Eğitimde altın çağ fırsatı

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 17 Eylül 2009 08:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Çocuklar için 0-6 yaş gelişmenin altın çağıdır. Hem yetkililerin hem de anne babaların bu dönemde çocukları eğitim ortamları ile buluşturmaya özen göstermeleri çok önemlidir

Dünyadaki birçok ülke 6 yaşta eğitimi zorunlu hale getirmeyi, birçok ülke de 5 ve 6 yaşta % 100'e yakın okullaşmayı başarmış durumda. Türkiye'de ise okul öncesinde okullaşma oranı % 35 civarında... Genç ve kalabalık nüfusu olan Türkiye'mizde de çocukların ve gençlerin eğitimine daha etkin çözümler getirilmesi gerekiyor. Bunlardan en önemlisi belki şimdiye kadar çok yatırım yapılmayan 0-6 yaş grubu... Okul Öncesi Genel Müdürü Remzi İnanlı, 2008'in Eylül ayında müjdeli bir haber vererek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), 2009-2010 yılından itibaren, okul öncesinde pilot olarak 'zorunlu eğitime' geçmeyi planladıkları 30 ili açıkladı. Bu iller; Amasya, Artvin, Bilecik, Bolu, Burdur, Çanakkale, Çankırı, Denizli, Edirne, Eskişehir, Gümüşhane, Kırklareli, Kırşehir, Kütahya, Muğla, Nevşehir, Rize, Sakarya, Sinop, Trabzon, Tunceli, Uşak, Yozgat, Bayburt, Karaman, Kırıkkale, Bartın, Ardahan, Yalova ve Kilis.

MEB'in tercihinde okul öncesi alanda okullaşma oranları en yüksek olan illeri etkin oldu. Türkiye'nin acil önlem alması gereken okul öncesi eğitimin eldeki olanaklar ile yaygınlaşması sağlanacak. Belirlenen illerde anne-babalar 6 yaşına gelmiş çocuklarını okula yazdırmak zorundalar.

MEB Okul öncesi Eğitim Genel Müdürü Remzi İnanlı, okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarını 2013 yılında yüzde 50'ye çıkarmayı amaçladıklarını ifade etti. Okul öncesi eğitim çağı olarak kabul edilen 36-72 ay arasında her bir yaş grubunda 1 milyon 100 biner çocuk bulunduğunu belirtiyor. Bu kararı herkes aynı özenle anlamaya çalışmalı. Eğitim sistemimiz için ne derece önem taşıdığını anlamalı ve herkesin katkıda bulunmak için çaba harcamalı.

GELECEK KAÇMASIN

Türkiye'de % 100 okullaşma sağlayabilmek için hem okul mekanlarının hazırlanması hem de kadro oluşturulması maliyetler açısından MEB'in bütçesini zorluyor. MEB kendisine ayrılan sınırlı bütçenin ancak % 1'i civarında bir kısmını okul öncesine ayırabiliyor. Bu nedenle de okul öncesi kurumları için yeni binalar yapmak yerine ilköğretim okullarının bünyesinde açabildiği sınıflar ile çözüm aramak zorunda kalıyor. Elbette okul masrafları bina ile bitmiyor, maliyetler sınıf içi donanım ve kadro oluşturulması da oldukça büyük bütçeleri gerektiriyor. Tüm illerde 6 yaş zorunlu olduğunda yaklaşık 20.000 öğretmen alınması gerekiyor. Tüm bu masrafların karşılanamaması nedeni ile de çocuklarımızın bir daha hiç yaşayamayacakları altın çağını kaçırıyoruz. Ayrıca ne yazıktır ki Türkiye'nin geleceğini de kaçırmış oluyoruz. 2013'te % 50 okullaşma Türkiye'ye yetecek mi? Bu sayıların artması için hep birlikte çalışmak zorundayız.

AÇEV, Türkiye Okul Öncesi Eğitimini Geliştirme Derneği gibi kurumlar Türkiye'de 7 yaştan önce çocuklara, anne-babalara ulaşmaya çalışıyorlar. Çok da başarılı çalışmalar yürütüyorlar. Ancak nüfusumuz o kadar kalabalık ki herkesin bir şeyler yapması gerekiyor.

Turgay POLAT

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber