Ergenekon davasında önemli gelişme

Kaynak : NTV
Haber Giriş : 08 Ekim 2009 12:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı ve tek nüsha olarak Mesut Yılmaz'da bulunan Susurluk Raporu sansürsüz haliyle mahkemeye ulaştı.

İSTANBUL - İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi'nde görülen duruşmada mahkeme başkanı gelen evrakları okudu.

Buna göre Başbakanlık Teftiş Kurulu Eski Başkanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan ve dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'a verilen susurluk raporu mahkemeye ulaştı.

Raporun bir bölümü devlet sırrı olduğu gerekçesiyle sansürlü olarak o dönem medyada yer almıştı. Sansörsüz rapor ise Mesut Yılmaz'da bulunuyordu.

Mahkeme Başkanı, ifadeleriyle Ergenekon soruşturmasının başlamasına neden olan Tuncay Güney'in akibetiyle ilgili olarak savcılığa sorulan yazıya yanıt verildiğini söyledi.

Savcılık, Kanada'da bulunan Tuncay Güney'in kendi isteğiyle ifade vermeyi kabul etmediği için ifadesinin alınamadığını mahkemeye bildirdi.

Ergenekon Davası'nda flaş gelişme

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan Ergenekon ana davasının bugün görülen 115. duruşmasında savcı, Abdullah Öcalan'ın yargılanma dosyanının istenmesini talep etti.

- Birinci "Ergenekon" davasında taleplere ilişkin görüşünü açıklayan Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün talebi doğrultusunda terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın dava dosyasının mahkeme tarafından istenilmesi yönünde görüş bildirdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz, Alparslan Arslan'ın mahkemeye gönderilen cep telefonu ve sim kartındaki adreslerin delil olarak kullanılamayacağını ileri sürdü.

Arslan'ın cep telefonu hafızasında 5 bine yakın internet ve elektronik posta adresinin bulunduğunu ifade eden Kerinçsiz, kendisi de dahil 10 "Ergenekon" davası sanığınına adresinin de telefon dökümünde yer aldığını söyledi.

Kerinçsiz, Arslan'a ait olan cep telefonu ve sim kartının 2006 yılına kadar poliste tutulduktan sonra çözümünün yapılmasının usule aykırı olduğunu ve şüphe uyandırdığını da savunarak, Arslan'ın cep telefonunda "Ergenekon" sanıklarının e-mail adreslerinin bulunmasının aralarında bir ilişkinin var olabileceği şeklinde değerlendirilemeyeceğini kaydetti.

Kerinçsiz ayrıca, bir gazetede yayınlanan "Ergenekon" soruşturmasını yürüten savcılar, davaya bakan mahkeme heyeti ve bazı polislerin 2008 Eylül ayında katıldıkları iftar yemeğinde çekilen fotoğraflara değindi.

Bu yemekte "İstanbul Emniyet Müdürlüğünün şubelerinden İstihbarat Şube Müdürlüğünün adeta sözde Ergenekon davasının açılarak iddianamenin kabulünü kutladığını" ileri süren Kerinçsiz, "Tertibi yürüten bir kısım emniyet mensupları, soruşturma savcıları, soruşturma ve kovuşturma hakimlerinin bir arada bağımsız ve tarafsız yargı düşüncesinin ve toplumsal vicdanın asla kabul edilemeyeceği görüntülerin ortaya çıkması sanık olarak şahsımda bu davanın her iki sürecine olan inancımı ortadan kaldırdığı gibi adalete olan güven duygumu da bir kez daha onarılmaz bir şekilde sarstı" dedi.

Aynı yemeği anımsatan tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk de bir art niyeti olmadığını ifade ederek, sanık olduğunu, savcının o yemekte kendisiyle ilgili bir kanaatini dile getirmiş olabileceğini, mahkemenin de o kanaatten etkilenebileceğini ve bunun tutuklu kalmasına neden olabileceğini söyledi.

Öztürk ayrıca, eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu ve gazeteci Şamil Tayyar ile bazı gazeteciler ve akademisyenlerin terör örgütü PKK'nın MİT tarafından kurulduğunu söylediklerini ifade deerek, mahkemenin Genelkurmay Başkanlığı ve MİT'e yazı yazarak bu iddiayı sormasını istedi.

Zekeriya Öztürk, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın dava dosyasının da ilgili mahkemeden istenilmesini talep etti.

Taleplerin ardından görüşünü açılayan Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Öcalan'ın dava dosyasının ilgili mahkemeden getirtilmesi yönündeki talebi kabul ederek, mahkeme heyetinden dosyayı istemesini talep etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber