GATA Bölüm Başkanı işe yaramaz AİDS testi almadığı için ihraç edildi

Emin Pazarcı'nın yazısı

Bu köşede, Albay Mustafa Kahramanyol Olayı'nı yazmıştım. İddiaları ilginçti. Kendisine kurulan komplolar, Ordu'dan ihraç edilmesi ile son bulmuştu.

Yazının geniş yankıları oldu...

Diğer gazeteler ve bazı televizyonlar devreye girdi. Emekli Albay Kahramanyol'la ilgili haberler yapıldı. Kendisine kurulan komplonun içinde bulunanların itirafları ekranlara getirildi.

Aynı dönemde yaşanan ve soru işaretleri ile dolu iki ayrı olay daha var...

Birinci olay:

Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde Bölüm Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. Aziz Hacıbektaşoğlu ile ilgili. Prof. Kahramanyol, O'nun ihracı ile ilgili olarak da çok önemli iddialarda bulunuyor.

Kahramanyol'un anlattıkları, gerçekten tüyler ürpertici. Prof. Hacıbektaşoğlu'nun ihracının altında Silahlı Kuvvetlere satılması istenen işe yaramaz AİDS testi malzemelerinin bulunduğunu iddia ediyor.

Kahramanyol, "Firma yetkilisi, bu arkadaşın huzuruna etkili bir generalin özel mektubu ile geldi" diyor:

- Hacıbektaşoğlu da bir heyet kurdu. İncelemelerde bulunuldu. Teklif edilen malzemenin değerinin sıfıra yakın olduğu tespit edildi.

Durum bu olunca, malzemenin alımına "hayır" denildi.

Yetmedi, bu tespit işe yaramadı. Hacıbektaşoğlu' nun üzerindeki baskılar devam etti ve ikinci bir inceleme yapılmak zorunda kalındı. Ancak, yine sonuç değişmedi. Malzemenin değeri ile ilgili olarak bir defa daha aynı rapor tutuldu.

Bunun üzerine farklı bir yol izlendi. Kahramanyol' un iddiasına bakılırsa, Prof. Hacıbektaşoğlu' na yüksek miktarlarda rüşvetler teklif edildi. Tabii, O bunların tamamını geri çevirdi.

Gerisini Prof. Mustafa Kahramanyol'dan dinleyelim:

- Bunun üzerine ilgili şirketin temsilcisi, arkadaşımızın yanına gelerek ağız dolusu küfür etti. Açık açık "Biz senin icabına bakacağız" dedi.

Sonra ne oldu dersiniz?

Prof. Dr. Aziz Hacıbektaşoğlu, YAŞ kararı ile ihraç edildi. Kendisine isnat edilen suç ise, "disiplinsizlik" oldu.

***

Yine o dönemde Ordu içine bir "köstebeğin" sızdığı iddiaları tartışılıyordu. Köstebek Olayı, basında da geniş yankı bulmuştu.

"Köstebek" denilen kişi, Deniz Kuvvetleri'nde görev yapan bir askerdi. Yakalanmış ve askeri mahkemede yargılanmasına başlanmıştı. Mahkeme heyetinde iki tane denizci hakim vardı.

Basında, bu hakimler üzerinde baskı kurulduğu iddiaları yer alıyordu. Siyasi iktidara yakın kaynaklar tarafından bu yönde açıklamalar yapılıyordu. Hakimler üzerinde baskı kurduğu iddia edilen üst düzey generallerin, "köstebeğin" cezalandırılmasını istedikleri yönünde rivayetler dolaşıyordu.

Buna karşılık, tam tersi oldu. Askeri Mahkeme'de yargılanan "köstebek" beraat etti.

Ardından son derece garip ve akıl almaz gelişmeler yaşandı. Kararı veren iki denizci hakimin sınıfları değiştirildi. Denizci iken bir anda "karacı" oluverdiler.

Yetmedi, "karacı" yapılan hakimler başka yerlere tayin edildiler.

Onlar da "Böyle bir uygulama olmaz" deyip, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi' ne müracaat ettiler. İdari Mahkeme haklı olduklarına karar verdi. "Denizci" olarak eski görevlerine geri döndüler. Yeniden "denizci" üniforması giydiler.

Görevlerine dönüp, üniformalarını giydiler, ama bu uzun sürmedi...

Bu iki denizci hakim, YAŞ Kararı ile Ordu'dan ihraç edildi. Onlara isnat edilen suç da yine "disiplinsizlik"ti.

Böyle bir olay, Dünya Askerlik Tarihi'nde sadece Türkiye'de yaşanmıştı!.

***

Bir yanda Prof. Dr. Mustafa Kahramanyol' un kendisine kurulduğu iddia edilen komplo sonucu Ordu'dan ihraç edildiği iddiaları var. Diğer tarafta, Prof. Dr. Aziz Hacıbektaşoğlu' nun başına gelenler. Üstüne bir de "denizci" iken "karacı" yapılan hakimlerin akıbetini ekleyin.

Görüntü hiç de hoş değil!

Sanıyorum birilerinin bu üç olayın da üzerine gidip, gerçekte neler olduğunu ciddiyetle araştırması gerekiyor.