniz. AK Parti iktidarı budur. Yaptıklarımız ortadadır ve bunlar yapacaklarımızın teminatıdır, bunu eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, duble yolların yapımında ve tarımda gördünüz.''

Esnafa yüzde 46 faizle kredi verilirken, şimdi 7-13 aralığına düştüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, bütün bunların AK Parti iktidarının, halkı ile bütünleştiğinin en güzel örneği olduğunu dile getirdi.

Devletin borçlanma oranlarının, enflasyon düzeyinin belli olduğunu, önceki dönemler ile bu dönemki iyileşmenin yarattığı farkın, vatandaşın cebinde kaldığını anlatan Erdoğan, ''Bunları hassasiyetle düşünen bir iktidarız biz'' diye konuştu.

***

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bizim bu tasarımızın (mayınlı arazilerin temizlenmesi) önünde, arkasında, içinde, dışında hiçbir yerinde belirlenmiş, hedeflenmiş, tasarlanmış bir ülke ya da şirket yoktur'' dedi.

Erdoğan, Altınpark ANFA Salonu'nda düzenlenen AK Partili belde belediye başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, mayınlı arazilerin temizlenmesine yönelik tartışmalara değindi.

''MHP iktidarının DSP ve ANAP'la millete yüzde 7 binlere varan faiz ödettiğini'' ifade eden Erdoğan, ''Bu mayından daha mı beterdi o? Bir başka mayınlama da ekonomik mayınlamaydı, bu işte. Böyle mayınladınız bu milletin evlatlarını. Biz şimdi sizin borçlarınızı ödüyoruz bu ülkede'' diye konuştu.

Yüzde 7 bin, 7 bin 500'e varan faizlerin dünyanın hiçbir yerinde görülmediğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bu kadar beceriksiz bir iktidarı Türkiye yaşamadı. Ama bu MHP bunu yaşattı bizim insanımıza. Enflasyon yüzde 30'u buldu. Borçlanmada geldiğimiz nokta ortadaydı. Ama hamd olsun bizim dönemimizde böyle bir şey var mı? Bakın 250 bine varan konut inşa ettik, ediyoruz ve bunların 250 bine yakını vatandaşlarımıza dağıtılmış vaziyette. İnşaat sektörünü canlı tutan, bizim toplu konuttaki bu ataklarımız. Bunların dünyasında böyle bir şey oldu mu? Sayın MHP'nin genel başkanına bağlıydı TOKİ. Acaba kaç tane konut inşa etti, onu gelsin de bir anlatsın vatandaşa. Şimdi kalkmış TOKİ'ye yönelik eleştiriler üretmeye çalışıyor.

Şimdi başlıyoruz 45, 50 metrekare civarında hiçbir geliri, imkanı olmayan vatandaşlarımıza da konut yapmaya. Sosyal devletsek bunu da yapacağız. Ama her attığımız adımda, onun altında bir şeyler aramaya çalışan bir zihniyet bunlar. Üzüme yetişemiyorlar, yetişemedikleri için de 'Bu üzüm koruk' diyorlar. Durumları bu. Memurun, işçinin maaşını ödeyecek kaynak bulamadılar. Türkiye'nin itibarını yerlerde süründürdüler. Şimdi kalkmış bize yurttaşlık bilgisi dersi vermeye yelteniyorlar. Biraz kitap aç da oku. Yurttaşlık nedir öğren. Biz bunu sizlerden çok daha iyi biliriz.''

-''TASARIDA BELİRLENMİŞ BİR ÜLKE YA DA ŞİRKET YOK''-

Erdoğan, mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

''Bizim bu tasarımızın önünde, arkasında, içinde, dışında hiçbir yerinde belirlenmiş, hedeflenmiş, tasarlanmış bir ülke ya da şirket yoktur. Temenni ederiz ki kalkıp uluslararası bir savunma kuruluşunun temsilcisi gelir buraya. Ama ben onu da aşıyorum. Temenni ederim ki benim ülkemin kuruluşları gelir, bu işi alır. Nitekim bugünkü gazetelerde de var. İşte çıkıp örneğin bir OSTİM, 'Biz bu işin içerisine girebiliriz, biz bu işi yapabiliriz' diyor. İşte böyle bir şeyi başarsınlar. Biz bununla iftihar duyarız. Biz bunun için varız zaten.''

Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde savunma sanayinde yerlileşmenin en ileri düzeye çıktığı dönemin kendi dönemleri olduğuna dikkati çekerek, kendi dönemlerinde tekrar toparlanan, güçlenen savunma sanayinin gayet iyi bir şekilde yan sektörleri oluşturmaya başlayarak geliştiğini anlattı. Erdoğan, şunları söyledi:

''Şurada üç sene sonra inşallah kendi ATAK helikopterimizi imal edeceğiz. Kendimize de çalışacağız, inşallah üçüncü ülkelere de ihracını yapacağız. Türkiye buralara geliyor. Artık, top, tank bunları yapar hale geldik. Bunlar durup dururken olmadı. Muhalefetin yaptığı niyet okumak, muhalefetin yaptığı ortalığı bulandırıp buradan kendisine siyasi rant sağlamak. AK Parti bu oyunu da bozacak, icraatıyla bozacak.

Şu iş geçsin, kanun çıksın, kanundan sonra uygulamayı yaptığımız zaman nereye gittiği o zaman daha iyi görülecek. AK Parti bu iftiralara, karalama kampanyalarına karşı da dimdik ayakta duracak. Hepinizden rica ediyorum, beldelerinize döndüğünüzde her bir vatandaşımıza muhalefetin bu içler acısı durumunu lütfen izah edin. Mayınlı arazilerle ilgili ortalıkta dolaşan iddiaların nasıl asılsız, dayanıksız, gerçekten, gerçeklikten uzak olduğunu tüm vatandaşlarımıza anlatın. Bunu sağduyuyla, soğukkanlılıkla, diyalogla, hoşgörüyle yapın. Çıksın birisi şu ülkeye bu verilecektir desin. Nerede yazıyor, hangi belgede var? Bizim kimseyle kapalı kapılar ardında yapılmış bir anlaşmamış, sözleşmemiz yoktur. Biz, Davos'ta nasıl durduysak, ülkemizin içerisinde de aynı şekilde dururuz. Orada farklı burada farklı değil.''

-''GEREKİRSE TEMMUZDA TATİLE ÇIKMAYACAĞIZ''-

Başbakan Erdoğan, ikircikli siyaseti asla kabul etmediklerini ve muhalefetin bu oyununa asla gelmeyeceklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu tahriklere asla pirim vermeyeceğiz. Muhalefetin Türkiye'yi germe planına asla ortak da taraf da olmayacağız. Dün de arkadaşlarımıza söyledim. Bizim işimiz var arkadaş, biz çalışacağız. 'Var mısınız' dedim 'Gerekirse temmuzda tatile çıkmayacağız, gerekirse temmuzdan itibaren çalışmaya devam edeceğiz' Sağ olsun arkadaşlarım, 'Biz' dediler 'Varız, Temmuzdan itibaren tatile çıkmayalım, Meclis'i çalıştırmaya devam edelim.' Gerekirse bunu yapacağız. Çünkü çalışacağız, önümüzde yığılan bir çok konular var ve bunları da başarmak durumundayız. Bizim işimiz hizmet, gücümüz millet. Biz milletimizin menfaatine olan neyse bugüne kadar onu yaptık, bundan sonra da onu yapmaya devam edeceğiz.''

Erdoğan, belediye başkanlarını 29 Mart seçimlerinde gösterdikleri başarıdan dolayı kutlayarak, şöyle konuştu:

''Sizden hizmet bekleyen vatandaşlarımı sakın hizmetsiz bırakmayın. Onlara bütün benliğinizle uzanın. Biz bu millete efendi olmaya gelmedik, hizmetkarı olmaya geldik. Bu bilinçle vatandaşımıza biz sizin hizmetkarınızız diyecek ve gece, gündüz milletimizin hizmetinde olacağız. 5 yıl boyunca bu beklentileri azami seviyede karşılayacağımıza, her bir beldemizi çağdaş bir çehreye, yaşanılabilir bir atmosfere kavuşturacağımıza yürekten inanıyorum. İnşallah bu 'kardeş belediyeler' planlaması yapılacak ve onunla dayanışmanız artarak devam edecek.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber