Jandarmanın çelik bariyeri mahkumlardan
Türkiye'nin dört bir yanındaki cezaevlerinde kalan hükümlü ve tutukluların istihdam edildiği iş yurtları, Jandarma Genel Komutanlığı için çelik bariyer üretiyor.
Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı başta olmak üzere pek çok kamu kuruluşuna hizmet veriyor. 10 bin civarında hükümlü ve tutuklunun çalıştığı bu yerlerde üretilen ürünlerin satışından elde edilen gelirler, yine çalışanlar arasında dağıtılıyor.
Türkiye'de 368 ceza infaz kurumu ve bu kurumlarda 119 bin 578 hükümlü ve tutuklu bulunuyor. İş yurtlarında tam zamanlı olarak 4 bin 320, değişik zamanlı olarak ise 10 bin civarında insan çalışıyor. Buralarda mobilya, matbaa, tekstil, konfeksiyon, triko, ayakkabı, inşaat, fırıncılık, süt ve süt ürünleri, sebze ve meyve, tarım ve besicilik, gümüşçülük, seramik, çinicilik, halı ve kilim dokumacılığı, hediyelik eşya, mermer, oniks, tablo ve benzeri el sanatları başta olmak üzere 40'ın üzerinde alanda hizmet ve ürün üretiliyor. Böylece ceza infaz kurumları, sadece firara karşı tedbirlerle donatılan kurumlar olmaktan çıkarılarak eğitim ve iyileştirmenin en üst seviyede uygulandığı kurumlara dönüştürülmüş oluyor.
Deniz, Hava ve Kara Kuvvetlerinin nevresim, kamuflaj takımları mahkumlar tarafından üretiliyor. İş yurtlarının demir atölyelerinde tutuklu ve hükümlüler, Jandarma Genel Komutanlığı için toplumsal olaylarda kullanılan çelik bariyerlerin üretimini yapıyor. Ayrıca kredi yurtlar kurumunun da nevresim takımları yine mahkumların el hünerlerinden geçiyor.
Buralarda çalışan hükümlülere 2010 yılı itibariyle 6,00 TL gündelik ödenirken, iaşe bedeli ise alınmıyor. İş kazası, meslek hastalığı ve analık kollarında sigorta yapılıyor. Hükümlülerin çalıştırılmalarında ulusal ve uluslararası mevzuat ve standartlara tam olarak uyuluyor. Emeklerinin karşılığı olarak hükümlülere, gündeliğin dışında ürünlerin satışından elde edilen yıllık gelirin yüzde 25'i dağıtılıyor.
Adalet Bakanlığı, iş yurtlarının temel amacını şu sözlerle özetliyor: "Kişisel ve toplumsal güvenliği sağlamak. Hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek. Toplumu suça karşı korumak. Hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken, kanunlara, toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmak."
"İÇERİDEKİ VE DIŞARIDAKİLERİN KAYNAŞMASI İÇİN ÖNEMLİ"
Yedincisi gerçekleştirilen geleneksel ceza infaz kurumlarının ürün sergisi, Ankara Zafer Çarşısında vatandaşların beğenisine sunuldu. Ülkenin dört bir yanındaki mahkûmların el emeği, göz nuru ürünleri, özellikle cezaevlerinin bulundukları illerin yöresel özelliklerini yansıtıyor.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Üstün Dökmen, ceza infaz kurumlarının gerçek anlamda bir rehabilitasyon merkezleri olması gerektiğinin altını çizdi. Sadece ceza değil, kişinin topluma kazandırılması, davranış, düşünce, duygu yönünden rehabilite edilmesi, topluma kazandırılmasının hedef alınması gerektiğini vurgulayan Dökmen, moral durumlarının kendilerine zarar vermeyecek durumda olması gerektiğini ifade etti.
Bu tür atölyelerde çalıştıkları zaman bunların hepsinin gerçekleştirildiğine dikkat çeken Dökmen, "Bu üretkenlik ceza infaz kurumlarında bulunanlar için önemli olduğu kadar dışarıdakiler için de önemli. Cezaevlerinde tahliye edilmeden önce dış dünyaya uyum sağlamaları için bir takım etkinlikler yapılıyor. Bu iyi ama dışarıdaki insanların da kendi arasına katılacak eski hükümlüye uyum sağlaması gerekiyor. Hükümlü dış dünyaya hazırlanmalı ama dış dünyada onu kucaklamaya hazırlanmalı. Şimdi herhangi birisi bu satışa sunulan ürünleri gördüğü zaman, bunu yapan insanlara daha farklı bir gözle bakacaktır. Hem içeridekilerin hem dışarıdakilerin kaynaşması için önemli bir çalışma." dedi.