İki eski Bakanın yargılanmasına devam edildi

Haber Giriş : 22 Mart 2005 12:44, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devlet eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve Devlet eski Bakanı Recep Önal'ın görevlerini kötüye kullanarak, Halk Bankası'nı zarara uğrattıkları gerekçesiyle, Yüce Divan'da yargılanmalarına bugün devam edildi.

Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan sıfatıyla yaptığı yargılamanın ikinci duruşmasında Özkan savunma yaptı. Halk Bankası'nın kendisine bağlı bir kuruluş olmadığını kaydeden Özkan, Halk Bankası'nda verileni kredilerle ilgili hiçbir işlemin kendisinin onayına gelmediğini söyledi. Özkan, söz konusu kredilerin tamamının kendinden önce açıldığı belirtti. Banka murakıpları tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen raporda, savcılığın "görevsizlik" kararı verdiğini hatırlatan Özkan, "Banka müdürü ve yöneticileriyle ilgili soruşturma yapılması için bakanın onayı gerekmektedir. Oysa ki, banka murakıpları benim banka yöneticileriyle ilgili onayımı almadan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermiştir. Bu yasalara aykırıdır. Bakanın onayı olmadan raporlar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilemez" dedi.

Özkan, Halk Bankası yöneticileriyle ilgili Hazine Müsteşarlığı'ndan sorumlu Devlet eski Bakanı Güneş Taner'e 6 kez yazı yazdığını ve yazısında, banka yöneticilerinin savunmasına alınmasını istediğini ve banka yöneticileriyle ilgili bir usulsüzlük varsa gereğini yapacağını belirttiğini ifade etti. Özkan, bunun üzerine Güneş Taner'in üstü kapalı bir şekilde banka müdürü ve 2 yöneticinin görevden alınmasını istediğini öne sürdü.

Özkan, 57. hükümet kurulur kurulmaz Devlet bankalarıyla ilgili 1998 yılına kadar verilen kredilerle ilgili geniş bir denetim yapıldığı ifade etti. Banka murakıplarının Halk Bankası yöneticileriyle ilgili değişik tarihlerde hazırladığı raporları kendisinin onayına sunulmadan doğrudan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmeye devam ettiğini belirten Özkan, bununla ilgili Hazine Müsteşarlığı'na yazı yazmasına rağmen kendisine bir cevap gelmediği söyledi. O tarihte Türkbank olayının patlak verdiğini ve Güneş Taner'in istifa ettiğini anımsatan Özkan, "Güneş Taner istifa ettiği için Hazine Müsteşarlığı Mesut Yılmaz'a bağlanmıştır. Bunun üzerine konuyu Sayın Yılmaz'a götürdüm. Yılmaz'da bana o dönemde 'O zaman siz gereğini yapın' dedi. Bizde gereğini yaptık" diye konuştu. Hazine Müsteşarlığı'nın Yılmaz'ın sorumluluğuna geçtiği için Halk Bankası yöneticileriyle ilgili Başbakan Müfettişleri tarafından soruşturma başlatıldığını kaydeden Özkan, şöyle devam etti:

"Benim talebim olmadan Başbakan Teftiş Kurulu önce konuyu Bankalar Yeminli Murakıpları ile görüştü ve daha sonra Yılmaz'a giderek onay aldı. Daha sonra Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu da bu konuda da inceleme yaptı. Bu çerçevede hazırlanan rapor dönemin Başbakanı Ecevit'e gelmiş, bir gün sonra da bana gönderilmişti. Bende takdir yetkimi kullanamadan ve dosyayı tam inceleyemeden dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdim."

Bankalar Yeminli Murakıpları tarafından hazırlanan raporu görevini yerine getirmeyerek, sürenin uzatıldığı yönündeki iddiaları yalanlayan Özkan, "Bunlar asılsız ve mesnetsiz iddialardır. Bu rapor bakanlığıma hiç gelmedi. Oysa, Meclis Soruşturma Komisyonu, bu raporu bana gelmiş gibi gösterdi. Bu durum komisyonun ne kadar art niyetli olduğunu gösteriyor" dedi.

Özkan, Banka Murakıpları tarafından hazırlanan raporların objektif bir biçimde hazırlanmadığını savundu. Başbakan Teftiş Kurulu Müfettişleri tarafından 12 rapor hazırlandığına işaret eden Özkan, bu raporlardan 10 tanesinde banka yöneticileriyle ilgili suç unsuru görülmediği, sadece 2 raporda suç unsuru görülerek savcılığa gönderildiğini belirtti. Özkan, Halk Bankası ile ilgili iddialarla ilişkilendirildiği dönemde yöneticileri görevden alıp, partiye yada bazı çevrelere yakın birilerinin yönetime atanması halinde bugün Yüce Divan'da yargılanmayacağı savundu.
Özkan, "Benim düşüncem kamuda devamlılık esastır. Sadece Halk Bankası yöneticileri için değil diğer kamu kurumlarında yöneticilerle ilgili yasal koşullar oluşmadığı süreci hiç kimseyi görevden almadım. Göreve geldiğimde özel kalem müdürünü bile değiştirmedim" diye konuştu. Halk Bankası'nın o dönemde yılı karlı bir biçimde kapattığını belirten Özkan, "Bu durumda yöneticilerin görevden alınmaları için imada bulunulmasına bir anlam vermiş değilim" ifadesini kullandı. Özkan, banka kredilerinin verilmesinde telkin ve etkin yönündeki iddiaları da yalandı. Mal varlığıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Özkan, Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından kendisi, eşi ve çocukları ile akrabalarının mal varlıklarının araştırıldığını ve bu yönde araştırmada tüm mal varlığının mal beyanında yer aldığının tespit edildiği vurguladı. Özkan, raporda, bankadan kredi çeken kişilerle ilgili ve ne kendisinin ne de akrabalarının herhangi bir ilişkide olmadığının ortayı çıktığını belirtti. "Sırf siyasi çekişme ve bakanlıklar arasındaki çekişme beni Yüce Divan'a getirmiştir" diyen Özkan, şunları kaydetti:

"Siyasi yaşamım boyunca daima hukukun üstünlüğünü gözettim. Görevini yapan bir insan vicdanım rahat. Bakanlığım süresince kamu bankasını zarara uğrattığım, takdir hakkımı amacı dışında kullandığım iddiaları yalandır. Yargılamama neden olan iddiaların tümü siyasi suçlamalardır."

Özkan, Mesut Yılmaz'ı ve Taner'i suçlayarak, "Yılmaz'ın Hazine Müsteşarlığı'na baktığım dönemde, benim yazdığım yazıya 652 gün bekletip, cevap vermeyenler mi suçlu, yoksa ben mi? Bana konuya ilişkin iki rapor geldi. İkisine de birer gün arayla soruşturma izni vererek dosyaları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yolladım" şeklinde konuştu.
Duruşma, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İHA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber