Kronik rahatsızlığı bulunanlar, domuz gribine karşı daha duyarlı olmalı

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 08 Aralık 2009 13:12, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkan Gizer Aile Sağlığı Merkezi Başhekimi Dr. Halit Çabuk, kronik rahatsızlığı bulunanların domuz gribine karşı daha duyarlı olması gerektiğini söyledi.

Adana'da Kozan Sisliler Derneği'nde domuz gribi hakkında seminer verildi.

Dr. Halit Çabuk'un sunumundan önce kısa bir konuşma yapan Dernek Başkanı Prof. Dr. Adem Ersoy, sık sık etkinlik yapmak yerine daha faydalı ve etkin faaliyetlerde bulunmaya çalıştıklarını söyledi.

Türkan Gizer Aile Sağlığı Merkezi Başhekimi Dr. Halit Çabuk, domuz gribinden öldü denilen insanların çoğunun aslında akciğer yetmezliğinden kaybedildiğini anlattı.

Dr. Çabuk, "Kalp, tansiyon, şeker ve akciğer yetmezliği gibi kronik rahatsızlığı olanlar domuz gribine karşı daha duyarlı olmalı. Domuz gribinden öldü diye duyurulan vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunu aslında kalp ve akciğer yetmezliğinden kaybediyoruz." dedi.

Özellikle kalabalık alanlarda öksürürken veya hapşırırken dikkatli olunması gerektiğini belirten Dr. Halit Çabuk, "Virüs, öksürük, hapşırık, kan ve idrar gibi sıvılardan bulaşıyor. Virüs yemeklerden geçmiyor. Onun için öksürürken veya aksırırken mutlaka bir mendille, yoksa avcumuzla ağzımızı kapatmalıyız. Daha sonar mendili mutlaka çöpe atmalıyız ve elimizi de en az 30 saniye kadar sabunlu su ile yıkamalıyız. Ayrıca millet olarak sıkça yaptığımız sarılma, öpüşme, tokalaşma gibi eylemlerle de virüs kişiden kişiye geçmekte." diyerek dinleyenleri uyardı.

Hastalığın ilk 3 gününün çok önemli olduğunu dile getiren Dr. Çabuk, "İlk 3 günde hastada 38 derecenin üzerinde ateş olur. Ateşli olduğu süre içerisinde bulaşıcılık sürer. Virüs sert yüzeylerde 48 saat, elbise gibi eşyalarımızda ise 8-12 saat yaşayabilmekte. Sevindirici bir durum ise virüsün alkol, deterjan, hipo gibi kimyasallarla ölüyor olması. Onun için mutlaka evinizde ve işyerinizdeki kapı kollarını, masa, tezgah ve çocuklarınızın oyuncakları gibi sert yüzeye sahip bölgeleri deterjanlı su ile sık sık siliniz. Hasta veya kullandığı eşya ile temas sonrası mutlaka elinizi sabunla yıkayınız. Virüsten korunmak için sağlıklı beslenin, istirahat edin, hasta ile temas etmekten kaçının ve mutlaka maskenizi takın." dedi.

Virüse yakalanıldığında, en geç 48 saat içerisinde tedaviye başlanılması gerektiğini de ifade eden Dr. Çabuk, "Virüsün ilk 48 saati çok önemli. Bu süre zarfında mutlaka tedaviye başlanılmalı. Tedavi süresi 5 gün. Yumurtaya karşı alerjisi olan çocuklarınızı da aşı yaptırmayın. Ayrıca 18 yaşın altındakilere domuz gribine yakalandığında kesinlikle aspirin vermeyin. Sizi hekim ve hemşehriniz olarak uyarıyorum. Aralık ayı içerisinde mutlaka aşınızı yaptırın. Çünkü aralık ayı sonunda sağlık ocaklarındaki aşılar geri toplanacak. Sonrasında isteseniz de aşı bulamazsınız." şeklinde konuştu.

Dr. Halit Çabuk'un sunumunu dikkatle dinleyen Hayriye Özgüner adlı vatandaş ise kafalarının çok karıştığını söyledi. Özgüner, "Sağlık Bakanı 'olun' derken Başbakan 'ben olmam' diyor. Başbakan olmuyorsa biz neden olalım? Başbakan aşı olursa kafamızdaki soru işaretleri de gider." diyerek aşı olmakla olmamak arasında gidip geldiğini belirtti.

Sunumu dinleyenlerin çoğunluğunun eğitim seviyesinin düşük olduğunu dile getiren Fikret Öztürk adlı vatandaş ise, "Madem aşı bu kadar önemli neden bütün okullarda aydınlatıcı bilgiler verilmiyor. Dört çocuğum var. Daha önce aşıyı kesinlikle yaptırmak istemiyordum. Ama, bende hemşehrimiz Dr. Halit Çabuk'un verdiği bilgiler karşısında 'aşı olmalıyım' kanaati oluştu. Yine de içimde bir korku var. Sağlık Bakanına güvenmediğim için aşı yaptırmayabilirim de." diyerek ikilem içerisinde olduğunu söyledi.

Sunumdan önce dernek yönetimi üyelerine maske dağıttı. Dr. Haluk Çabuk da sunum sonrasında maskelerin takılmasını uygulamalı olarak göstererek, hangi durumlarda kullanılması gerektiği yönünde bilgiler verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber