Eğitim Bir Sen: Okullara en az 30 bin yeni hizmetli alınmalı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Eylül 2009 19:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, okullarda temizlik ve hijyenin yeterince sağlanamadığına dikkat çekerek, en az 30 bin yeni hizmetli alınması gerektiğini söyledi.

Ahmet Gündoğdu, 'Eğitim Çalışanlarının Geçim Düzeyi' ve 'Kademeler Arası Geçiş ve Yönlendirme' araştırma sonuçları ile eğitimin sorunları konusunda basın toplantısı düzenledi.

Gündoğdu, yaklaşık 16 milyon öğrenci ve 680 bin öğretmen için 2009-2010 eğitim-öğretim yılının birçok sorunla birlikte başladığına işaret etti.

Eğitim sorunlarının giderilmesi, mutlu ve müreffeh bir toplum oluşturulması için mantalite değişikliği gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, darbe ikliminde yazılmış anayasanın ihtiyaçlara cevap vermediğinin altını çizdi.

İnsan merkezli yeni bir anayasa yapılması gerektiğini kaydeden Gündoğdu, yeni anayasa ile grevli ve toplu sözleşmeli sendikal mücadelenin önünün açılması, kamu çalışanlarına yönelik siyaset yasağının kaldırılması gerektiğini belirtti.

Eğitim öğretimin sorunlarına değinen Gündoğdu, hizmetli yetersizliğinden dolayı okullarda temizlik ve hijyenin yeterince sağlanamadığına vurgu yaptı.

Özellikle toplu yaşanan yerlerde hastalık yapan bakteri ve virüslerin kolayca yayıldığını aktaran Gündoğdu, okulların ise bu tür toplu yaşanan yerlerin başında geldiğinin üzerinde durdu.

Gündoğdu, okulların bir çoğunda hizmetli bulunmadığını, her yıl açılan yüzlerce yeni okula yeterince hizmetli verilemediğini dile getirdi. Okullarda bulunan mevcut hizmetlilerin de yeterince verimli çalıştırılamadığını belirten Gündoğdu, "Anadolu'nun bir çok yerinde temizlik konusunda durum bütünüyle içinden çıkılmaz bir haldedir. Bu nedenle Bakanlık okulların temizlik sorununu çözmek için yeterli miktarda hizmetli alımına gitmeli ve bu konuda alınacak başka tedbirler noktasında acil bir çözüm planı geliştirmelidir." diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN 100 BİN ÖĞRETMENE İHTİYACI VAR"

Öğretmen istihdamındaki çarpık tablonun giderilmesi gerektiğini kaydeden Gündoğdu, 2008-2009 öğretim yılı itibariyle eğitim fakülteleri, mesleki ve teknik eğitim fakülteleri ve eğitim bilimleri enstitülerinden mezun olan öğrenci sayısının 48 bin 869 olduğunu hatırlattı.

Gündoğdu, "Yeni mezunlarla birlikte 2009'da KPSS'ye giren öğretmen adayı sayısı 250 bine ulaşmaktadır. Sınava giren öğretmen adaylarının o yıl içerisindeki yüzde 15-20'si öğretmen olarak atanmaktayken, yüzde 75-80'i ise ya yeniden KPSS'ye hazırlanmakta ya dershanelerde düşük bir ücret karşılığında mesleğini icra etmekte veya mesleği dışı işlerde çalışmaktadır." şeklinde konuştu.

Eylül ayında ataması yapılan 15 bin 655 öğretmenle birlikte bu yıl alınan öğretmen sayısının 29 bin 497 olduğunu belirten Gündoğdu, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu yılki öğretmen alımında geçmiş yılların gerisinde kaldığını söyledi.

Gündoğdu, şunları söyledi: "Geçen yıllarda alınan öğretmen sayıları incelendiğinde, bu yıl en az 10 bin öğretmenin atamasının daha yapılması gerektiği görülmektedir. Ayrıca Bakanlığın, 15-20 bin öğretmen atayarak, 100 bini bulan öğretmen açığını kapatması mümkün değildir. Öğretmen açığı sözleşmeli, vekil ve ücretli öğretmen alımıyla kapatılmaya çalışılıyor. Kadrolu dışındaki atamalara karşıyız. Sözleşmeli atananların da kadroya geçirilmesini istiyoruz."

ÖĞRETMENLERİN YARISI, ÖĞRENME ORTAMLARININ YETERSİZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR

Gündoğdu, eğitim-öğretime ilişkin genel değerlendirmesinin ardından 78 ilden bin 918 öğretmen üzerinde gerçekleştirilen Öğrenme Ortamlarının Değerlendirilmesi ve 12 ilden 599 öğretmen ile yapılan Kademeler Arası Geçiş ve Yönlendirme konulu araştırma sonuçlarını açıkladı.

Söz konusu araştırmalara göre, öğretmenlerin yüzde 53,5'i öğrenme ortamlarının yetersiz ve kesinlikle yetersiz olduğunu düşünüyor.

Öğretmenlerin yüzde 52,4'ü okullarındaki eğitim araç gereçlerinin yetersiz ve kesinlikle yetersiz olduğunu, yüzde 30,9'u kısmen yeterli olduğunu, yüzde 12'si yeterli olduğunu, yüzde 4,7'si kesinlikle yeterli olduğunu ifade ediyor.

Ankete katılanların yüzde 52,4'ü okullarının ve sınıflarının fiziksel şartlarının yetersiz ve kesinlikle yetersiz olduğunu, yüzde 27,8'i kısmen yeterli olduğunu, yüzde 14,8'i yeterli olduğunu, yüzde 5'i ise kesinlikle yeterli olduğunu düşündüklerini belirtiyor.

Öğrenme ortamlarının yetersizlikleri sıralandığında; çok amaçlı salon ve spor tesisleri yüzde 77,7; laboratuarlar yüzde 58,6; kütüphane yüzde 57,7; kantin yüzde 53,1; okulun ve sınıfların fiziksel şartları yüzde 52,4; eğitim araç gereçleri yüzde 52,4 olarak görülüyor.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 52,6'sı mesleki rehberliğe ilköğretim 4. sınıftan itibaren, yüzde 14,3'ü 5. sınıftan, yüzde 18,5'i 6-7. sınıftan, yüzde 3,7'si 8. sınıftan, yüzde 8'i ise ortaöğretimden itibaren geçilmesi gerektiği görüşünü savunuyor.

Öğretmenlerin yüzde 23,2'si Türkiye'de mesleki ve teknik eğitimin tanımının yeterince yapıldığını, yüzde 53'ü kısmen yapıldığını, yüzde 23,9'u ise tanıtımın yeterince yapılmadığını düşünüyor.

Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 28,6'sı okulunda öğrencilerin psikolojik ve sosyal özelliklerine ilişkin geniş ölçüde bilgi toplandığını, yüzde 50,9'u kısmen toplandığını, yüzde 20,4'ü toplanmadığını ifade ediyor.

Öğretmenlerin yüzde 26,8'i okulunda özel yetenekli öğrencilerin tespit edilmesine yönelik gerekli çalışmaların yapılmadığını kaydediyor. Öğretmenlerin yüzde 25,5'i okulunda tespit edilen özel yetenekli öğrenciler için gerekli eğitim ortamı düzenlendiğini, yüzde 37,9'u düzenlenmediğini ifade ediyor. Tespit edilen özel yetenekli öğrenciler için gerekil eğitim ortamının en fazla liselerde, en az ise ilköğretimde düzenlendiği görülüyor.

Öğretmenlerin yüzde 4,3'ü okulundaki öğrencilerin üst öğrenim kademelerini seçerken kesinlikle bağımsız karar verdiklerini, yüzde 20,2'si bağımsız karar verdiklerini, yüzde 34,3'ü ise kısmen bağımsız karar verdiklerini düşünüyor.

"ÖNERİLEN PROJELERİ BEĞENMEYEN SİYASİLER, KENDİ PROJELERİ İLE GELSİNLER"

Gündoğdu, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

Hükümetin demokratik açılım çalışmalarının hatırlatılarak, "Bu kapsamda Doğu ve Güneydoğu'daki eğitime ilişkin somut önerileriniz var mı?" şeklindeki soru üzerine Gündoğdu, bölgeler arası eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

Zorunlu hizmet bölgelerinin görev tamamlandığında ayrılmak için can atılan yerler olmaktan çıkartılması gerektiğini belirten Gündoğdu, bu bölgelerin özendirilmesi gerektiğini söyledi. Siyasilere de bir çağrısı olan Gündoğdu, "Siyasetçilerden beklentilerimiz, önerilen projeler beğenilmiyorsa, 'biz şöyle çözülmesini öneriyoruz' diyerek milletin önüne çıkmalılar." dedi.

Gündoğdu, sorunun bir daha 'depreşmeyecek' şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber