Baykal, TEKEL işçilerini Meclis'te kabul etti
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki aramalarla ilgili görüşlerini, aramaların tamamlanmasından sonra açıklayacağını belirterek, "Yaşayan bir süreç. Süreç sonuçlansın, söylenecek çok şey var tabii" dedi.
CHP Genel Başkanı Baykal, Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu ile Türk-İş yöneticilerini ve 15 gündür Ankara'daki eylemlerini sürdüren TEKEL işçilerini Meclis'te kabul etti. Kabule CHP yöneticileri de katıldı.
Baykal, kabulde yaptığı konuşmada Türk-İş'in çok önemli kararlar alacağı dönemin içinde olduklarını belirterek, gelişmeleri büyük bir ilgi ve dikkatle izlediklerini söyledi. Uzun bir süredir sendikal yaşamda bir tahribatın yaşandığını, ekonomik bunalımın sıkıntılarının büyük ölçüde çalışanlar tarafından paylaşılmasının kaçınılmaz hale geldiğini söyleyen Baykal, Türk-İş'in çok dengeli ve ölçülü bir şekilde bu durumun yönetmeye çalıştığını ifade etti.
İşini kaybetme tehlikesine maruz kalan insanların sorunlarının kabul edilebilir bir şekilde çözülmesini istediklerini söyleyen Baykal, iktidarın bu konudaki tutumunun çok kaygı verici olduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan'ın saldırgan bir üslupla, hakaretamiz ifadelerle TEKEL işçilerine yönelik tavrını sertleştirdiğini belirten Baykal, Hükümet'in gelinen
noktada yeni bir anlayış içine gireceği yönünde beklentileri bulunduğunu ancak Başbakan'ın dünkü açıklamalarıyla kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını ifade etti. Erdoğan'ın 'yetimin hakkını yedirmem' ifadelerini kullandığını hatırlatan Baykal, "Bu insanlar bahsettiğin yetimlerin kendisi. Onlar kimsenin hakkını yemiyor. Yetimin hakkını önce sana karşı korumak lazım" şeklinde konuştu.
TEKEL işçilerinin sorunları konusunda Türk-İş ile tam bir dayanışma içinde olduklarını vurgulayan Baykal, bunun haklı bir mücadele olduğunu vurguladı. 4-C uygulamasının, sosyal hukuk devletinde tasavvur edilebilir bir şey olmadığını ifade eden Baykal, 4-C konusunun önümüzdeki dönemde yeni bir anlayışla ele alınacağını ve çalışma yaşamının bir utanç tablosu olmaktan çıkartılacağını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'yi birbirine kattığını öne süren Baykal, Erdoğan'ın eczacılarla da bir kavganın içinde olduğunu kaydetti. Baykal, büyük marketlerde ilaç sattırma anlayışının ortaya atıldığını hatırlatarak, bir süre sonra zincir eczanelerin kurulacağını, monopollerin oluşacağını, bunların da onbinlerce insanın işsiz kalmasına yol açacağını savundu. Baykal, bunların, perakendecilik sektörünün gelirinin, birilerinin eline aktarılması için hazırlanan tertipler olduğunu söyledi. Baykal şunları söyledi:
"Başbakan zaten Kürt açılımı yapacağım diye Türkiye'yi allak bullak etti. Dün işadamlarına, 'açılıma destek vermediniz' diye kızıyor. Başbakan bu işin karı söz konusu olsaydı işadamlarına bunu söylemezdi. Şimdi zarar ortada, işadamlarını zarara ortak etmeye çalışıyor. Aman bu yanlışa destek vermeyelim. Türkiye'yi ayrıştırmak isteyen bir politika oldukça ileri bir aşamaya gelmiştir. Bu tablo karşısında geldiğimiz noktada şantajlar, tehditler, küfürlerin bini bir para. Kimsenin sesinin soluğunun çıktığı yok. Çok acı bir manzara. Çok üzüntü verici bir tablo. Bir ülkede huzur, istikrar sadece hükümetin kendine özgü tercihleriyle tesis edilemez. Hele hükümetin kafası karışıksa, o karışık kafa ülkeyi büyük sıkıntılarla karşı karşıya bırakır."
Baykal, CHP olarak TEKEL işçilerinin mücadelesine sonuna kadar destek vereceklerini ve üzerlerine düşen görevleri sonuna kadar yapacaklarını ifade etti. Açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Baykal, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki aramaya ilişkin bir soruya şu karşılığı verdi:
"Bitsin sonra konuşuruz. Bitsin öyle konuşalım. Yaşayan bir süreç. Süreç sonuçlansın, söylenecek çok şey var tabi. Bundan önce benzer süreçleri yaşadık. Bu da bir yaşansın, onun da değerlendirmesini yaparız."
Kabulün sonunda Türk-İş Başkanı Kumlu, sendikaların ve işçilerin sorunlarını içeren bir dosyayı Baykal'a verdi.