Bir hanenin SGK yardımı asgari ücreti geçmeyecek

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Ekim 2009 16:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), sosyal yardımlar konusunda tavan getiren, yardıma erişim olanaklarını yeniden düzenleyen, haksız yardım almayı engellemeyi amaçlayan, bazı sosyal yaptırımlar öngören bir çalışma yapıyor.

SGK Primsiz Ödemeler Genel Müdürü Yadigar Gökalp, Sosyal Güvenlik dergisinin son sayısında Sosyal Güvenlik Reformu'nun temel ayaklarından biri olan Primsiz Ödemeler Kanunu'na yönelik hazırlık çalışmalarında gelinen noktaya ilişkin bilgiler verdi.

Konuyla ilgili yasal düzenleme çalışmaları çerçevesinde, zaman içerisinde isim değişiklikleri olmakla birlikte, 2003 yılından beri bir takım taslaklar hazırlandığını, bunların ilgili kurumların görüşlerine sunulduğunu ifade eden Gökalp, buradaki temel amacın Sosyal Güvenlik Reformu kapsamında sosyal yardımların tek çatı altında daha etkin bir şekilde yürütülmesi olduğunu vurguladı.

Gökalp, primsiz ödemelerle ilgili 2003-2005-2007'de birer taslak hazırlandığını anımsatarak, bu taslakların bazısında sadece sosyal yardımlarla ilgili düzenlemelerin kapsama alındığını, bazısında ise sosyal hizmetlerle ilgili düzenlemelerin de kapsama dahil edildiğini anımsattı.

Çalışmalarında geçmiş taslakları incelediklerini, Türkiye'deki mevcut sosyal yardımların analizini yaptıklarını, hangi kurumların sosyal yardımlar alanında hangi çalışmaları yürütüklerini, bunların kriterlerinin neler oldu ğunu, hangi veri tabanı üzerinden iş ve işlemler gerçekleştirdiklerini değerlendirdiklerini, dünyadaki iyi örneklere baktıklarını anlatan Gökalp, sonuç olarak birçok soruna çözüm getireceğini düşündükleri önemli bir çal ışma ortaya çıktığını bildirdi.

Türkiye'de sosyal yardım alanındaki programların çeşitliliği ve birçok kurumun farklı uygulamalarının bulunması dolayısıyla yoksul ve muhtaç kesimlere ulaşılabildiğine işaret eden Gökalp, ancak bu çeşitliliğin, standart uygulamaların olmaması ve başka sıkıntılara yol açabildiğine dikkati ç ekti. Gökalp, şunları kaydetti:

"Her başvuran her yardımdan yararlanmayabiliyor. Başvurduğu yerde alınan karara göre bu değişebiliyor. Yardımı alamadığında bunu hukuki zeminde sorgulayamıyor. Sosyal yardımların hak olarak görülmesinden bunu kast ediyoruz. Sosyal yardımlar, vatandaşın işsiz, yoksul, muhtaç olduğu dönemde, koşulları , kriterleri uygunsa alması gereken bir yardımdır. Vatandaş bunu alamadığı zaman sorgulayabilmelidir. 'Bu benim hakkımdı, bunu almam gerekiyordu' diyebilmelidir. Gerektiğinde hukuki süreçlere başvurabilmelidir. Bu aynı zamanda hak etmeyenin de artık bu sisteme başvurmasını, haksız yardım almasını engelleyecektir. Taslaktaki

önemli düzenlemelerden birisi bu.

Kurumlardaki muhtaçlık kriterleri, yardım alacak kişi tanımları, yardımların tanımları farklılıklar gösteriyor. Taslaktaki temel hedeflerimizden biri, sosyal yardım alanında ortak norm ve standartları getirmektir. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü tarafından uygulanan yardımlara baktığımızda da örneğin şartlı nakit transfer programında uygulanan bir kriter var. Nüfusun en yoksul yüzde 6'lık kesimine yapılan bir yardım söz konusu. Diğ er programlarda bu kriterin değiştiğini görüyorsunuz. Yani diğer hedeflerin bir tanesi de bu kriterleri hanedeki birey modeli yaklaşımını benimseyerek tekleştirmek, bir anlamda mümkün olduğunca daha standart hale getirmek."

Sosyal yardımlar konusunda en sık karşılaşılan problemlerden birinin mükerrer yardımlar olduğunu belirten Gökalp, bu konudaki örnekleri ve planladıkları önlemlere ilişkin şu bilgileri verdi:

"Bazı vatandaşlarımız birçok yerden yardım alıyor, bazıları bakıyorsunuz hiçbir yerden yardım almıyor. Aynı kişi bizden engellilik aylığı ya da yaşlılık aylığı alıyor, öbür taraftan sosyal yardımlaşmadan gıda yardımı alıyor, yakacak yardımı alıyor. Yeşil kartı var, belediyeye gidiyor belediyeden tekrar gıda yardımı alıyor, kırtasiye yardımı alıyor, eğitim yardımı alıyor, burs alıyor... Sistemi çok çözememiş, keşfedememiş olan bazı vatandaşlarımız da çok muhtaç durumda olduğu halde hiçbir yardıma erişemiyor.

Taslakta bu konuda da bir yenilik getiriyoruz, tavan uygulaması. Vatandaşımız, hanedeki bireylerin durumuna göre, yaşlısı, genç işsizi, okula giden çocuğu, engelli bireylerin olup olmamasına göre öngörülen yardımlardan yararlanacak ama belli bir rakamı geçemeyecek. Yani vatandaşın aldığı tüm yardımlar sistem üzerinden kontrol edilecek ve o tavanı geçemeyecek. O tavanın da asgari ücretten daha düşük olması gerekiyor. Çünkü hükümet politikası olarak yaptığımız en önemli çalışmalardan biri, kayıt dışı istihdamın önlenmesi, insanların istihdama teşvik edilmesi, üretim süreçlerine dahil edilmesi; temel hedef bu. Sosyal yardımlar da zaten bir vatandaşın yaşamının sonuna kadar alması öngörülen ya da uygun görülen bir şey değil. Temel amaç, vatandaşın bu sistemle belli bir süre desteklendikten sonra bir noktada bu sistem içerisinden çıkması, üretken toplum bireylerinden biri haline gelmesi. Dolayısıyla istihdama dahil edilmesi, o nedenle bir tavan uygulaması var."

Yadigar Gökalp, mükerrerliği önleme konusunda "ortak veri tabanı" uygulamasını önemsediklerini ifade etti.

Bütün kurumların sahip olduğu verilerin ortak veri tabanında görülmesinin mükerrerliği önleyeceği gibi, bürokratik işlemlerin azaltılmasına katkı sağlayacağını vurgulayan Gökalp, şunları kaydetti:

"Biz istiyoruz ki yoksul vatandaşımızı biz bilelim başvuru dahi yapmadan ona ulaşalım, ulaşamadıklarımız ya da durumlarında değişme olan vatandaşlarımız kimlik numarasıyla başvurusunu yapsın, talepte bulunsun. Ondan sonra bizim kontrol edeceğimiz, gelir durumuna bakacağımız, verilen bilgileri kontrol edeceğimiz ayrı bir sistem olsun. Biz, vatandaşımıza, şu kurumdan şu belgeyi getir, şu kurumdan bu bilgiyi getir demeyelim. Zaten yoksul vatandaşlarımız için bu da ayrı bir sıkıntı. Bir yerden bir yere gitmek için bir şeyler ödemeniz gerekiyor. 26 kurumla görüştük. Bu kurumların veri tabanı ne durumdadır, böyle bir şeye elverir mi ya da buna karar verildiğinde sistemlerini buna uygun hale getirebilirler mi? Son derece olumlu toplantılar gerçekleştirdik, fakat geçen yıl taslağın bir süre askıya alınmış olması, çalışmalara ara verilmesine neden oldu. Neyi, nasıl, kimlerle yapacağımızı, kurumlarla ne tip ortaklıklar kuracağımızı biliyoruz."

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in talimatıyla yasal düzenleme için çalışmalara tekrar başladıklarını bildiren Gökalp, "Zaten büyük oranda hazırlıklar tamamlanmıştı. Bundan sonrası, bu yıl içerisinde yapacağımız çalışmalarla biraz daha şekillenecek. Sosyal Yardımlar Yasası gerek isminde gerekse içeriğinde Meclis'ten çıkana kadar birçok değişikliğe de uğrayacaktır, ancak özünde Türkiye'ye, Türkiye'nin geleceğine, Türkiye'de ekonomik ve sosyal açıdan yoksul vatandaşlarımızın gelecekteki hayatlarına son derece olumlu katkılar sağlayacak bir çalışma olacaktır" ifadelerini kullandı.

Gökalp, ağırlıklı olarak tüketim harcamalarından yola çıkılarak bir muhtaçlık tespiti düşündüklerini ve burada hedefin, hiç kimsenin dışarıda kalmamas ı olduğunu vurguladı. Gökalp, sistemin işleyişine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Engelli vatandaşlarımız tabii ki Türkiye'de dezavantajlı durumdalar, geliri olmayan yaşlılarımız, belli bir yaşın üzerindeki vatandaşlarımı z, çocuklar ve kadınlar yoksulluk durumundan, kriz durumundan daha çok etkilenen kesimler oluyor. Dolayısıyla bütün vatandaşlarımızı kapsayacak bu programlar.

Diğer bir amacımız da vatandaşlarımızın daha üretken hale getirilmesi ve bu yolla topluma entegrasyonunun sağlanması. Bu amaçla da birtakım şartlar olacak programlarda. Orada şart, evet ben sana belli bir nakit yardımında bulunuyorum ama sen de çocuğunu okula göndereceksin, başarısını takip edeceksin ya da işte 0-6 yaş grubundaysa çocuğun aşılarını düzenli yaptıracaksın gibi. Burada da toplumsal amaçlı birtakım şeyler, vatandaşlarımızın elinden gelebilecek sosyal amaçlı, toplumsal amaçlı bir takım yaptırımlar olacak."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber