Görevi devreden rektör, hellalleşmeyi ahirete bıraktı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Kasım 2010 19:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOPÜ) Rektörlüğü görevine atanan Prof. Dr. Mustafa Şahin, görevini Prof. Dr. Zehra Seyfikli'den devraldı.

GOPÜ'de 8 yıldır rektörlük görevini devam ettiren Prof. Dr. Zehra Seyfikli, görevini Prof. Dr. Mustafa Şahin'e devretti.

Devir teslim töreninde konuşan Seyfikli, rektörlük görevinin sonuna geldiğini, pazartesi gününden itibaren Mustafa Şahin'in rektörlük makamında oturacağını belirterek, ''Ben görevde bulunduğum 8 senelik zaman içerisinde Gaziosmanpaşa Üniversitesi ve Tokat'ın gelişmesi yönünde çalışmalar yaptım. Bazen beni eleştirdiler, bazen övgü dolu sözler söylediler. Ben kimseye hakkımı helal etmiyorum. Kimseden de helallik beklemiyorum. Diğer dünyada helalleşiriz. Şahin'e rektörlük görevinde başarılar diliyorum. Kendisinin üniversitemizi benden daha ilerilere götüreceğine inanıyorum'' dedi.

GOPÜ'nün yeni rektörü Prof. Dr. Şahin'in de ''Hocamızın üniversitemize yapmış olduğu emekleri asla inkar edemeyiz. Ben yapmış olduğu emeklerden çalışmalardan dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum. Yarınlarımızın daha güzel olacağına inanıyorum'' diye konuştu.

-PROF. DR. SEYFİKLİ'NİN BASIN TOPLANTISI-

Bu arada Prof. Dr. Seyfikli, devir teslim töreninden önce GOPÜ Taşlıçiftlik Kampüsünde düzenlediği basın toplantısında, görevlerin gelip geçici olduğunu belirterek, bu süreçte yapılanların önemli olduğunu aktardı.

Üniversitenin personel durumu ile döneminde yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Seyfikli, Niksar ve Turhal'da iki yüksek okul projelerinin olduğunu belirterek, ''Senatomuzdan geçirdik ve YÖK'e bildirdik. Fakat YÖK'te problem olmuş geri geldi. Bu düzeltmeyi yapıp yeni yönetim gönderecektir. Ben görevi devir aldığımda öğrenci sayımız 7 bin 800'dü. Şimdi ise 18 bin 621 öğrencimiz var. Bunların 12 bin 642'si Tokat'ta yaşıyor. 5 bin 979'u da ilçelerde yaşıyor'' dedi.

GOPÜ'nün kendi döneminde geriye gitmediğini belirten Prof. Dr. Seyfikli, şöyle konuştu:

''Demokratik ve düzgün bir üniversite olarak çalıştı. 'Hakkım yendi' diyen insanlara çok iyi baktığınızda, gerçekten haklarının yenip, yenmediğini araştırdığınızda belki sizler de göreceksiniz. Ama bilmeden de hak yemiş olabilirim. Ben de şu anda, sizler de dahil olmak üzere, hiç kimseye 'hakkınızı helal edin' demiyorum. Benim de kimseye hak helal etmek gibi bir durumum yok. Çünkü ben, başkalarına, kime ne kötülük yaptığımı bilmiyorum, tam olarak. Yapmadığım için bilmiyorum. Başkasının da benden ne kötülük gördüğünü bilmiyorum. Ahirete inanan bir insanım. Orada bakarız, helalleşiriz hep birlikte. Yani herkes görür ne yaptığını ve orada helalleşiriz. Bunu art niyet olarak düşünmeyin.''

Bir gazetecinin ''devam eden davalar var mı?'' şeklindeki sorusunu ise Seyfikli, şöyle yanıtladı:

''Kelkit projesi ile ilgili sonuç alındı. Savcılık, doğrudan, suç yoktur diye geri verdi. Mahkeme süreçleri çok farklı. Benim şikayetçi olduğum mahkemelerde bile geliniyor, gelinmiyor, bir evrak isteniyor, bunların çok kolay sonuçlanacağına benim aklım ermiyor. ''

-''ANKARA BİZE SAHİP ÇIKTI, HAKSIZLIK ETMEYELİM''-

''İçinizde uhde olarak kalan, yapamadığınız projeler neydi?'' şeklindeki soru üzerine de Seyfikli, şunları söyledi:

''İçimde uhde olarak kalan en büyük projem Teknopark'ta bizim hayalimiz 500 insanı işe sokmaktı. Bu projemiz bitmedi. İkincisi de Doğa Tarihi Müzesi idi. Bu ikisini yapabilmeyi çok istiyordum ama hiçbirisini yapamadım. Diğerlerinde üniversitemizin gelişimi gerçekten çok düzenli ve normal seyrinde gitti. Yani kötü gitmedi. A kişisi engellemeye çalışmışsa, Bakanlarımız sahip çıktı. B kişisi engellemeye çalışmışsa, Sayın Başbakanımız, başbakan yardımcılarımız sahip çıktı. Yani bir şey oldu. Rektörün siyasilerle arası olmadığı söylendi. Aslında, hayır. Ankara bize sahip çıktı, haksızlık etmeyelim. Yoksa ben ne bu kadar bina yapabilirdim, yani, eski inşaatın kaç katı inşaat yapıldı üniversitede. Yaptıramazdım. Ben bunları cebimden para verip yaptırmadım ki. Bu da demek ki, aslında Ankara bize sahip çıkmış, haksızlık edemem ben. Çıktılar da yani, ben hepsine teşekkür ediyorum.''

Prof. Dr. Seyfikli, bir gazetecinin sanık konumunda olduğu bir davanın olup olmadığını sorması üzerine şu yanıtı verdi:

''Buradaki mahkemeler içinde hiç yok. Ama Danıştay'dan gidenler var. YÖK'ten Danıştay'a giden ve orada karar aşamasında olan dosyalarım var. Tokat'ta şikayet dosyaları var. Şikayet ediyorum ben. Adaletle görüyorum işimi. Hazreti Yusuf'u unutmayın, masumken başına neler geldi. İnsanoğlusunuz, bilerek ve isteyerek yaptığım hiçbir yanlışım yok. ''

Basın toplantısının ardından Seyfikli, gazetecilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber