Memur atamalarındaki yüzde 50 sınırının, Anayasa Mahkemesine götürülmesi istemiyle dava açıldı

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 12 Şubat 2010 13:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİNE

?YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİDİR.?

ANAYASAYA AYKIRILIK İTİRAZI BULUNMAKTADIR.?

DAVACI : Türk Eğitim Sen (Çankaya Vergi Dairesi No: 8760196179)

(Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası)

VEKİLİ : Av.Dilek ATAK ZENGİN-Av.Hilal Kezban DÜZGÜN KILIÇ

Av. Hatice AYTEKİN- Av. Emrah AYTEKİN

Bayındır 2 Sok. No:46 Kızılay/ANKARA

DAVALI : 1)-Mersin Valiliği/MERSİN

2)-Milli Eğitim Bakanlığı/ANKARA

3)-Maliye Bakanlığı/ANKARA

T.KONUSU : Mersin Valiliğinin 27.01.2010 tarih ve 2639 sayılı ?İlçe içi geçici öğretmen ve ücretli öğretmen görevlendirme işlemleri? konulu idari işleminin ve dayanağı olan 31/12/2009 Tarihli ve 27449 mükerrer sayılı. Resmî Gazete'de yayınlanan 2010 sayılı Bütçe Kanununun ?Kadroların kullanımına ilişkin esaslar? başlıklı 22´inci maddesi 1. fıkrasındaki; ?yüzde 50'sini geçmeyecek şekilde?? ibaresinin Anayasanın 10., 42. ve 128. maddelerine aykırılığına ilişkin iddiamızın ciddiye alınarak Anayasa Mahkemesine hükmün yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali başvurusunda bulunulmasına karar verilmesi ile bahsi geçen idari işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali talebinden ibarettir.

ÖĞRENME TARİHİ : 27.01.2010

AÇIKLAMALAR :

Davalı Mersin Valiliği, İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine hitaben düzenlediği dava konusu işlemle, ilçelerde karşılanamayan öğretmen ihtiyacının sırasıyla norm kadro fazlası öğretmenler, ders tamamlamak isteyen öğretmenler ve ücretli öğretmenlerden karşılanması yönünde işlem tesis etmiştir.

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 43. maddesinde öğretmenlik mesleğinin tanımı yapılmıştır. Madde hükmü uyarınca, öğretmenlik, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği olup, bu mesleğe hazırlık genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon ile sağlanmaktadır. Bu niteliklerin kazanılması için ise öğretmen adaylarının yüksek öğrenim görmelerinin sağlanması şart koşulmuştur. Adaylık döneminden sonra öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılan öğretmenlik mesleğinde; adaylık dönemini başarıyla tamamlayanlar mesleğe öğretmen olarak atanabilmektedirler.

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun ? Öğretmenlerin nitelikleri ve seçimi? başlıklı 45. maddesinde ise öğretmen adaylarında genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon bakımından aranacak niteliklerin Milli Eğitim Bakanlığınca tespit edileceği; öğretmenlerin, öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarından ve bunlara denkliği kabul edilen yurtdışı yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar arasından, Milli Eğitim Bakanlığınca seçileceği, yüksek öğrenimleri sırasında pedagojik formasyon kazanmamış olanların ihtiyaç duyulan alanlarda, öğretmenliğe atanmaları halinde bu gibilerin adaylık dönemi içinde yetişmeleri için Milli Eğitim Bakanlığınca gerekli tedbirlerin alınacağı, hangi derece ve türdeki eğitim, öğretim, teftiş ve yönetim görevlerine, hangi seviye ve alanda öğrenim görmüş olanların ne gibi şartlarla seçilebileceklerinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.

Öğretmenlik mesleğine atanma şartları ise 04.03.2006 tarih ve 26098 sayılı resmi gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede; öğretmenliğe atanma şartlarını taşıyan öğretmen adayının, KPSS sınavında taban puanı aşarak başarılı olanlar arasından puan durumuna göre açık kadrolara atanacağı belirlenmiştir.

?Ücretli öğretmenlik? ise Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararın ?Ders ücreti karşılığında görevlendirme? başlıklı 9. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir.

? Öğretmen sayısının yetersiz olması hâlinde;

a) Yüksek öğrenimli olmak koşuluyla;

1) Bu Karar kapsamındaki yönetici ve öğretmenler dışındaki resmî görevliler ile sınıf öğretmenlerine ilköğretim okulu 6, 7 ve 8 inci sınıflarında, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında haftada 8 saate,

2) Resmî görevi bulunmayanlar ile emeklilere, okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim, özel eğitim ve yaygın eğitim kurumlarında haftada 30 saate,

kadar ek ders görevi verilebilir.

b) İlgili mevzuatında belirtilen esaslara göre uzman ve usta öğretici olarak nitelendirilenlerden;

1) Resmî görevi bulunanlara haftada 10 saate,

2) Resmî görevi bulunmayanlara haftada 40 saate,

kadar okul öncesi, meslekî ve teknik orta öğretim, özel eğitim ve yaygın eğitim kurumlarında ek ders görevi verilebilir.?

?Kadrosunun bulunduğu okul ve kurum dışında görevlendirilme? başlıklı 20.maddesinde ise;

Her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları müdürleri; kendi okul ve kurumlarında görevli öğretmenlere alanlarındaki dersler ile ilgili öğretmenin girebileceği diğer alanlardaki dersleri dengeli olarak dağıttıktan sonra, aylık karşılığı ders saatini dolduramayanlar ile dağıtılamayan alan derslerini en geç 15 gün içinde millî eğitim müdürlüğüne, (büyükşehir belediyesi bulunan merkezlerde il millî eğitim müdürlüğüne) yazılı olarak bildirmekle yükümlüdür.

Millî eğitim müdürleri; aylık ve zorunlu ek ders görevi saatlerini kendi okul ve kurumunda dolduramayan öğretmenleri, öncelikle isteklilerden, istekli bulunmaması durumunda ise hizmet puanı en az olandan başlamak suretiyle görev yerlerinin bulunduğu veya ikamet ettikleri belediye sınırları (büyükşehirlerde büyükşehir belediyesi) içinde kalmak kaydıyla öncelikle alanlarında veya ilgili öğretmenin girebileceği diğer alanlarda öğretmen ihtiyacı bulunan diğer okul ve kurumlarda görevlendirmek ve bu görevlendirmenin yerine getirilip getirilmediğini izlemek zorundadır.

Aynı belediye sınırları içinde alanlarında veya ilgili öğretmenin girebileceği diğer alanlarda aylık karşılığı ders ve ek ders görevi saatlerini dolduramayan öğretmen varken bu dersler 9 uncu maddede sayılanlara verilemez.?hükmüne yer verilmiştir.

Bu bağlamda, ?öğretmenlik mesleği? yasa ve yönetmeliklerle düzenlenen, eğitim-öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği olup, eğitim-öğretim faaliyetlerinin öncelikle öğretmenler eliyle yürütülmesi temel kuraldır. Nitekim Danıştay'ın muhtelif kararlarında da ?beceri öğretimi ve uygulama gerektiren alanlar? gibi konularda geçici olarak uzman ve usta öğretici görevlendirilebileceği??, ?özel bir ihtisas mesleği, asli ve sürekli bir kamu hizmeti olan öğretmenliğin geçici personel görevlendirme suretiyle yürütülmesine imkan bulunmadığı..? gibi gerekçelere yer verilerek dava konusu düzenlemelerin iptaline karar vermiştir. Yönetmelik hükümleri uyarınca, öğretmenlik mesleğinin görevlendirme suretiyle yürütülmesi ise ?öğretmen ihtiyacının karşılanamaması, öğretmen sayısının yetersiz olması vb.? şartlara bağlanmıştır.

31/12/2009 Tarihli ve 27449 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan 2010 sayılı Bütçe Kanununun ?Kadroların kullanımına ilişkin esaslar? başlıklı 22´inci maddesi 1. fıkrasındaki; ?(1) 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinde belirtilen kamu idare, kurum ve kuruluşları; serbest memur kadrolarına 2009 yılında emeklilik, ölüm, istifa veya nakil sonucu ayrılan memur sayısının yüzde 50'sini geçmeyecek şekilde açıktan veya diğer kamu idare, kurum ve kuruluşlarından nakil suretiyle atama yapabilir. Bu sınırlar içinde memur ihtiyacını karşılayamayacak söz konusu idare, kurum ve kuruluşlardan yükseköğretim kurumları için ilave 4.000 adet, diğerleri için ilave 21.000 adet atama izni verilebilir.? hükmü nedeniyle öğretmen alımı istenilen düzeyde yapılamamaktadır.

2010 yılındaki öğretmen alım sayısı, 2009 yılında emekliye ayrılan öğretmen sayısına ve madde ile sınırlı ilave kadrolara bağlıdır. Ancak, 2010 Yılı Bütçe Kanunu'nun yukarıda bahsi geçen hükmü nedeniyle 2009 yılında emeklilik, ölüm, istifa veya nakil sonucu ayrılan öğretmenlerin sayısının yüzde 50´si kadar öğretmen alınabileceğinden, öğretmen alımı istenilen düzeyde gerçekleşemeyecektir.

Aynı maddenin 2.fıkrası ise; ?Hâkimlik ve savcılık meslekleri ile bu meslekten sayılan görevlere ve Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği uyarınca asistan kadrolarına yapılacak atamalar, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının ilgili mevzuatları uyarınca vergi ve sosyal güvenlik alanlarında münhasıran teftiş, denetim ve soruşturma görevlerini yerine getirmek amacıyla ihdas edilmiş kadrolarından yardımcı ve stajyer kadrolarına yapılacak atamalar, 657 sayılı Kanunun 53 üncü maddesine göre yapılacak özürlü personel atamaları, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu kapsamında veya diğer ilgili mevzuata göre yapılacak askeri personel atamaları, emniyet hizmetleri sınıfında bulunan kadrolara yapılacak atamalar, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesi ve 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun ek 1 inci maddesi uyarınca yapılacak atamalar ile 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22 nci maddesi ve 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 29 uncu maddesi uyarınca yapılacak personel nakilleri, birinci fıkrada yer alan sınırlamalara tâbi değildir.? şeklinde düzenlenmiştir.

Dolayısıyla 2. fıkrada sayılan kadrolara ?2009 yılında emeklilik, ölüm, istifa veya nakil sonucu ayrılan memur sayısının yüzde 50´sini geçmeyecek şekilde açıktan veya diğer kamu idare, kurum ve kuruluşlarından nakil suretiyle atama yapabilir? şeklinde bir hükümle sınırlama getirilmeyerek, sınırsız atama yetkisi verilmiştir.

T.C. Anayasası Madde 10 ? ?Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

(Ek fıkra: 7/5/2004?5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (?)(1) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.? Şeklindedir.

31/12/2009 Tarihli ve 27449 mükerrer sayılı. Resmî Gazete'de yayınlanan 2010 sayılı Bütçe Kanununun 22´inci maddesinin 1. fıkrasında yer alan ?yüzde 50'sini geçmeyecek şekilde? ibaresi ile öğretmenlerin de içinde yer aldığı kadrolara böyle bir sınırlama getirilmiş iken, 2. fıkra hükmünde sayılan kadrolar açısından böyle bir sınırlama getirilmemiş olması öncelikle T.C. Anayasasının 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

T.C. Anayasasının ?II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi? başlıklı 42.maddesinin 1.fıkrasında ?Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.? hükmü yer almakta olup; Öğretmen alımının ?yüzde 50'sini geçmeyecek şekilde? ibaresi ile bir sınırlamaya tabi tutulması ülkemizin bazı yerlerinde bu sınırlama nedeniyle öğrenciler öğretmensiz bırakılmaktadır. Öğretmensiz bırakılan öğrencilere özel bir ihtisas mesleği olan öğretmenler yerine kimi yerlerde öğretmenlik formasyonuna sahip olmayan geçici ücretli öğretmenler görevlendirilmektedir. Bu İşlemler nedeniyle öğrencilerimiz eğitim öğretim hakkından yoksun bırakılmaktadırlar. Öğretmen atamalarına ilişkin getirilen kısıtlama, öğretmen açığının mevcut hukuki düzenlemelerle kapatılamaması sebebiyle bu hükme de açıkça aykırıdır.

T.C. Anayasasının ?Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler? bölümünün ?Genel ilkeler? başlıklı 128. maddesi:

?Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.

Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.?

Hükümlerini içermektedir. Bu madde hükmüyle de kamu hizmetinin sürekliliği ilkesi benimsenmiş, kamu hizmetlerinin genel idare esaslarına göre ve memurlar ile diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği kabul edilmiştir. Oysaki dava konusu işlem ve Anayasa'ya aykırılık iddiasında bulunduğumuz kanun hükmü ile eğitim-öğretim faaliyetlerinin atama bekleyen çok sayıda öğretmen dururken, geçici çözüm yollarıyla bertaraf edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bu durum ise T.C. Anayasası'nın 128. maddesine aykırıdır.

Bugün ülkemizde atama bekleyen 310 bin civarında öğretmen adayı bulunmaktadır. Bu sayı Haziran 2010 tarihinde 350 bini geçecektir. Ülkemizde ilk defa ?Ataması Yapılmayan Öğretmenler? (AYÖP) bir platform oluşturarak örgütlenmişlerdir. Basın açıklamaları açlık grevleri ve mitingler düzenlemektedirler. Böylelikle atanamayan öğretmenlerin durumu artık toplumsal bir sorun haline gelmiştir. OECD ülkeleri baz alındığında ilköğretimde 216 bin 52, ortaöğretimde 98 bin 453 toplamda 314 Bin 505 öğretmen açığı bulunmaktadır.

Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu ?Sözleşmeli öğretmenlik herhangi bir şekilde bizim öğretmenlerimize eziyet olsun diye veya kötülük olsun diye benimsediğimiz bir sistem değil. Hedeflenen, amaçlanan, ulaşılmak istenen öğrenciyi öğretmensiz bırakmamak? şeklinde basın açıklamasında bulunmuştur. Sayın Çubukçu; sözleşmeli öğretmen alımını ?öğrenciyi öğretmensiz bırakmamak? şeklinde açıkladığı bir temel nedene dayandırmaktadır. 24 Kasım 2009 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 23. Dönem 4. Yasama Yılı 22. Birleşimindeki konuşmasında ise ?76.721 öğretmen açığımız var.? diyerek öğretmen açığını düşük göstermekle birlikte, açık bulunduğunu kabul etmektedir.

Öğretmenlik mesleği, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun ?Öğretmenlik? başlıklı 43/1 maddesindeki ?Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.? Şeklinde tanımlanmasına karşılık, ülkemizde yeterince öğretmen alımı yapılmadığından çok sayıda öğrenci öğretmensiz kalmakta, Mersin İli gibi birçok ilimizde ihtiyaçlar pedagojik formasyonu olmayan meslek yüksek okulu mezunları, ücretli öğretmenler ve farklı alanlardaki branşlarda çalışan öğretmenlerle karşılanmaya çalışılmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmiş olması sebebiyle öncelikle dava konusu işlem ve kanun hükmünün yürütmesinin durdurulmasına ve devamında iptaline karar verilmesi hak ve adalet gereğidir.

Yukarıda izah edilen sebeplerle işbu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur. Takdir hakkı şüphesiz Sayın Mahkemenize aittir.

HUKUKİ SEBEPLER : T.C. Anayasası, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 31/12/2009 Tarihli ve 27449 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan 2010 sayılı Bütçe Kanunu, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 04.03.2006 tarih ve 26098 sayılı resmi gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik, Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar vs. ilgili yasal mevzuat

HUKUKİ DELİLLER : 31/12/2009 Tarihli ve 27449 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan 2010 sayılı Bütçe Kanunu, Mersin Valiliğinin 27.01.2010 tarih ve 2639 sayılı ?İlçe içi geçici öğretmen ve ücretli öğretmen görevlendirme işlemleri? konulu yazısı, muhtelif illerde öğretmen ihtiyacının ücret karşılığı görevlendirme, vekaleten görevlendirme yoluyla karşılanmasına ilişkin belgeler, vs. her türlü yasal delil

SONUÇ VE TALEP :Yukarıda arz ile izahına çalıştığımız ve mahkemenin de re'sen gözeteceği sair hususlar nedeni ile ;

1)- Mersin Valiliğinin 27.01.2010 tarih ve 2639 sayılı ?İlçe içi geçici öğretmen ve ücretli öğretmen görevlendirme işlemleri? konulu idari işleminin ve dayanağı olan 31/12/2009 Tarihli ve 27449 mükerrer sayılı. Resmî Gazete'de yayınlanan 2010 sayılı Bütçe Kanununun ?Kadroların kullanımına ilişkin esaslar? başlıklı 22´inci maddesi 1. fıkrasındaki; ?yüzde 50'sini geçmeyecek şekilde..? ibaresinin Anayasanın 10., 42. ve 128. maddelerine aykırılığına ilişkin iddiamızın ciddiye alınarak Anayasa Mahkemesine hükmün yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali başvurusunda bulunulmasına karar verilmesi ile bahsi geçen idari işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve devamında iptaline;

2)-Tüm yargılama harç ve masrafları ile ücreti vekaletin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini bilvekale saygılarımızla arz ile talep ederiz.09.02.2010

DAVACI VEKİLLERİ

Av. Dilek ATAK ZENGİN-Av. Hilal Kezban DÜZGÜN KILIÇ

Av. Hatice AYTEKİN- Av. Emrah AYTEKİN

Ekler:

*Onanmış vekaletname örneği

*Deliller bölümünde sayılanlar

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber