Kılıçdaroğlu'ndan 'deniz feneri' ile ilgili yeni iddia

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 31 Mart 2010 14:24, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

- CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya'daki Deniz Feneri e.V davasında "kurye" olarak adlarının geçtiğini belirttiği iki kişi arasındaki para teslimatına ilişkin "belgeleri" açıkladı.

Kılıçdaroğlu, düzenlediği basın toplantısında, Deniz Feneri konusunda Almanya'da yapılan yargılama ile Türkiye'deki süreci anımsattı.

Türkiye'de uzun süredir devam eden soruşturmada hangi delillere ulaşıldığını bilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ancak soruşturma sürecine ilişkin olarak ciddi kaygılar taşıdığımızı da belirtmek isteriz. Ayrıca bazı AKP yetkililerinin Türkiye'deki asli faillerle olan ilişkileri de soruşturmanın önündeki en ciddi engellerden biri olarak görülmektedir" diye konuştu.

Açıkladığı belgelerin, Türkiye'deki Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmaya önemli bir katkıda bulunacağını belirten Kılıçdaroğlu, 18 belgenin orijinalinin de kendisinde olduğunu belirttiği 2'sinin fotokopilerini basın mensuplarına gösterdi.

Belgelere göre, toplam 4 milyon 580 bin Avro'luk bir para teslimatının söz konusu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Eminim bu belgeler Almanya'da açılan 2. Deniz Feneri davasının da önemli delilleri arasında yer alacaktır" dedi.

Kılıçdaroğlu, şu iddialarda bulundu:

"Bu belgelerin altında imzası olan Hakkı Sadal ile İzzet Kurum, Deniz Feneri e.V. davasında adları geçen kişiler. Hakkı Sadal kurye görevini üstlenen kişi. Deniz Feneri çevresinde 'amca' adıyla geçiyor... İzzet Kurum ise Almanya'da görülen davada mahkum olan Mehmet Gürhan'ın kayın biraderi. Yine Türkiye'ye para akışında önemli kuryelerden biri olarak soruşturuluyor. Almanya'da açılan davanın savcılık iddianamesinde, İzzet Kurum ve Hakkı Sadal'ın Almanya'dan Türkiye'ye getirilerek Zekeriya Karaman'a elden teslim edilen paraların kuryeliğini yaptığı belirtiliyor.

Bu tutanaklardan ikisi orijinaldir. Yani güncel anlatımla 'ıslak imzalı'... Belgelerin asılları ve fotokopiler soruşturmayı yapan savcılığa teslim edilecektir. Bu belgeler, yurt dışında toplanan paraların bir bölümünün kimler tarafından Türkiye'ye getirildiğini ve kime teslim edildiğini göstermektedir. Tutanaklarda imzası olan Hakkı Sadal ile İzzet Kurum'un gerek Türkiye'de gerek Almanya'da Kanal 7 çalışanı olup olmadıklarının da savcılıkça sorgulanması gerekmektedir. Çünkü soygunun asıl patronları bunlar değildir, paraları teslim alan, yolsuzluğu organize eden asıl faillerin bulunması gerekiyor."

"4 milyon 580 bin Avronun Türkiye'de niçin ve kimler için harcanmıştır?" diye soran Kılıçdaroğlu, konunun 4208 Sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Yasa çerçevesinde de soruşturulması gerektiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, "İnsanların en temiz duygularını sömürerek, yolsuzluk yapanlardan hesap sorulmasını ve yolsuzluk yapanların yargı karşısına çıkarılmasını bekliyoruz" dedi.

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, tutanakların para alış verişinin nerede yapıldığını göstermediğini belirtti. Kemal Kılıçdaroğlu, "Ama bu paranın bir şekliyle yurt dışından getirildiği ve İzzet Kurum'a verildiği gözüküyor. İki orijinal belge de öyle. Bunların dışında 16 tane daha tutanak var. Cumhuriyet savcılığına teslim edeceğiz bunları. Hem orijinal belgeyi hem de elimizdeki diğer tutanakları. Dolasıyla savcılık teslim yeri konusunda bilgilerine başvuracaktı. Büyük bir rakam. Büyük bir olasılıkla Almanya'da açılacak ikinci davada bu belgeler de istenecektir. Orada da önemli bir belge olacağını düşünüyoruz" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'ndan Gökçek'e İki Soru

- CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a "televizyonda tartışma" çağrısına ilişkin soruya, Gökçek'e iki soru yönelterek yanıt istedi.

Düzenlediği basın toplantısında soruları da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Altan'ın "sadece 31 gün Denizcilik Müsteşarlığında Müsteşar Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra bu göreve atandığının" belirtilmesi üzerine, şöyle konuştu:

"Bu sayın üye, eğer onur ve ayıp denen iki kavramı biliyorsa, bu kavramların gereği olarak görevinden derhal çekilmek zorundadır. Acaba yarın kendisi Anayasa Mahkemesi üyesi olduğunda kendisine müsteşar yardımcılığı koltuğunu ikram eden Sayın Binali Yıldırım'ın davası geldiğinde nasıl tarafsız kalabilir. Anayasa Mahkemesinin Başkanını, üyelerini bu etik dışı uygulamaya son vermeleri için göreve davet ediyorum. Hiç kimse Anayasa Mahkemesi üzerinde kuşku doğuracak bir hareketin içinde olmamalıdır. Sayın üyenin de bu duyarlığı göstererek, kendi iradesiyle, toplumun beklentilerine ve ahlaki değerlere uygun şekilde o görevden ayrılacağını düşünüyorum."

GÖKÇEK'E İKİ SORU

Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a "televizyonda tartışma" çağrısına ilişkin soruya, Gökçek'e iki soru yönelterek yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu, "ERG diye bir firma var. Bir Alman firması olduğu söyleniyor. Sayın Gökçek bunun hala bir Alman firması olduğunu iddia ediyor mu? Kim bu firma? Bu firmaya ne kadar para ödendi? İkincisi, Ankaraspor vergi kaçakçılığı yaptı mı? Evet veya hayır diyecek" dedi.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in anayasa değişiklik teklifini işleme koyduğunun anımsatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Sayın Başkan taslağı incelemiş ve bu kanaate varmışsa saygı duyarız. Biz hala görüşümüzü koruyoruz" diye konuştu.

Paketin Meclisten geçmesi durumunda Anayasa Mahkemesine başvurup başvurmayacaklarının sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Belki bu haliyle geçirmeyecektir Adalet ve Kalkınma Partisi. Aklın egemen olduğu bir yapının parlamentoda egemen olacağını düşünüyoruz" karşılığını verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber