Ekonomik durgunluk, hükümetleri vergi artışına yönlendiriyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 27 Kasım 2009 13:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Uluslararası sektörel odaklı denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri veren KPMG International Danışmanlık firmasının Dolaylı Vergilendirme Bölümü Başkanı Niall Campbell, dolaylı vergi sistemine sahip olan ülkelerin sayısının şu anda 150'den fazla olduğunu ve her yıl artış gösterdiğini belirterek, bu sistemlere sahip olan hükümetlerin, KDV'ye tabi olan hizmetlerin kapsamını genişlettiğini ifade etti.

AA Muhabirinin aldığı bilgilere göre, KPMG International Danışmanlık firmasının, şirketleri etkileyen vergi oranlarına ilişkin gerçekleştirdiği yıllık araştırmaların sonuncusu olan KPMG Uluslararası Kurumlar ve Dolaylı Vergi Oranları Araştırması'nda, hükümetlerin, ekonomik durgunluk sonucu gelirlerini artırma yönünde attığı adımların dolaylı vergilere başvurma eğilimini artırdığı belirlendi.

Campbell, dolaylı vergilerin genellikle istikrarlı olduğunu dile getirerek, bu yıla kadar kurum karlarına uygulanan vergiler her yıl düşüş gösterme eğilimindeyken dolaylı vergilerin hemen hemen aynı seviyelerde kaldığına dikkati çekti.

Böylece, son 5-6 yılda dolaylı vergilerden elde edilen gelirlerin, çoğu hükümetin gelirlerinin giderek artan bir bölümünü oluşturduğunu belirten Campbell, şunları kaydetti:

''Ancak, şu anda bu doğrultuda daha aktif girişimler gözlenmektedir. Dolaylı vergi sistemine sahip olan ülkelerin sayısı şu anda 150'den fazladır ve her yıl artış göstermektedir. Bu sistemlere sahip olan hükümetler, KDV'ye tabi olan hizmetlerin kapsamını genişletmektedir. Asya-Pasifik ülkelerindeki KDV oranlarının bu ülkelerin sistemleri gelişip olgunlaştıkça artması beklenmekte ve planlanmış artışların muhtemelen gelecek yılda yüzde 20;ye kadar Avrupa Birliği ortalamasına erişmesi öngörülmektedir. Tüm bunlar, pek çok hükümetin kamu finansmanı yönteminde önemli ve uzun vadeli bir değişimin olduğunun açık ve net kanıtıdır. Şirketler için ise dolaylı vergi yönetiminin çok daha fazla önemli hale geleceğini ifade etmektedir.''

-''YEREL VERGİDEN ZİYADE DÜNYA ÇAPINDA VERGİLENDİRME''-

KPMG Uluslararası Kurumlar Vergilemesi Bölüm Başkanı Wilbert Kannekens ise, temel kurumlar vergisi oranlarındaki düşüşlerin büyük ihtimalle devam edeceğine işaret ederek, şirketlerin başka yollarla bu vergi indirimlerini geri ödeyen bir duruma düşmelerinin de muhtemel olacağını bildirdi.

Kannekens, vergi tabanının genişletilmesi nedeniyle küresel şirketlerin toplam efektif vergi oranlarının yükselmesinin beklenebileceğine dikkati çekti.

Yerel vergilendirmeden ziyade dünya çapında vergilendirmeye ilişkin yenilenmiş bir tartışmanın başlayabileceğini dile getiren Kannekens, bu gerçekleşirse mali krizin, şirketlerin vergilendirilme yönteminde bir devrimi tetiklemekle birlikte, vergi rekabetinin dinamiklerini de değiştiriyor olacağını belirtti.

-TÜRKİYE'DE DE DAHA FAZLA VERGİ GELİRİ BEKLENİYOR-

KPMG Türkiye'nin Uluslararası Kurumlar Vergilemesi Bölüm Başkanı Abdulkadir Kahraman ise, Türkiye'nin bu fotoğrafın neresinde durduğu ile ilgili olarak şunları kaydetti:

''Uluslararası vergi rekabetinde 2006 yılında kurumlar vergisi oranında yapılan indirim, Türkiye'ye Avrupa ortalaması olan yüzde 23,2'den daha iyi bir orana sahip olduğumuzu göstermektedir. Ekonomik kriz nedeniyle daha fazla indirim oranı beklenmemekte, fakat Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından açıklanan kayıt dışılıkla mücadele planı ile vergi tabanının genişletilmesi ile daha fazla vergi gelirinin elde edilmesi beklenmektedir.

İlaveten uluslararası eğilimlere paralel olarak kendi vergi tabanını genişletmek için mevcut veya yürürlüğe girecek Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları'nda yer alan 'Bilgi Değişimi' maddelerini OECD Model anlaşmasında yer aldığı şekle getirmek suretiyle vergilendirme olanaklarını artırmaktadır. Bilgi değişimi alanındaki söz konusu gelişmeler, kısa vadede 'Varlık Barışı' kapsamında yapılacak gönüllü beyanların artmasına katkıda bulunabilir.''

-KPMG ULUSLARARASI KURUMLAR VE DOLAYLI VERGİ ORANLARI ARAŞTIRMASI-

OECD'nin 30 üye ülkesi ve 27 AB ülkesini de içerecek şekilde 115 ülkeyi kapsayan araştırmanın sonuçlarında, acil gelir ihtiyacının, hükümetleri, daha fazla dolaylı vergilerden elde edilen vergi gelirlerini artıracak faaliyetlerin gerçekleştirilmesi ve kurumlar vergisi uygulaması için vergi tabanının genişletilmesi yönünde harekete geçirdiğine işaret edildi.

Uluslararası trendlere paralel olarak, Türkiye'de de kısa dönemde KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerin artış göstermesinin beklenebileceği sonucu çıkan araştırmada, uzun zamandan beri kurumlar vergisi oranlarında gözlenen indirim eğiliminin Avrupa ve Latin Amerika'da duraksama gösterdiği belirtildi.

Bu durumun, vergi rekabetinin yarattığı baskı nedeniyle kurumlar vergisi oranlarının düşmeye devam etmesinden önce geçici bir duraklama olarak görülebildiği ifade edildi.

Bundan sonra yapılabilecek herhangi bir vergi oranı indiriminin, vergi muafiyetlerinde kısıtlama ve daha sıkı vergi uygulamaları yolu ile telafi edilmeye çalışılacağı yönünde açık ve net işaretlerin mevcut olduğu belirtildi.

Araştırmada, Latin Amerika'da bu yılki ortalama kurumlar vergisi oranının değişmeksizin yüzde 26,9 seviyesinde olduğunu ortaya koyarken bu durumun 2004 yılından bu yana hiçbir vergi oranı kesintisinin yapılmadığı ilk sene olduğu bildirildi.

Avrupa'daki ortalama oranların ise yüzde 23,2 seviyelerinde olduğu vurgulanan araştırmada, 13 yıldır ilk defa bir önceki yıla göre vergi indirimi yapılmadığının altı çizildi.

Sadece Asya Pasifik bölgesinde kurumlar vergisi oranının 2008 yılındaki yüzde 28,4 seviyesinden 2009 yılında yüzde 27,5 seviyelerine düşerek, önceki yıllara benzer bir vergi oranı indirimine sahne olduğu ifade edildi.

Katma Değer Vergisi (KDV) ile Mal ve Hizmetler Vergisi (GST) başta olmak üzere dolaylı vergilere bakıldığında Avrupa'daki oranların yüzde 19,5'ten yüzde 19,8 seviyesine ve Latin Amerika'daki oranların ise yüzde 15,9'den yüzde 16,2'ye yükseldiği bildirilerek, Asya Pasifik ülkelerindeki durumun ise dolaylı vergi oranında yüzde 10,9'dan yüzde 10,8 seviyesine marjinal bir düşüşle sonuçlandığı belirtildi.

Kurum karları üzerine uygulanan vergilere bakıldığında pek çok ülkenin geçmişte söz konusu vergileri kurumsal yatırımı cazip hale getirebilmek amacıyla rekabetçi bir araç olarak kullandığı, ancak, global durgunluğun bir sonucu olarak, kamu bütçelerindeki açıkların telafi edilmesini sağlayacak vergi gelirlerine yönelik acil ihtiyacın, bu politikada bir değişikliği zorunlu kıldığı ifade edildi.

Bu yıl, çoğu hükümetin, vergi tabanlarını genişletme ve güçlendirme eğilimi gösterdiği önlemler ise şöyle sıralandı:

''Şirketlerin vergilendirilebilir karları azaltabilmek amacıyla devreden zararların kullanabileceği durumların sınırlandırılması, transfer fiyatlandırması kurallarının uygulanmasının sağlanması ve bu konuda tavizsiz bir yaklaşımın sergilenmesi, örtülü sermaye kuralları gibi uygulamalar ile faiz ödemelerinin vergi matrahından indirilebilirliğinin kısıtlanması. Aynı zamanda, vergi cennetleri ve bilgi alışverişine karşın gösterilen mücadele başta olmak üzere vergi otoritelerinin uluslararası işbirliğinde önemli bir artış gözlenmiştir. Sıfır veya en düşük vergi oranlarına sahip olan bu ülkelere karşı artan uluslararası işbirliğinin, bu ülkelerin vergi oranlarını ortalamaya yakın bir düzeye çekmeleri için bir baskıya dönüşüp dönüşmeyeceği takip edilmesi gereken bir gelişmedir.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber